K­u­r­ ­k­a­d­e­m­e­l­i­ ­b­i­ç­i­m­d­e­ ­e­n­f­l­a­s­y­o­n­u­ ­t­a­k­i­p­ ­e­d­e­b­i­l­m­e­l­i­

K­u­r­ ­k­a­d­e­m­e­l­i­ ­b­i­ç­i­m­d­e­ ­e­n­f­l­a­s­y­o­n­u­ ­t­a­k­i­p­ ­e­d­e­b­i­l­m­e­l­i­

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, ekonomiye ilişkin son gelişmeleri değerlendirdi. Ekonomide en önemli konuların başında enflasyonla mücadelenin geldiğini belirten Avdagiç, ‘’Kurun, enflasyon dikkate alınarak kademeli ve dengeli bir biçimde enflasyonu tamamen olmasa bile makro açıdan takip edebiliyor olması önemli. Bu yaşandığı zaman biz enflasyona bağlı olarak önümüzdeki dönemle ilgili fiyatlamalarımızı yapabileceğiz’’ dedi.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, iş dünyası ve ekonomiye ilişkin son gelişmeleri değerlendirdi. Ekonomide en önemli konuların başında enflasyonla mücadelenin geldiğini belirten Avdagiç, ‘’Enflasyon rakamını kontrol altına almaya başladığınız anda faizler, paranın maliyeti, krediye ulaşım, bütün bunlarda hızlı bir düzelme ve daha makul noktalara geliş yaşanabilecektir. Dolayısıyla bütün bu konuştuğumuz sıkı para politikası, faizlerin seviyesi, kredi maliyeti, bütün bunların çözümünün temel argümanını biz enflasyonun çok hızlı bir şekilde aşağı düşmesine bağlıyoruz. Bunu yapabilirsek, yani Orta Vadeli Program’daki enflasyonu 2024’te yüzde 33’lerde, 2025’te yüzde 16’lara çekmeyi becerebilirsek zaten konuştuğumuz bu konular yavaş yavaş gündemden çıkmaya başlayacak’’ dedi.

Avdagiç, döviz kurlarına değinirken de bu konuda prensip olarak öngörüde bulunmadıklarını belirtti.

Türkiye’de enflasyon devam ettiği takdirde döviz kuru uzun süreli yatay seyrini sürdürdüğünde bir zaman sonra ani sıçramalar olabildiğini söyleyen Avdagiç, bunun bütün şirketlerin fiyatlama stratejilerinde etkili olduğunun altını çizdi. Bu durumun da enflasyon üzerinde ilave bir rakam oluşturduğunu söyleyen Avdagiç, “Bu anlamda kurun, enflasyon dikkate alınarak kademeli ve dengeli bir biçimde enflasyonu tamamen olmasa bile makro açıdan takip edebiliyor olması önemli. Bu yaşandığı zaman biz enflasyona bağlı olarak önümüzdeki dönemle ilgili fiyatlamalarımızı yapabileceğiz, ihracat fiyatlarımızı oluşturabileceğiz, maliyetlerimizi hesaplayabileceğiz.” ifadesini kullandı.

Şekip Avdagiç, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) Eximbank üzerinden ticari bankalar aracılığıyla kullandırdığı reeskont kredilerinin faiz oranlarını düşürmesi ve limitleri artırmasının iki yönden çok değerli bir adım olduğunu belirterek “Doğrudan reeskont kredilerini kullanan şirketlerin kredi maliyetleri hala yüksek olsa da çok hissedilir bir şekilde azaldı. İkinci konu ise firmalar bu maliyetlerle reeskont kredilerine ulaştıkça, reeskont kredisi ve ticari kredi maliyetleri arasında çok fark olmadığından firmalar tercihlerini farklı bir şekilde de kullanabiliyorlardı. Ancak şimdi uygun maliyetle reeskont kredilerinin piyasaya girmesi, ticari krediler üzerindeki baskıyı da azaltacaktır. Ellerindeki kaynağı krediye çevirmek durumunda olan bankalar, buradaki azalan talebe bağlı olarak yeni talep oluşturmak için daha uygun maliyetli ticari kredi paketleri oluşturmak durumunda kalacaklardır. Dolayısıyla TCMB’nin reeskont kredilerinin maliyetini düşürmesi, piyasada kullanılan ticari kredi maliyetlerinin de bir miktar daha makul noktaya gelmesine katkı sağlayacaktır’’ değerlendirmesini yaptı.

