V­e­s­a­y­e­t­ ­y­o­k­ ­o­r­t­a­k­ ­a­k­ı­l­ ­v­a­r­

V­e­s­a­y­e­t­ ­y­o­k­ ­o­r­t­a­k­ ­a­k­ı­l­ ­v­a­r­

Seçim takviminden başörtüsüne kadar kritik başlıklarda tam mutabakat vurgusu yapan Altılı Masa’ya karşı başlatılan ‘vesayet’ tartışmasına muhalefet liderlerinden art arda ‘karşılığı yok’ yanıtları geldi. Babacan ‘istişare kültürü’ne işaret ederken, Davutoğlu ‘müşterek aklın’ altını çizdi: Masada vesayet ilişkisi değil, ortak sorumluluk anlayışı var. Türkiye’yi kara tünelden birlikte çıkaracağız.

Davutoğlu, altı genel başkanın yönetim mekanizmasına katılımı üzerinden yapılan eleştirilere yanıt verdi. Gelecek Partisi lideri “Buradan vesayet çıkaranlar zihnen tek kişinin tek akılla tüm yetkiye sahip olduğu Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi mantığına zihnen teslim olanlardır” dedi. “Burada vesayet ilişkisi değil ortak akıl-ortak sorumluluk anlayışı var” vurgusu yaptı.

Bu ayın sonunda hükümet programı ve geçiş sürecine dönük adımlarını duyuracak olan Altılı Masa, 26 Ocak’ta İYİ Parti’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek 11’inci zirveyle birlikte aday takvimini de resmen başlatacak. Bu süreçte Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı aday profili ve ortak yönetim mekanizmalarına ilişkin ayrıntılar da netleşiyor. İlk olarak Saadet Partisi Temel Karamollaoğlu, geçen yıl 1 Aralık’ta ‘Eşgüdüm Kurulu’ modelinden bahsetmişti.

Karamollaoğlu “Cumhurbaşkanı Türkiye’yi genel başkanlardan oluşan Eşgüdüm Kurulu ile yönetecek” demişti. Ardından Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 6 Ocak’ta Halk TV’ye yaptığı açıklamada “Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun, Genel Başkanlar her kararda doğrudan Cumhurbaşkanı gibi imza yetkisine sahip olacak” ifadesini kullandı. Bunun üzerine Erdoğan’dan bir gün sonra “Altılı Masa’daki vesayetin adı siyasi vesayet. Bunlar iki de değil, altı başlı bir yürütme peşinde koşuyor” eleştirisi geldi.

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da “Eş cumhurbaşkanlığı sistemi gibi bir sistemi millete teklif etmeyi düşünüyorlar’’ derken Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise “Bunlar, altı tane lider Türkiye’yi yönetecek bir cumhurbaşkanı adayı değil, 6 lideri idare edecek bir özel kalem müdürü arıyorlar” ifadesini kullandı.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise seçilecek cumhurbaşkanının çok önemli konularda altı partiyle istişare ettikten sonra kendi kararını vererek yetkisini kullanacağını açıkladı. Babacan “Altı partinin güç birliği yapmasıyla seçimi kazanacak olan bir adayın seçimden sonra o altı parti ile istişare içinde olması işin tabiatında var. Bu nasıl olacak, çok önemli kararlarda önce altı partiyle istişare yapacak, rızasını alacak, sonra kendi yetkisini kullanacak” diyerek tüm kararlarda genel başkanların imzasına gerek duyulmayacağını, bazı önemli düzenlemelerde bu yola başvurulabileceğini ifade etti.

HaberTürk yazarı Nihal Bengisu Karaca’nın “’Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun, genel başkanlar her stratejik kararda imza yetkisine sahip olacak’ şeklinde bir ifadeniz oldu. Altılı Masa’daki parti genel başkanlarının anketlerin öngördüğü şekilde oy almaları ihtimalinde %51’in oyunu alarak cumhurbaşkanı olmuş kişiyle eşit söz hakkına sahip olmaları, vesayet olarak değerlendiriliyor. Bu eleştiriye cevabınız nedir?” sorusuna Davutoğlu “Bu konuda söylediklerim çok açık aslında. Geçiş sürecinde genel başkanlar yürütme mekanizmasının içinde etkin bir şekilde yer alacaklar ve karar alma ve imza süreçlerinde yetki sahibi olacaklardır. Buradan bir vesayet çıkaranlar zihnen tek kişinin tek akılla tüm yetkiye sahip olduğu Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi mantığına zihnen teslim olanlardır.” yanıtını verdi.

