Ortak alanlarda yaşama isteği, insanlığın sahip olduğu ve sahip olmaya devam ettiği gereksinimlerden biridir. Yerleşmeden bu yana oluşan ve zamanla gelişen komşuluk ilişkilerinin ortak paydada muhasebeleştirilmesi gerekir. Apartman dairelerinin müstakil evlerden daha fazla, yeşilliklerin giderek azalması, birbirini hiç tanımayan ama birlikte yaşamak zorunda kalan sayısız insanın varlığını ele veriyor.
Gürültüyü azaltmak, ev kurallarına uymak, ortak kullanım alanlarını temiz tutmak birlikte yaşamanın sorumlulukları arasındadır. Herhangi bir hükmün ihlali sadece büyük sorunlara neden olmakla kalmaz, aynı zamanda komşuluk ilişkilerine de zarar verir. Bu konuda yorum yapan uzmanlar, apartmanda bazı eksikliklerin olduğu, dolayısıyla komşuların bazı haklarının bulunduğuna dikkat çekti.
Bir başkasının evine izinsiz girmek yasal olarak haneye tecavüz şeklinde kabul edilir, ancak bu durumun bazı istisnaları vardır. Alt-üst olarak oturan komşuların birbirinin evine zarar veren ihmali, diğer komşuların evlerine girmesine izin verilmesinde bir sakınca olmamasını sağlar. Mesela tavan akması durumunda alt komşunun üst komşunun evine izinsiz girip daireyi incelemesi suç sayılmıyor.
Alt kattaki daire, üst kattaki komşunun ihmali sonucu zarar görürse ve o da her şeye rağmen bunu yapmayı reddederse, kanun alt kattaki komşuya çilingir huzurunda kapıyı açma hakkı verir. Bu işlem "mala zarar" sayılmaz ve kapı açılan komşusu karşılığında herhangi bir talepte bulunamaz.
Su kaçağı, elektrik kontağı kaçağı vb. Durum komşunun birinci kattaki dairesine zarar verirse konu mahkemeye kadar iletilebilir. Üst komşu tüm yapılan uyarılar sonrasında gerekli önlemleri almazsa, zarar gören apartman sakini kendisine dava açabilir. Dava kapsamında başlatılan incelemelerin sonucunda zemin kat komşusunun haklı olduğu anlaşılırsa, ikinci katta oturan ve dairenin yıkılmasına neden olan kişi zararı ödemekle yükümlüdür.