Küresel ısınma, Türkiye'nin su rezervlerini tehdit ediyor. Son verilere göre, ülkemiz önümüzdeki yıllarda ciddi bir su kriziyle karşı karşıya kalabilir...
Uzmanlara göre, Türkiye'nin 2023 Ağustos ayı yağış karnesi endişe verici. MGM'nin verilerine göre, ülke genelinde son 33 yılın en düşük yağış miktarına tanık olduk. Özellikle Marmara Bölgesi'nde yağış oranları geçmişe göre yüzde 90 azalma gösterdi.
Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi'nden Doç. Dr. Doğukan Doğu Yavaşlı'nın analizlerine göre, Türkiye'nin yüzde 42'si nemli topraklara sahipken, bu oranın önümüzdeki 20 yılda yüzde 4 oranında azalacağı belirtildi. En kötü senaryoya göre 2041 yılından itibaren tüm Türkiye kuraklık riskiyle karşı karşıya kalabilir.
Doç. Dr. Doğukan Doğu Yavaşlı, Türkiye'nin yüzde 30'undan fazlasının 'kurak' ya da 'yarı kurak' olarak sınıflandırılması gerektiğini vurguluyor. Bu durum, ülkemizin tarım ve su kaynakları için büyük bir tehdit oluşturuyor.
Elde edilen analizlere göre, bu dönemde kurak alanların yüzde 9, yarı kurak alanların ise yüzde 29 olması bekleniyor.
Oslo Üniversitesi'nden Dr. Yeliz Yılmaz, Fırat-Dicle havzasına dair yaptığı araştırmada, bölgedeki su miktarının düştüğüne dikkat çekti. Yalnızca 40 yıl içinde Fırat ve Dicle'yi besleyen dağlarda kar örtüsünün kalmayacağına dikkat çekti.
Artan tarım faaliyetleri, bölgede su kaybını hızlandırıyor. Fırat ve Dicle'ye yönelik tarımsal sulama ve hidroelektrik santral faaliyetleri, mevcut durumda sürdürülebilir olmaktan uzak.
Uzmanların uyarılarına göre, Türkiye'nin su rezervleri için hızlı ve etkili çözümler bulunması gerekiyor. Gelecekte yaşanabilecek olası su krizleri için şimdiden tedbirlerin alınması büyük önem taşıyor.