0901krt01a-tum.jpg

Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Geçmişte çarpık da olsa uygulanan parlamenter sistemde dahi Bakanlar Kurulu kararlarına bütün bakanlar imza atarlardı ve imzalar tamamlanmamışsa Bakanlar Kurulu kararı yürürlüğe giremezdi. Ayrıca üçlü kararnameler de vardı. Koalisyon hükümetlerinde de durum buydu. Bu durumda bakanlar başbakana vesayet mi kurmuş oluyordu? Ayrıca tek başına tüm yetkiyi kullanmak isteyen bir aday kimseye ihtiyaç hissetmeden tek başına seçime girer ve yetkileri kullanır. Ama altı genel başkanın onayı ve desteği ile seçime giren bir aday, genel başkanların yürütme erkinin kullanımında etkin konuma sahip olmalarını da kabul etmiş demektir. Genel başkanların yürütmede etkin rol almaları seçim sonrasında Cumhurbaşkanı-TBMM ilişkileri açısından da önemlidir. Burada bir vesayet ilişkisi değil ortak akıl-ortak sorumluluk anlayışı vardır.”

Davutoğlu, partisinin Ankara İl Başkanlığı’nın düzenlediği danışma meclisinde de bu konuya değindi. Gelecek Partisi lideri şunları söyledi:

“Biz millet için bir araya geldik. Millet için yürümeye devam edeceğiz. 28 Şubat’ın intikamını almaya çalışan bazı kesimler rahatsız oldu. Altılı Masa olarak ortak aday çıkaracağız. Bu aday cumhurbaşkanı olduktan sonrada altı partinin başkanı ülkeyi basiretle yönetmeye devam edecek. Ülkeyi bir kişiyle yönetmeyeceğiz dedik. Tayyip Erdoğan gibi tek başına yönetmeyecek dedik. Altı parti sorumluluk alarak, ülkeyi ortak akılla yönetecek dedi. Sonra bazı çevreler bizi eleştirdi. Az oy alan partilerin vesayeti olacak diye. Sen önce Tayyip Erdoğan’ın vesayetine bir şey söyle. Cumhurbaşkanı 8 gündür Sinan Ateş cinayetiyle ilgili neden konuşmuyor.

Çünkü üzerinde Bahçeli’nin vesayeti var. Perinçek’in vesayeti altında Doğu Türkistan’daki zulme sesini çıkarmıyor. Bu ülkeyi yasaklar altında yöneten zihniyete emanet etmeyeceğiz. Ama üç beş anketöre de teslim etmeyeceğiz. Bizi küçük parti diye tanımlayanlara seslenelim Gelecek Partisi küçük değil yeni bir partidir. Bizim ortak akılla, ortak iradeyle kararname çıkarmamızdan rahatsız oluyorlar. Bu milletin kaderine bir kişinin aklına, vicdanına bırakmayacağız. Hep beraber Türkiye’yi kara tünelden çıkaracağız. Bundan sonra onlar için kara bulutlar olacak.”

Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, Ankara il başkanlığının düzenlediği danışma meclisinde konuştu. “Tarihi bir eşikteyiz. Otorite yanlıları din, vatan, millet diyerek insanın temel hak ve özgürlüklerini sarmaya başladı” diyen Davutoğlu şöyle devam etti:

“Beştepe’ye çeteler yürüyor. Beştepe’nin etrafını yolsuzluk sarmış. İçişleri Bakanı, Sinan Ateş cinayetini işleyenlerin arka planını neden anlatmıyor. Bahçeli bu cinayet karşısında niye sessiz. 8 gündür cinayetin karşısında sessizler. Bu işin takipçisi olacağız.”

Popular Articles

Latest Articles