Türkiye'nin tarihi geçmişi her gün yeni bir gelişme ile gün yüzüne çıkarılıyor. Türkiye'nin geçmişine baktığımızda birçok farklı tarihi eser ortaya çıkarılırken farklı noktalarda keşiflerde devam ediyor. Türkiye'de ilk kez o mağarada ortaya çıktı. Tüm turistler ise onu görmek için kafile kafile gidiyor. Bu mağara o kadar eski ki dedenizin dedesinin dedesi bile bu mağarayı görmüştür. İşte Türkiye'nin ilk kilise mağarası…
Mitolojiye göre Herkül'ün kendisine verilen 12 görevden sonuncusu olarak belirtilen Cehennemağzı Mağaraları Karadeniz'in Ereğli müzesine bağlı ören yeri olarak turizme katkıda bulunuyor. İnönü Mahallesi'nde yan yana sıralanan 3 mağaradan biri olarak görülen Cehennemağzı Mağaraları Hristiyanlığın yayıldığı ilk yıllarda ibadethane olarak kullanılıyordu. Mağaranın içerisindeki sütunlar, sütun başlıkları, mozaik döşeme ve kandil yuvaları Hristiyanlığın yasak olduğu dönemde gizli bir ibadethane olarak kullanılmaktaydı. İşte Türkiye'nin ilk kilise mağarası…
Tam 400 metrekarelik bir alanı kaplayan Koca Yusuf Mağarası da 2 fil ayağıyla desteklenmektedir. Kilise ve Koca Yusuf Mağarası su Sarnıcı görevini gören zemin Tabandan suyu alarak Ayazma Mağarasının batısındaki büyük gölete ulaştırıyor. Roma ve Bizans döneminden kalan mağaranın suyunun kutsal olduğu kabul edilirken adının Ayazma olması ise tarihi kaynaklara not edildi. Mitolojik anlatımların yer almasının yanı Hristiyanlık içinde önemli bir ibadethane olan bu mağara her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turist ağırlamaktadır.
AA muhabirine konuşan Karadeniz Ereğli Müze Müdürü Ahmet Mercan, mağaranın tarih açısından son derece önemli olduğuna değindi. Görülmeye değer bir mağara olduğunu belirten Mercan, "Mağara, Roma Dönemi'nde Hristiyanlığın yasak olduğu dönemlerde kullanılması özelliğiyle Türkiye'deki en eski mağara kiliselerden biridir. İnanç turizminde yer edinmesi gerektiğini düşünüyorum." sözlerini dile getirdi. Mağaraya her yıl binlerce turistin geldiğini ifade eden Mercan ziyaretçi sayısının yıl sonuna kadar 50.000'e kadar ulaşabileceğini belirtti.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Öztürk, asırlar boyunca bölgede çok fazla kişinin bölgeye geldiğini belirterek görevlendirilen rahiplerin "gelecekten haber almak, olumsuzluklara karşı korunmak için dua metinleri yazdırdığını ve kaybettikleri yakınlarının ruhlarıyla iletişim kurmaya çalıştığını" ifade etti.
Anadolu'daki inanç turizminin erken dönem örneklerinden biri olarak görülen mağaranın Hristiyanlık inancının henüz yasak olduğu milattan sonra 1 yüzyıldan 4 yüzyıla kadar olan süreci kapsadığını belirten Öztürk, Hristiyan cemaatlerin gizli tapınakları olduğunu aktardı."Herakleia Kenti ve Cehennemağzı Mağaraları" olarak bilinen Türkiye'deki en eski kilisenin özelliklerine değinen Öztürk, "Mistik özelliğe sahip mağaralar, Anadolu'daki önemli inanç merkezlerinden biri olarak, tüm Antik Çağ boyunca Roma Dönemi'nin sonuna kadar bu özelliğini korumuştur." açıklamalarında bulundu.
Mitolojilerde anlatılanlara göre insanın doğaya karşı Yenilmez dayanma ve saldırma gücünü simgeleyen Herkül'ün Argolis Kralı Eurystheus'un kendisine verdiği 12 görevden sonuncusu olarak efsanevi altın posta aramak için yola çıkan gemicilerle Ereğli'ye geldiği ifade ediliyor.
Üç mağaradan oluşan Cehennemağzı Mağaraları'ndan yer altı tanrısı Hades'in yönettiği, hiçbir ölümlünün geri dönemeyeceği "Ölüler Ülkesi"ne inen Herkül, bu ülkenin bekçisi üç başlı ve yılan kuyruklu köpek Kerberos'u, Olimpos tanrıları Hermes ve Athena'nın yardımıyla kaçırır. Herkül ise yeryüzüne çıkardığı Kerberos'u, Kral Eurystheus'un korkması için cehennemağzı mağaralarından Ölüler ülkesine götürür.