K­a­l­p­ ­k­r­i­z­i­ ­r­i­s­k­i­n­i­n­ ­i­l­a­c­ı­ ­g­ü­n­d­e­ ­b­e­ş­ ­f­i­n­c­a­n­ ­k­a­h­v­e­

K­a­l­p­ ­k­r­i­z­i­ ­r­i­s­k­i­n­i­n­ ­i­l­a­c­ı­ ­g­ü­n­d­e­ ­b­e­ş­ ­f­i­n­c­a­n­ ­k­a­h­v­e­

Kahve içerisinde yüksek miktarda bulunan antioksidanların sağlığa olumlu etkilerinin olduğunu belirten Kardiyoloji Uzmanı Dr. S. Anıl Sarıca, “Kahvedeki bazı içeriklerin damar genişletici etkileri bulunuyor. Bu nedenle kahve, kalp krizi ve inme gibi sorunlara neden olan kalp ve damar damar hastalığı problemlerinin de oluşumunu ciddi ölçüde azaltabiliyor” dedi.

Harvard Üniversitesi’nde yapılan araştırmada kahve ya da çay içmenin erken ölüm riskini büyük oranda azalttığının ortaya çıkmasının ardından, kahvenin sağlığa faydaları yeniden gündeme geldi. Kahve içerisinde, yüksek miktarda bulunan antioksidanların, sağlığa olumlu etkilerinin olduğunu belirten Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. S. Anıl Sarıca, buna rağmen, tüketim şekli ve miktarının kahveyi sağlıklı bir seçenek olmaktan çıkarabileceğine de vurgu yaptı.

Uzm. Dr. Sarıca, günde 2 ila 4 fincan arası kahve tüketiminin ‘düşük tüketim’ olduğu bilgisini paylaşarak, altı ve daha fazla kahve tüketiminin ise ‘ağır tüketicilik’ olarak tanımlandığını kaydetti. Günde 2 ila 4 fincan arası kahve tüketiminin sağlıklı olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Sarıca, “Kardiyologlara en sık sorulan soruların başında kahve tüketiminin insan sağlığına etkileri geliyor. Kahvenin içerisinde bulunan 1000’den fazla biyolojik aktif bileşen sayesinde günde iki ila dört fincan kahve tüketimi kalbe iyi geliyor” dedi.

Uzm. Dr. Sarıca, kahvenin tarih boyunca yara iyileştirme, ishal tedavisi, romatizmal doku hastalıkları ve böbrek taşı tedavisi gibi tıbbi tedavilere yönelik de kullanıldığını hatırlatarak, şunları söyledi:

“Kahvedeki bazı içeriklerin, damar genişletici etkileri bulunuyor. Bu nedenle kahve, kalp krizi ve inme gibi sorunlara neden olan kalp ve damar damar hastalığı problemlerinin de oluşumunu ciddi ölçüde azaltabiliyor. Özellikle günde dört ya da beş fincan kahveye denk gelen 500 mg kafein tüketimi, kalp krizlerine neden olan koroner atar damarlardaki kireçlenmelere olumlu etki edebiliyor.”

Aşırı kahve tüketiminin kalp ve damarlar üzerinde olumsuz etkilere neden olduğu uyarısında da bulunan Sarıca, tüketilmesi gereken kahve miktarları ile ilgili şu bilgileri verdi: “Genetik farklılıklar da göz önünde bulundurularak, günlük kafein tüketiminin 300-400 mg seviyelerinin üzerine çıkarılmamasına özen gösterilmelidir. Birim ölçü başına düşünüldüğünde ise; bir fincan Türk kahvesi 60-65 mg, 1 kupa filtre kahve 100-120 mg, 1 fincan espresso kahve 130-200 mg, 1 kupa Americano kahve 100 mg kadar kafein içeriyor. Artırılmış kafein ve kalori içerikli yeni trend kahvelerin (soğuk kahveler) vücudumuzda uzun dönem etkilerine dair daha çok çalışma ve incelemeye ihtiyaç vardır.” Uzm, Dr. Sarıca, aşırı kahve tüketiminin çarpıntı, endişe, kaygı ve uyku problemleri doğurabileceğine de değinerek, ilaç kullanan kişilerin ise kafeinsiz formlar tercih etmesi gerektiğini belirtti.

Harvardlı bilim insanlarının araştırmasında, şekerli ve gazlı içecek tüketenlerin kalp ve damar hastalığına yakalanma riskinin yüzde 25 daha fazla olduğu belirtilirken, günde 6 fincan kadar kahve içenlerin erken ölüm riskinin de yüzde 26 azaldığı kaydedilmişti.

Uzmanlar, kafein içeriği sayesinde çay içmenin de kan akımına yardımcı olduğu kadar, beyin fonksiyonlarının güçlenmesine de desteklediğini belirtiyor. Son yapılan çalışmalara göre kateşinlerin ve kafeinin vücut ağırlığına ve enerji harcaması üzerine etkileri bulunuyor. Bireylerde termogenezi uyaran kafein yağ oksidayonunu destekliyor. Siyah çayda bulunan fitokimyasallar, kemiklerin güçlenmesini desteklediği gibi kemik yoğunluğuna katkı sağlıyor. Türkiye’de tüketilen ince belli bir bardak çayda 50-70 mg kafein bulunuyor. Uzmanlar, günde 2-4 fincan açık çay tavsiye ediyor. Çay fazla tüketildiğinde kafeinden dolayı sinir sistemi ve dolaşım sistemi hızlanıyor, kalp daha çok atarak, hızlanıyor. Aşırı çay tüketimi bireyleri zinde ve enerjik hissettirse de beyin bunu bir süre sonra alışabiliyor ve kişiyi uyuşuk bir hale getirebiliyor.

Popular Articles

Latest Articles