Gayrimenkul piyasasındaki duruma ilişkin olarak da Türkiye’nin aile yapısındaki değişimlerin konut piyasasını etkilediğini söyleyen İTO Başkanı Şekip Avdagiç, Türkiye’de yıllık 800-850 bin adet konut talebi olduğunu belirtti. Bunun karşılanamadığı durumlarda konut fiyatlarının, özellikle de kiraların yüksek kalmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. ‘Daha makul büyüklükte konut üretim süreci’nin devreye alınması gerektiğini ifade eden Avdagiç, “Batıda 100-120 metrekarelik genel kullanıma açık evler çok az, ortalama daireler 65 ile 80 metrekare arasında. Mutlaka insanların tekrar makul büyüklükte konuta erişiminin önünün açılması gerekiyor” dedi. Avdagiç, bu konuda arsa maliyetlerinin de önemli olduğunu belirterek, Türkiye’de mutlaka konut finansmanının içinden arsa finansmanını çıkaracak adımların atılmasına ihtiyaç olduğunu söyledi.

Türk şirketlerinin yüksek maliyetli dış kaynak kullanımına karşı makul bir süre içinde öz kaynaklarını oransal olarak artırmalarının çok önemli olduğunu söyleyen Şekip Avdagiç, şirketlerin yüksek maliyetli kredi kullanmada isteksiz olduğunu belirterek “Yakın zamana kadar finansmana ulaşım problemi vardı. Şu anda finansmana ulaşımdan ziyade finansmanın maliyeti daha çok konuşulmaya başlandı. Buna bağlı olarak sermaye piyasasına girişler var” dedi.

Avdagiç, yurt içindeki küçük, orta ve büyük şirketlere “gelişmiş ülkeler ölçeğinde” bakıldığında, öz kaynak oranlarının düşük olduğunun görüldüğünü dile getirerek şöyle devam etti:

“Avrupa’da ‘yüzde 50 öz kaynak, yüzde 50 yabancı kaynak’ gibi bir kabul vardır. Türkiye’de öz kaynak oranı daha düşük. Dolayısıyla Türk şirketlerinin yüksek maliyetli dış kaynak kullanımına karşı kendilerini korumaları için makul bir süre içinde genel anlamda öz kaynaklarını oransal olarak yükseltmeleri çok önemli.”

Ticari kredi kartı kullanımına değinen İTO Başkanı Şekip Avdagiç, firmaların ödeme zincirinde çok önemli bir araç olan bu kartların hem limitlerinin hem de taksit seçeneklerinin bireysel kredi kartlarından ayrı değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Avdagiç, birçok küçük ve orta ölçekli şirketin ödemelerini şirket kredi kartlarıyla yaptığını belirterek, kartlı ödemelerde alım-satım ve para tahsilatının tamamlanabildiğini, ilave bir tahsilat, takip veya herhangi bir süreç gerekmediğini söyledi. Şirketlerin kredi kartı limitlerinin güncellenmesine ve uzun vadeli taksitli kredili bir sürece ihtiyaç olduğuna işaret eden Avdagiç, “Geçtiğimiz dönemlerde karşılıksız çek oranlarında yaşanan artışlarda, ticari kredi kartlarına uygulanan limit ve taksit kısıtlamalarının da etkisinin olabileceği ihtimalini göz ardı etmemek gerekiyor’’ dedi.

Popular Articles

Latest Articles