K­a­d­ı­n­l­a­r­ı­ ­ö­l­d­ü­r­ü­p­ ­k­e­m­i­k­l­e­r­i­n­i­ ­s­a­t­ı­y­o­r­l­a­r­!­ ­B­ö­y­l­e­ ­g­e­l­e­n­e­k­ ­o­l­m­a­z­ ­o­l­s­u­n­,­ ­r­e­s­m­e­n­ ­d­e­h­ş­e­t­.­.­.­

K­a­d­ı­n­l­a­r­ı­ ­ö­l­d­ü­r­ü­p­ ­k­e­m­i­k­l­e­r­i­n­i­ ­s­a­t­ı­y­o­r­l­a­r­!­ ­B­ö­y­l­e­ ­g­e­l­e­n­e­k­ ­o­l­m­a­z­ ­o­l­s­u­n­,­ ­r­e­s­m­e­n­ ­d­e­h­ş­e­t­.­.­.­

Bir ülkede ölüleri evlendirme geleneğinin benzeri dünyanın başka hiçbir ülkesinde yok. Günümüzde kadın cinayetlerine ve mezar soygunculuğuna kadar uzanan 'hayalet evlilik' tüyler ürpertiyor. İşte detaylar...

Çinlilerin yaklaşık 3 bin yıldır uyguladığı 'hayalet evlilik', ölen kişilerin birlikteliklerinin yaşam sona erdiğinde de devam etmesinin bir yolu olarak görülüyordu.

Hatta Çinli filozof Konfüçyüs de yazılarında bu uygulamadan bahsetmişti. Bazı rivayetlere göre Konfüçyüs de hayalet evlilik yapan kişilerden biriydi. Geleneksel Çin inancına göre 'hayalet evlilik', çocuklarını kaybetmiş iki aile arasındaki dengeyi yeniden sağlamaya yardımcı oluyordu.

Buradaki amaç, iki aileyi evlilik yoluyla bir araya getirmek ve üyelerinden biri ölmüş olsa dahi her iki tarafın da bu birlikten yararlanabilmesiydi. Eski zamanlardan beri devam eden bu gelenek Çin'in bazı bölgelerinde hâlâ geçerliliğini koruyor. Geleneğin günümüzde kazandığı boyut ise herkesi dehşeti düşürecek türden.

cin-hayalet-evlilik-gelenegi-3.jpg

Milliyet'ten Fazilet Şenol'un haberine göre, hayalet evliliklerin popüler olmasının nedeni yalnızca aileleri bir araya getirmek değildi. Bu evliliklerin revaçta olmasının nedenlerinden biri de batıl inançlarla ilgiliydi.

Kötü şans ya da talihsizlik gibi korkulara sahip birçok kişi, ölen aile üyeleri için hayalet evlilik törenleri düzenliyordu. Bu kişiler, evlilik töreni yapmamaları durumunda ailelerinde uğursuz olayların yaşanacağına inanıyordu.

cin-hayalet-evlilik-gelenegi-2.jpg

Hayalet evlilik törenleri yapmak birçok insana göre, kötü şanstan ya da kötü ruhlardan korunmanın etkili yollarından biriydi. Bu törenlerde takas edilen mallar ise bölgeye ve inanca göre değişkenlik gösteriyordu.

Bazı bölgelerde pirinç, çay, şeker kamışı, tütsü çubukları ve mumlar gelinin ailesi tarafından verilen ortak hediyelerden biriyken, bazı yerlerde de giysi veya takı alışverişleri yapılıyordu.

Çin halkı, eski zamanlardan beri kültürlerinin ve dini geleneklerinin bir parçası olarak hayalet evlilik uygulamasına devam etti. Hayaletlerin arkadaşlığa ihtiyacı olduğu inancı, zaman içinde Çin kültürüne derinden yerleşti.

cin-hayalet-evlilik-gelenegi-4.jpg

Bazı durumlarda hayalet evlilikler bekar kızların öbür dünyada 'aç hayaletler' olmasını önlemenin bir yolu olarak da gerçekleştirildi. Bu, ölümüne kadar ona eşlik edecek biri yoksa sonsuza kadar dinlenmeden ve huzur duymadan dolaşmaya mahkum olacağı korkusuyla yapılıyordu.

Çünkü mutsuz ruhların hayatları boyunca kendilerine uğursuzluk ve talihsizlik getirebileceğine inanılıyordu. Bu nedenle bekar kadınları evlendirmek olası felaketlerden kaçınmanın bir yolu olarak görülüyordu.

Aileler, aç hayaletlerin evlenmeyen veya çocuk sahibi olmayan genç kadınlara adeta musallat olduklarına inanıyordu. Bu sebeple Çinliler onlardan korunmak ve ölenlere arkadaşlık sağlamak da dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle hayalet evlilikler düzenledi. Zamanla ölüme karşı kültürel tutumlar değişti ve bugün daha az hayalet evliliğin gerçekleşmesine yol açtı. Fakat evliliklerin amacı, Çin toplumu içinde pek de azalmadı.

Hayalet evlilik, ölen kişiye saygı göstergesi olarak iki ailenin para ve mal alışverişinde bulunduğu Çin'de uygulanan eski bir gelenek olarak görülüyordu. Bu gelenek genellikle gerçek evlilik töreninden önce veya hemen sonra gerçekleşiyordu.

Gelinin ailesi, emeği veya hizmetleri karşılığında damadın ailesine çeyiz için ödeme yapar veya onlardan ücret alırdı. Ayrıca damadın ailesi hizmetlerini karşılayamayacak durumda olan gelinin ailesine çeyiz sağlayabiliyordu.

cin-hayalet-evlilik-gelenegi-1.jpg

Hayalet evlilik yöntemi ilk popüler olmaya başladığında oldukça masum bir amaca hizmet ediyordu. Ancak zaman içinde işin seyri değişti ve günümüzde bir ölünün canlı biriyle evlenmesine olanak sağlamasına kadar uzandı. Bu çılgın geleneğin günümüz koşullarında artık para karşılığı yapılması da bir diğer dikkat çeken yenilik.

Kendilerine uygun bir aday bulamayan aileler ise çözümü yasal olmayan yollara başvurmakta buldu. Şangay Üniversitesi'nde görev yapan Huang Jingchun'a göre bekar bir kadının kemikleri 30 bin ile 50 bin Yuan'a (yaklaşık 200 bin lira) satılabiliyordu.

Çin'de insan kemiği satışı 2006 yılında yasaklansa da hâlâ mezar soyguncuları yasal olmayan yollarla satış yapmaya devam etti. Zaman içinde durum öyle bir noktaya vardı ki uygun kemikleri bulmak için Çin'de birçok kadın öldürüldü, işlenen cinayetler birçok kişiyi çileden çıkardı. Gelenek bugün Çin'in bazı bölgelerinde hâlâ devam ediyor.

Popular Articles

Latest Articles