Balıkesir'de geçtiğimiz haziran ayında, yol kenarındaki bozulan bir araca yardım etmek isterken arkadan hızla gelen lüks bir otomobilin çarparak ölümüne neden olduğu 26 yaşındaki Baran Enver Çinkılıç'ın annesi Güler Ergül adalet arıyor. Kazada araç sürücüsünün yüzde yüz kusurlu olduğunu söyleyen anne, 'Kaza değil cinayet. Cinayetten yargılanmasını istiyorum' dedi.
Balıkesir'in Susurluk ilçesinde, geçen 12 Haziran'da bozulan bir arabaya yardım etmek isterken arkadan hızla gelen lüks bir otomobilin çarparak ölümüne neden olduğu 26 yaşındaki Baran Enver Çinkılıç'ın annesi Güler Ergül adalet arıyor.
Oğlunu kaybeden acılı anne Güler Ergül, kaza anını anlatarak oğlunun kaza geçiren bir arabaya yardım için durduğunu ve bu sırada sağ şeritten çok hızla gelen lüks bir otomobilin çarparak ölümüne neden olduğunu söyledi. Ergül, şöyle konuştu:
“Oğlum olay yerinde vefat ediyor ve bunun akabinde ne tutuklanıyor ne ceza veriliyor ve anında serbest bırakılıyor. Alkol testine bile sokulmuyor. 12 saat sonra alkol testi yapılıyor. Ben bunu merak ediyorum. Niye 12 saat sonra yapılıyor? Haberlere konu oldu bu. Bir kuşa, bir kediye bile çarptığınız zaman ne kadar vicdan yapıyorsunuz? Sen orada 26 yaşında gencecik bir çocuğun ölümüne neden olmuşsun ve o kadar rahat ki ‘Evet, ben yaptım. Ben çarptım. Ben bilmem ne yaptım.’ Bu kadar hayatımda vicdansızlık görmedim. Onun akabinde ne bir taziyede bulunmak ne bir başsağlığı dilemek. Ya o kadar rahat ki. Benim sinirlendiğim niçin tutuklanmadı?
Tutuklanması gerek. Çünkü; ben bu olaya kaza gözüyle bakmıyorum. Ben cinayet gözüyle bakıyorum. Sorumsuzca yaptığı aşırı hız nedeniyle benim oğlumun ölümüne neden oldu o. Ondan sonra da yol düzgün değilmiş de bilmem neymiş de… Sana bir trafik kuralı konulmuş. Otobanda kaç hızla gidebilirsin? Bir de yağmurlu hava, videolar ortada. Haberlere konu oldu. Niçin tutuklanmadı bu adam? Kim tarafından korunuyor da tutuklanmıyor? Buna neden alkol testi 12 saat sonra yapılıyor? Ben bunun tutuklanmasını istiyorum. Oğlumun kanının yerde kalmasın istemiyorum. Adaletin yerini bulmasını istiyorum.
Tutuklama olsa dahi acısının hafiflemeyeceğini belirten Ergül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tek çocuğumdu o benim. Benim dünyamı cehenneme çevirdi bunlar. Dilerim Allah’tan hem kendi hem bunu kimler böyle ortalıklarda dolaştırıyorsa bana yaşattıklarını yaşamadan ölmesinler, gitmesinler bu dünyadan. Benim istediğim bu adaletin yerini bulması, oğlumun kanının yerde kalmaması. Çünkü ben bu olaya kaza gözüyle bakmıyorum. Kimse bakmıyor. O videoyu seyreden hiç kimse bakmıyor buna. O bir cinayet işledi. O benim oğlumun ölümüne sebep oldu. Benim oğlumun hâlâ defnederken sırtından kan akıyordu. Sadece yüzünü görebildim. Vücudunu bana göstermediler bile. O mezara gitmek o kadar kolay bir şey değil, biliyor musunuz? Hani tek çocukla, 10 çocukla, her çocuğun sevgisi ayrı bir şeydir ama o benim tek dünyam, her şeyimdi. ‘Çiçeğim’ diye hitap ederdim ben ona. Çok güzel bir çocuktu. Hayalleri vardı, evlenecekti. 8 yıldır birlikte olduğu bir kız arkadaşı vardı. Bu eylülde söz, nişan yapacaktık. Başka hayalleri vardı. Yani benim oğlumun tek suçu yardım için durmak mı? Çok yardımsever bir çocuktu. Gerçekten öyle ama sen o kadar gelip de direkt benim oğlumun üzerine vurmuş arabayı. Pişkin pişkin bunu kanala anlatıyor. Pişkin pişkin, o kadar rahat ki.”
