E­v­d­e­k­i­ ­i­s­r­a­f­ ­‘­s­a­n­a­l­ ­s­u­’­y­u­ ­k­a­t­l­ı­y­o­r­

E­v­d­e­k­i­ ­i­s­r­a­f­ ­‘­s­a­n­a­l­ ­s­u­’­y­u­ ­k­a­t­l­ı­y­o­r­

Endüstriyel ve gıda ürünlerinin üretiminde kullanılan su miktarını tanımlayan ‘Sanal su’ ile ilgili uyarıda bulunan Prof. Dr. Ardalı, “Türkiye’de kişi başı yıllık su tüketimi, sanal su ile birlikte yaklaşık 5 bin 500 litre. Su tüketimini azaltmak için, farkındalığımızı artırarak tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmeliyiz. Evde su tüketimine dikkat edilmeli” dedi.

Endüstriyel ve gıda ürünlerinin üretiminde kullanılan görünmeyen su miktarının, ‘Sanal Su’ olarak adlandırıldığını belirten Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Ardalı, bu suyun ithalat ve ihracat yoluyla ülkeler arasında alınıp satıldığına da dikkat çekti. Ürünlerin kullanıcıya ulaştırılana kadar harcanan suyun yüksek olduğuna vurgu yapan Ardalı, tüketici alışkanlıklarının bu sanal su miktarını etkilediğini ifade etti. Türkiye’de kişi başı yıllık su tüketiminin, sanal su ile birlikte yaklaşık 5 bin 500 litre olduğu bilgisini veren Ardalı, “Su tüketimini azaltmak için, farkındalığımızı artırarak tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmeliyiz” dedi.

Ülkelerin artık sanal su miktarını konuşmaya başladığını söyleyen Prof. Dr. Ardalı, su kaynaklarına verilen zararın ve iklim değişikliğinin, Türkiye’yi zor günlerin beklediği konusunda uyardı. Sanal suyun, gıda ve endüstriyel üretim süreçlerinde kullanılan su miktarı olduğunu açıklayan Prof. Dr. Ardalı, örneğin sütün üretildiği çiftlikten başlayarak tüketiciye ulaştırılana kadar olan süreçte harcanan suyun da sanal su kapsamında olduğunu belirtti. Ülkelerin, ürettikleri ürünleri satarken bu sanal suyu da sattığını belirten Prof. Dr. Ardalı, bu nedenle suyun önemini anlamak için tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz gerektiğini ifade etti.

Evlerde su tüketimine özen gösterilmesinin yanı sıra ürünlerin üretim aşamasında harcanan sanal su miktarının da dikkate alınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Ardalı, suyun ekonomik değerini de göz önünde bulundurmanın önemini vurgulayarak, “Örneğin bir A4 kağıdının üretimi sırasında harcanan su miktarı 40 litre. Bu nedenle ürünlerin ekonomik değerleri de yüksek” diye konuştu.

‘Sanal su’ miktarı ile ‘su ayak izi’ kavramlarının birbirinden farklı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ardalı, bir kişinin yıllık su ihtiyacının 5 bin 500 litre olduğunu ve bu ihtiyacın tüketilen malzemelere bağlı olduğunu açıkladı. Sanal suyun, su ticareti için belirlenen bir miktar olduğunu ve bu miktarın artık önemsenmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Ardalı, su ayak izinin ise bir kişi, kurum veya ülkenin harcadığı su miktarını ifade ettiğini sözlerine ekledi. TÜİK verilerine göre Türkiye’de içme ve kullanma amacıyla kişi başına düşen günlük su miktarı 216 litre.

Sanal su terimi, 1990’larda Profesör Tony Allan tarafından bilime kazandırıldı. Allan, Orta Doğu ve Kuzey Afrika gibi bölgelerde yaşanan su kıtlığının çözümü üzerinde çalışırken bu kavramı ortaya attı. Su imkanlarının kısıtlı olması, tarım sektörünü ve dolayısıyla gıda güvenliğini etkilediği için sanal suyun önemi gün geçtikçe fark edildi. Ürünlerin içeriğinde fiziksel olarak göremediğimizden ötürü, sanal su kullandığımızı fark edemiyoruz. Ancak, görmesek de gıdalarla birlikte içerdikleri sanal suyu da tüketiyoruz. Kahvaltıdan örnekle; bir bardak süt, 2 dilim ekmek ve bir yumurtayı üretmek için kullanılan 415 litre suyu da tüketmiş oluruz. Günlük kişi başı su tüketim miktarları ise et tüketen biri için ortalama 5 bin litre (15 küvet dolusu su), vejetaryen biri için de 2 bin 700 litre (8 küvet) olarak hesaplanıyor.

Popular Articles

Latest Articles