Klinik Psikolog Gözde Göktaş, son yıllarda dünyada ve Türkiye'de akran zorbalığının arttığını belirterek, çocukların okullarda maruz kaldığı zorbalık durumlarında hızlı hareket edilmesi gerektiğini söyledi. Göktaş, ebeveynlere, çocuklarının duygularını özgürce ifade etmelerine izin vererek destek olmaları ve empati kurmalarının önemini vurguladı.
Türkiye'de yapılan araştırmalar, her 3 öğrenciden 1'inin akran zorbalığına uğradığını ortaya koyuyor. Bu durum, çocukların psikolojik ve duygusal sağlıklarını ciddi şekilde etkileyebiliyor. Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi'nden Klinik Psikolog Gözde Göktaş, bu sorunla başa çıkabilmek için alınabilecek önlemleri açıkladı.
Göktaş, çocukların okullarda maruz kaldığı zorbalık durumlarında hızlı hareket edilmesi gerektiğini belirterek, ebeveynlerin çocuklarının duygularını özgürce ifade etmelerine izin vererek destek olmalarını ve empati kurmalarının önemini vurguladı. Çocukların duygusal desteğe ihtiyaçları olduğunu ve yanlarında olduklarını hissettirmenin önemine dikkat çeken Göktaş, akran zorbalığına karşı alınabilecek önlemlerin artırılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Psikolog Gözde Göktaş, çocuğun etrafındaki arkadaşlarıyla konuşmanın, okul yetkilileriyle iletişime geçmenin ve okulun zorbalığı önlemek ve durumu çözmek için attığı adımları yakından takip etmenin önemine dikkat çekti. Çocuğun etrafındaki arkadaşların görüşlerinin durumu daha iyi anlamaya ve çözüme ulaştırmaya yardımcı olabileceğini belirten Göktaş, okul yetkilileriyle iletişime geçilerek durumun çözülmesi için iş birliği yapılması gerektiğini söyledi. Okulun nasıl bir yaklaşım izleyeceği hakkında bilgi alınması ve atılan adımların takip edilmesinin de önemine vurgu yapan Göktaş, akran zorbalığına karşı alınabilecek önlemlerin artırılması gerektiğine dikkat çekti.
Klinik Psikolog Gözde Göktaş, çocukların duygusal olarak güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, ebeveynlere çocuklarını kendine güvenen, duygusal olarak sağlam ve zorbalığa karşı kendini savunabilen bireyler olarak yetiştirmeleri tavsiyesinde bulundu. Durumun ciddiyse bir uzmanın yardımına başvurulması gerektiğini söyleyen Göktaş, psikolog veya danışmanların çocuklara duygusal destek sağlayabileceğini ifade etti. Zorbalık durumunun hukuki bir boyut kazanması halinde ise hukuki danışmanlığa başvurulması gerektiğini belirten Göktaş, çocuğa sağlanan destek ve rehberliğin, stresli durumları daha iyi atlatmasına yardımcı olacağını söyledi. Ayrıca, destek gruplarına katılmanın da yardımcı olabileceğini vurgulayan Göktaş, benzer deneyimleri yaşayan ailelerle iletişim kurmanın önemine dikkat çekti.
İlkokula yeni başlayan çocuklarda kaygı ve duygu bozuklukları görülebileceğini söyleyen Göktaş, bu durumun her çocukta farklılık gösterebildiğini belirtti. Ailelerin çocuklarına duygusal destek ve anlayış sunmaları gerektiğini ifade eden Göktaş, ilkokula başlayan çocuklarda sık görülen kaygı ve duygu bozukluklarını şu şekilde sıraladı:
Ayrılık Kaygısı: İlkokula başlayan çocuklar genellikle ayrılık kaygısı yaşar. Bu, ana veya baba ile ayrı kalmak istememe veya okuldan ayrılmak istememe şeklinde ortaya çıkabilir. Zamanla bu kaygı azalır.
Sosyal Kaygı: Yeni bir çevreye adapte olmaya çalışan çocuklar, yeni arkadaşlar edinme ve sosyal becerilerini geliştirme konusunda kaygı yaşayabilirler. Utangaçlık, geri çekilme veya reddedilme korkusu şeklinde görülebilir.
Genel Kaygı Bozukluğu: Bazı çocuklar genel olarak kaygılı olabilirler. Sürekli endişe, mükemmeliyetçilik veya fiziksel belirtiler (karın ve baş ağrısı gibi) şeklinde kendini gösterir.
Duygu Durum Değişiklikleri: İlkokul döneminde çocuklar duygu durum değişiklikleri yaşayabilirler. Bunlar; öfke nöbetleri, hüzün, mutluluk veya heyecan gibi duygusal tepkileri içerir. Duygusal gelişimin bir parçasıdır ve zamanla dengelenir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB): DEHB, ilkokul döneminde başlayabilir ve özellikle dikkat gerektiren okul görevleriyle ilgili sorunlar yaratır. Dikkat eksikliği, hiperaktivite veya dürtüsellik belirtileri görülebilir.
Depresyon: İlkokul çağındaki çocuklar bazen depresyon belirtileri gösterebilirler. İlgi kaybı, enerji eksikliği, üzüntü ve yeme sorunları gibi belirtiler içerir.
Öğrenme Güçlükleri: İlkokulda akademik zorluklar yaşayan çocuklar, özsaygılarını kaybedebilirler ve bu da kaygıya yol açabilir.