Bu hastalık son yıllarda her geçen gün artıyor! Her gün yaptığımız ve normal sandığımız o şey meğer hastalık habercisiymiş. Kimse hastalık olduğunun farkında bile değil ama tehlike arz ediyor. İşte konuya ilişkin detaylar…
Strese, aşırı yorgunluğa, ya da başka nedenlere yorduğumuz “uykusuzluk” her geçen gün artış göstermeye devam ediyor. Uykusuzluk durumu kişiden kişiye değişirken bazen günlerce bazen haftalarca bazen ise aylarca sürebiliyor. Uzmanlar ise insanları bu konuya ilişkin ciddi anlamda uyarıyor. İşte uzmanında konuya ilişkin detaylar…
İnsan vücudunda bulunan sirkadiyen ritim adlı düzenleyici sistem, gün içinde uyanık, gece vakitlerinde ise uykulu halin düzenli olmasını sağlıyor. İnsanların her gün düzenli saatlerde uyanıp uyuması vücudun iç saatini düzenler. Uzmanlar, insanların hayatlarının 3’de 1’ini uykunun oluşturduğunu belirtmektedir. Öte yandan her gün ortalama 7 ila 9 saat aralığında uykunun önemli olduğunun altını çiziyorlar.
Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Emir Ruşen, birçok insanın günlerce, haftalarca hatta aylarca uykusuz kaldığını ve bununla mücadele ettiğini dile getirdi. Bunun stres ya da travma kaynaklı olduğunu söyleyen Ruşen, “Bu durum kısa süreli ve geçicidir. Fakat bazı bireyler, bir aydan daha fazla süre uykusuzluk dönemi yaşayabilirler. Yetişkinlerin yaklaşık yüzde 50'si uykusuzlukla karşı karşıya kalabilir. Klinik vakalara göre her 10 kişiden 1'i kronik uykusuzluktan şikâyet eder. Kadınlar ise erkeklerden yaklaşık iki katı daha fazla uykusuzluk çekerler. Gençlerden ziyade de yaşlılarda daha yaygındır” dedi.
Dr. Emir Ruşen, “Başlıcaları uyku bozuklukları, uykusuzluk, uykuya dalamama, erken uyanma, aşırı uykululuk uyurgezerlik, huzursuz bacak sendromudur” diye konuştu. Uykusuzluk durumunun insanların metabolizmasına ciddi hasar verdiğini söyleyen Ruşen, yüksek tansiyon, bağışıklık sisteminde zayıflama, dikkat eksikliği, yorgun hissetme, buna bağlı olarak iş performansında düşüş gibi sorunları ortaya çıkardığını da ifade etti.
Dr. Ruşen, “Yatmadan önce dinlenmek için kendinize 30-45 dakika verin. Böylece vücudunuz ve zihniniz rahatlayıp uykuya hazır hale gelir” tavsiyesinde bulundu. Ruşen, konuya ilişkin olarak şunları dile getirdi:
“Akdeniz diyeti, sağlıklı yağ örüntüsüne sahip, antioksidan ve lif içeriği yüksek bir diyet olarak tanımlanıyor. Bu diyetin genel örüntüsüne baktığımızda zeytin ve zeytinyağından zengin, sebze, meyve, kuru baklagil ve tam tahıllar ile sert kabuklu kuru yemişleri içeren, ayrıca orta düzeyde süt ve süt ürünleri, yumurta, tavuk tüketiminin de yer aldığı bir beslenme modelidir. Beslenmenizde bunlara ağırlık verin.”
Dr. Ruşen, yapılmaması gerekenlere de dikkat çekerek, önerilerine şöyle devam etti. “Yatmadan önce yüksek karbonhidratlı yemekler yemeğin. Bunlar uykuya daha hızlı dalmayı sağlamasına rağmen dinlendirici bir uykuya mâni olur. Yağ oranı yüksek yemekler ise daha derin ve dinlendirici bir uykuyu teşvik edebilir. Yani toplam kalori aynı olsa da yüksek karbonhidratlı-düşük yağlı bir yemek uyku kalitesini düşük karbonhidratlı-yüksek yağlı bir yemeğe kıyasla önemli ölçüde azaltır. Yine de akşam yemeğinde yüksek karbonhidratlı bir öğün istiyorsanız, sindirime yeterli zaman ayırmak için yatmadan en az 4 saat önce yemelisiniz” ifadelerine yer verdi.