Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, bu yıl Türkiye için ekonomik büyüme tahminini yarım puan azaltarak yüzde 3'ten yüzde 2,50'ye düşürdü. Büyüme tahmininin düşürülmesinde, Maraş merkezli depremin yanı sıra Türkiye'nin dünyanın en yüksek enflasyon oranına sahip olması ve Merkez Bankası'nın ortodoks ekonomi politikalarının dışına çıkan faiz politikası etkili oldu. EBRD, yüksek enflasyon karşısında Merkez Bankası'nın faiz politikasının da sürdürülebilir olmadığı mesajı verdi.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), bu yıl Türkiye için ekonomik büyüme tahminini yarım puan azaltarak yüzde 3'ten yüzde 2,50'ye düşürdü. Büyüme tahmininin düşürülmesinde, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremin yanı sıra Türkiye'nin dünyanın en yüksek enflasyon oranına sahip olması ve Merkez Bankası'nın genel kabul görmüş (ortodoks) ekonomi politikalarının dışına çıkan faiz politikası etkili oldu. EBRD, yüksek enflasyon karşısında Merkez Bankası'nın faiz politikasının sürdürülebilir olmadığı mesajı verdi.
Dünyanın önde gelen ekonomileri, artan enflasyon baskısına karşı faiz yükseltme yoluna giderken Türkiye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Merkez Bankası'na faizleri düşürmesi yönünde baskı uygulamıştı.
EBRD Başiktisatçısı Beata Javorcik, Türkiye'nin son yıllarda makroekonomik istikrar yerine ekonomik büyümeye öncelik veren politikalar uyguladığına işaret ederek "Ancak ne kadar uzun bir süre alışılmışın dışındaki politikaların uygulanabileceği ve ekonominin temel kaidelerinden uzak kalınabileceğinin de bir sınırı var" açıklaması yaptı.
EBRD, Rusya ile ilgili olarak ise büyüme tahminlerini yüzde eksi 3'ten yüzde eksi 1,5'e yükseltti. Rusya'da ekonomi geçen yıl yüzde 2,1'lik oranla beklentilerden daha az küçülmüştü. EBRD bu yıl Rus ekonomisinin yüzde 1,5 oranında küçüleceği tahminini dile getirerek bunda petrol gelirlerinin beklentilerin üstünde gerçekleşmesi ve Avrupa dışındaki ülkelere yapılan ihracatın rol oynadığını bildirdi. Banka, 2024 içinse Rusya için yüzde 1'lik büyüme öngördü.
EBRD, Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrasında eski Sovyet cumhuriyetleri ve Orta Avrupa ülkelerinin serbest piyasa ekonomisine ve demokrasiye geçişlerine destek amacıyla 1989 yılında kurulmuştu. Londra merkezli bankanın hissedarları arasında 70'e yakın ülke, Avrupa Birliği ve Avrupa Yatırım Bankası bulunuyor.