Bir ay önce oğlunun kedisinin balkondan düşerek ölmesi dolayısıyla ne kadar üzüldüklerine dikkat çeken acılı anne, şunları söyledi:
“Hâlâ vicdan yapıyorum. Acaba camı açmasa mıydım, acaba bıraksa mıydım, ev havalansa mıydı? Hâlâ içim yanıyor. Birçok insan da aynı şeyi yapıyor, bir kedi, kuşa çarptığı zaman. Ama o 16 yaşında bir delikanlının ölümüne sebep oldu. Girsin, cezasını çeksin istiyorum. ‘Delil yetersizliği’ deniliyor. Bakar mısınız ve bizim bu televizyona çıktığı haber konusu olan şey, dosyada bile yok. Savcı koymamış dosyaya. Delil yetersizliği deniliyor. Oysa kaza raporu, yüzde 100 kusurlu buluyor. Benim oğlum zaten emniyet şeridine çekmiş arabayı. Yardım için duruyor. Baran’da hiç kusur çıkmıyor. Bu adam kaza raporunda yüzde 100 kusurlu ama buna rağmen tutuklanmıyor. Alkol testi de yapılmıyor. Alkol testi niye 12 saat sonra yapılır? Çünkü alkolün etkisi geçer zaten o saatten sonra. Art niyet, burada kötü niyet var. Trafik kazası olur ama bu adamın yaptığına baktığın zaman bomboş önü ya. Öyle bir hızla gidiyor ki ve öyle kötü bir yağmur var ki. Zaten oradaki insanlar demiş ki bu çok gerilerden o şekilde gelmiş. Hatta tedirgin olmuşlar. Altındaki arabaya güveniyor herhalde. Hız tutkunu herhalde ve bu insanlar ölmüyor. Keşke bu insanlar ölse. Hep masum insanlar ölüyor, dikkat ediyorum bu kazalarda. Keşke kendileri ölse. Benim oğlum olmasa başkasının canını alacaktı. Benim oğluma denk geldi.”
“İnşallah kendi de yaşattığını yaşar” diyen Ergül, olayın kaza değil, cinayet olduğunu savunarak şöyle devam etti:
“Keyfi yüzünden, yaptığı aşırı hız yüzünden oğlumu öldürdü. Cinayetten yargılanmasını istiyorum ben onun. Öyle girip de 2- 3 ay yattı, çıktı bunu istemiyorum ben. Bunun peşini de bırakmayacağım hayatta olduğum sürece. Yaşattığını yaşamadan gitmesin bu hayattan. En son ölümünden 5 dakika önce beni aradı. ‘Anne yoldayım, araba aldım dönüyorum’ diye. Merakı vardı araba alıp satmaya. Ben de Erzincan’da, memleketteydim. Güldük, şakalaştık. En son lafı, ‘Bana dua et anne’ oldu. İçine mi doğdu? Ne bileyim? Bazen öyle videoyu seyrediyorum. Üstünü beyaz örtüyle örtmüşler. Onu da sonradan, kafam yerine gelince fark ettim Baran’ın olduğunu. Ben iğnelerle, ilaçlarla yaşıyorum. İyi değilim. Onlar olmasa belki kendimi şuradan aşağı atacağım. O dereceye geliyorum bazen. Ama sonra diyorum, ne yapıyorsun sen. Eğer böyle bir şey olursa oğlun için savaşamazsın, mücadele edemezsin. Yaptığın yanlış, öteki tarafta oğluna kavuşamazsın. Bunu yapma.”