D­o­l­a­r­ ­b­o­r­c­u­ ­o­l­a­n­l­a­r­ ­d­i­k­k­a­t­!­ ­D­e­ğ­i­r­m­e­n­i­n­ ­s­u­y­u­ ­k­e­s­i­l­d­i­,­ ­k­o­r­k­u­t­a­n­ ­d­o­l­a­r­ ­t­a­h­m­i­n­i­ ­g­e­l­d­i­!­ ­­A­c­i­l­­ ­d­i­y­e­r­e­k­ ­1­ ­d­o­l­a­r­ı­n­ ­k­a­ç­ ­T­L­ ­o­l­a­c­a­ğ­ı­n­ı­ ­a­ç­ı­k­l­a­d­ı­l­a­r­

D­o­l­a­r­ ­b­o­r­c­u­ ­o­l­a­n­l­a­r­ ­d­i­k­k­a­t­!­ ­D­e­ğ­i­r­m­e­n­i­n­ ­s­u­y­u­ ­k­e­s­i­l­d­i­,­ ­k­o­r­k­u­t­a­n­ ­d­o­l­a­r­ ­t­a­h­m­i­n­i­ ­g­e­l­d­i­!­ ­­A­c­i­l­­ ­d­i­y­e­r­e­k­ ­1­ ­d­o­l­a­r­ı­n­ ­k­a­ç­ ­T­L­ ­o­l­a­c­a­ğ­ı­n­ı­ ­a­ç­ı­k­l­a­d­ı­l­a­r­

Ağustos ayında 18 lirayı aşan dolar o zamandan sonra bir daha düşüş yaşamadı. Eylül ayının sonunda 18.50'nin üzerine çıkan dolar son 3 aydır 18.50 ile 18.70 arasında ilerliyor. Bu konuya değinen ekonomist Alaattin Aktaş, dolarla ilgili korkulan senaryoyu açıkladı. İşte, Alaattin Aktaş'ın dolar yorumu...

Ünlü ekonomist Alaattin Aktaş "Bu değirmen taşıma suyla seçime kadar döndürülecek; peki sonra?" başlıklı yazısında şu sözlere değerlendirmelerde bulundu:

2023 yılı 2 ayrı şekilde değerlendirilmesi gereken bir yıl. İlk perdeyi seçime kadar olan süre, diğer perdesi de seçimden sonraki. Ancak bu bölünme seçime göre belirlenecektir. Belki de söz konusu perdeleri 2 bölümde düşünebiliriz. Seçimden 1-2 ay önceyi 1 bölüm, ondan öncesini başka bir bölüm olarak ele alabiliriz. Çünkü sandığı kazanacak ittifaka dair beklentilerin kesinlik kazanmasıyla beraber ekonomiye direkt etki edecek bazı somut dalgalanmaların olması da mümkün. 

2023’te neler yaşanacağını irdelemeden önce, bırakalım geçmiş yılları, 2021 ve 2022’ye bakarak şu somut teşhisi koymak durumundayız:

“Türkiye’nin en temel sorunu, yeterince döviz kazanamamasıdır.”

Döviz eksikliği aslında bir sonuç tabii kide. Dış ticaret dengesi daha iyi kurulmuş olsaydı veya oluşan açık diğer gelirler ile kapatılabilseydi... Açık mı verdik, o zaman dış kaynak girişinde sorun yaşanmasa, kaynak bulamadık mı, hiç olmazsa ucuz borç alınabilse...

Bu durumda döviz eksikliği sorunu yaşanmaz, bu eksiklikten dolayı kurlar tırmanmaz ve bu da enflasyona rekorlar kırdırmazdı.

Ne çare ki yeterli dövizimiz yok, bulamıyoruz. Yarattığımız güvensizlikten dolayı da ne doğrudan yatırım, ne portföy yatırımı çekebiliyoruz, portföy yatırımı olarak gelen döviz de neredeyse tümüyle gitti. Borç verenler bu çaresizliğimizi görmüyor mu, onlar da durumu fırsata çevirip bizi yüksek faiz ödemeye zorluyor.

İşte 2023 yılı ve sonrasının en önemli sorunu bu yani döviz.

Ülkemiz 2021 yılında başlatılan faiz indirimi ve o çerçevede uygulanan ekonomi politikasından dolaı döviz bulamadığı gibi elindekileri de yitirdi. Sonra başlandı taşıma su ile değirmen döndürülmeye...

Yoksa ihracatçının dövizine el koy, turizm sektörünün dövizine göz dik, bankalara her gün bu konuda bir dizi engel koy ve adeta zorla düşük faizli kamu kağıdı sat, bununla tehdit et, yine bankaların döviz işlemine saat sınırlaması getir, yurtdışına döviz transferine engel çıkar, liralaşma adı altında TL tasarrufların önemli bir bölümünü döviz endeksle, yani dolarlaşmaya bel bağla... Nereye kadar?

Ya sonrasında?

Bugünün ekonomi politikası veya tercihleri hiç kuşkusuz seçim sonrasında terk edilecek ve Türkiye makas değiştirecek.

Şuanki durumumuz, ders çalışmayı son ana bırakan ve günlerce yattıktan sonra sınav gününden bir gün önce gece sabahlayarak eksiklerini gidermeye çalışan öğrencilerin yaklaşımıyla aynı.

Haftaların yanlışını bir gecede düzeltmeye çalışan öğrencilere benziyoruz.

Haftalar bizim yıllarımız, bir gece de seçime kadar olan aylarımız...

Dün kanlı bıçaklı olduğumuz ülkelerle bugün kucaklaşmak zorunda kalmamız da okulda omuz attığı arkadaşından ders notu istemek durumunda kalan öğrencilerin haline benzemiyor mu?

Çaresiz kaldık çünkü! Bize döviz lazım, döviz!

Seçime kadar kurları burada tutacak dövizi bulalım, bu sayede enflasyon artmasın yeter!

Sonrası mı; hele bir yetki tekrar alınsın, bir çare düşünülür.

 DOLAR

Seçim sonrasının çaresi mevcut ekonomi politikasını ters yüz etmektir.

Daha önce de kaç kere belirttim; hiçkimse AKP faiz artırımı yapmaz diye bakmasın. Artırır, daha önce de defalarca artırdı. Seçimden sonra yaşanacak temel değişiklik de bu olacaktır.

Aslında sözünü ettiğim faiz artırımı, pratikte bir artırım olmayacaktır. Zaten piyasa için hiçbir önemi ve gösterge olma niteliği kalmayan politika faizi, gerçek faiz düzeyine yaklaştırılacaktır, o kadar. Dolayısıyla bu gerçek anlamda faiz artışı bile sayılmaz. Ama bu en azından bir niyet ifadesidir, “Ekonominin kurallarına aykırı hareket etmeyeceğiz” demenin bir yoludur.

Çünkü döviz değirmeni Rusya’dan ve Körfez ülkelerinden gelen emanet birkaç milyar dolarla daha fazla dönmez. Türkiye ciddi bir ekonomi politikası uygulamasına yönelmek ve en azından portföy yatırımı çekebilir hale gelmek durumundadır.

Millet ittifakının ne yapacağı belli. Seçimi kazanan Cumhur ittifakı olduğunda onların da yapacağı başka bir seçenek yok.

Bu ekonomi politikası değişecek ve araç ne olursa olsun, Türkiye’ye sağlıklı döviz girdisi sağlayacak bir politika seti uygulamaya konulacaktır.

Popular Articles

Latest Articles