B­u­ ­b­e­d­d­u­a­l­a­r­ı­ ­e­d­e­r­k­e­n­ ­i­k­i­ ­k­e­r­e­ ­d­ü­ş­ü­n­ü­n­!­ ­S­i­n­i­r­l­e­ ­a­ğ­z­ı­n­ı­z­d­a­n­ ­k­a­ç­ı­r­d­ı­ğ­ı­n­ı­z­ ­o­ ­b­e­d­d­u­a­l­a­r­ ­s­e­v­d­i­k­l­e­r­i­n­i­z­ ­h­a­y­a­t­ı­n­ı­ ­k­a­r­a­r­t­a­b­i­l­i­r­

B­u­ ­b­e­d­d­u­a­l­a­r­ı­ ­e­d­e­r­k­e­n­ ­i­k­i­ ­k­e­r­e­ ­d­ü­ş­ü­n­ü­n­!­ ­S­i­n­i­r­l­e­ ­a­ğ­z­ı­n­ı­z­d­a­n­ ­k­a­ç­ı­r­d­ı­ğ­ı­n­ı­z­ ­o­ ­b­e­d­d­u­a­l­a­r­ ­s­e­v­d­i­k­l­e­r­i­n­i­z­ ­h­a­y­a­t­ı­n­ı­ ­k­a­r­a­r­t­a­b­i­l­i­r­

Zaman zaman hepimizin diline sahip çıkamadığı anlar olur. İnsan, öfkelendiği, bir sıkıntıya düştüğü ve güçlüklerle karşılaştığı zaman, muhâtaplarına çok ko­laylıkla bedduâ edebilmektedir. Fakat beddua etmek doğru mudur?

Beddua; Farsça 'da "kötü" anlamına gelen bed ile Arapça 'da "isteme, dileme" gibi anlamlara gelen dua kelimelerinden oluşmuş bir bileşik isimdir. Bir kimsenin başına kötü şeylerin gelmesi için yapılan duaya beddua denilmektedir. Müslümanların olur olmaz sebeplerle birbirleri aleyhine beddua etmeleri İslâm ahlâkıyla bağdaşmaz.

İslâm, Müslümanların kendileri ve diğer Müslümanlar aleyhinde beddua etmelerini yasaklamıştır. Peygamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuştur.

Bir mü'mine lânet etmek, onun şeytan gibi ilâhî rahmetten ebediyyen mahrum kalmasını dilemek anlamına gelir. Bu ise, o Müslümanın hayat hakkına tecâvüz etmek, onu öldürmek gibi çok ağır bir suçtur.

Etrafa lânet yağdırmayı huy edinmiş olanların kıyamet günü uğrayacakları mahrûmiyeti ortaya koymaktadır. Böylesi kimseler, kıyamette kimseye şefaatçi olamaz ve şâhitlik yapamaz, bu tür mutlulukları yaşayamazlar. Bu, onların mü'minler arasında olması gereken acıma ve yardımlaşma gibi güzel duygu ve ilişkilerden uzak bulunduklarının hem göstergesi hem de cezâsıdır. Yani âhirette lânetçinin şefaatı ve şehâdeti kabul edilmeyecektir.

Çoğu zaman içinden çıkamayacağımız bir durumla karşılaştığımızda veya hastalıktan acı çektiğimiz zamanlar '' Allah' ım al da canımı kurtulayım'' deriz. Halbuki Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem bir hadîslerinde şöyle buyurmuştur:

“Başına bir musîbet geldi diye hiçbiriniz ölümü temennî etmesin. Mutlaka böyle bir şey temennî etmek zorunda kalırsa: ''Allâh’ım, benim için yaşamak hayırlı olduğu sürece beni yaşat, hakkımda ölüm hayırlı olduğu zaman da beni öldür.'' desin.” (Buhârî, Merdâ, 19; Deavât, 30; Müslim, Zikir, 10, 13) Hâlbuki bu zor ve güç durumlardan sabır ve me­tânetle kurtulmaya çalışmak gerekir.

Müslümanların birbirlerine "Allah sana lânet etsin", "Allah'ın gazâbına uğrayasın", "Cehennemde yanasın" gibi beddua cümleleriyle lânet okumamaları tenbih ve ikaz edilmektedir. Lânet, gazap ve azâb temennisi, müminlerin öfkelerini yatıştırmak için de olsa, ağızlarına almamaları gereken felâket tellallığıdır.

Popular Articles

Latest Articles