i­d­e­e­f­i­x­e­ ­s­a­t­ı­l­ı­y­o­r­ ­m­u­?­ ­S­i­b­e­r­a­l­e­m­­i­n­ ­s­a­h­i­b­i­ ­d­e­ ­s­i­t­e­d­e­n­ ­k­e­n­d­i­s­i­n­e­ ­p­a­r­t­n­e­r­ ­b­u­l­d­u­ ­m­u­?­

i­d­e­e­f­i­x­e­ ­s­a­t­ı­l­ı­y­o­r­ ­m­u­?­ ­S­i­b­e­r­a­l­e­m­­i­n­ ­s­a­h­i­b­i­ ­d­e­ ­s­i­t­e­d­e­n­ ­k­e­n­d­i­s­i­n­e­ ­p­a­r­t­n­e­r­ ­b­u­l­d­u­ ­m­u­?­

En büyük alışveriş sitelerinden Ideefixe'in büyük rakamlara satılacağı yazılınca gözler sitenin ortaklarından Mehmet Budak'a çevrildi. Mehmet Budak Sabah'tan Eylem Bilgiç'e ilginç açıklamalar yaptı!

Son günlerde, Türkiye'nin en büyük alışveriş sitelerinden Ideefixe.com'un satılacağı yazılıp çizilmeye başlandı. Hatta site için biçilen değer 100 milyon dolara kadar ulaştı. Biz de işin aslını öğrenmek için ideefixe gibi siberalem, itiraf.com gibi ünlü sitelerin sahibi EBİ'nin ortaklarından Mehmet Budak'ın kapısını çaldık. Hem satış olayının aslını öğrendik, hem de kendisiyle başarıdan cinselliğe kadar farklı konularda sohbet ettik. İşte 48 yaşında "Artık yoruldum, başka şeyler yapmak istiyorum," diyerek şirketteki bütün işlerden elini ayağını çeken Mehmet Budak'ın anlattıkları...

- Ideefixe'i satacağınızı okuduk. Ve biçilen değer de 20-100 milyon dolar arasıydı. İdeefixe 100 milyon dolar ediyor mu?
- Ben de öyle olduğunu pazar günü ev sahibinden öğrendim. Bu da acı oldu, kirayı artıracak diye çok korktum (gülüyor). Şaka bir yana tabii ki 100 milyon dolar falan etmez. Değerini bilmiyorum ama 100 milyon dolar edecek kaç tane şirket var Türkiye'de? Ama bu rakamı yazan gazeteci arkadaşa müteşşekiriz. Olası alıcılara 'Kamudaki yargıyı görün,' derim (gülüyor).

'GÜZEL PARAYA SATARIZ'

- Peki Ideefixe'in satılması söz konusu mu?
- Ideefixe'i satmak istiyoruz diye bir durum yok, fakat birkaç tane başvuru oldu. Bunlardan bazılarıyla ciddi pazarlıklar yaşadık. Biz markalarımızı 'Belirli bir noktaya getirdikten sonra bir müşteri gelir iyi bir fiyata satarız,' düz mantığıyla oluşturmadık. Ideefixe ve diğer markalarımıza bu kadar talep olmasının nedeni 10 yıldır internet gibi, giren herkesin büyük zararlara uğradığı bir ortamda ayakta durup kâr etmesidir. Bu mantıkla markalarımızı işletmeye devam edeceğiz. Bir gün gelir de biri 'Kardeşim artık kendinizi yormayın, size çok güzel para veriyoruz işte,' derse severek satarız. Dediğim gibi şu an 'Satalım,' diye bir arayış içinde değiliz, ama normal sağlıklı kapitalistlerin yaptığı gibi yaptığımız iş en iyi parayı getirdiği anda da satmamız gerektiğinin farkındayız.

- Sosyalist bir insan olarak kapitalizmi size yakıştırmak zor oluyor...
- Yakışmıyor değil mi? Teşekkür ederim, bugünün iltifatı buydu. Ama yaptığımız iş de bu. Ben patronum, diğerleri çalışan; ben ücret veriyorum, onlar çalışıyor. Böyle bir gerçek var yani. Ortağım Canan Çelebioğlu ise büyük kapitalist.

- EBİ'nin en büyük markalarından biri de Siberalem. Ideefixe mi sizi daha çok tatmin ediyor, Siberalem mi?
- Açıkçası Siberalem. Ideefixe ilk markamız, kuruluşunda şahsen çok yorulduğum, hâlkafamın büyük bölümünü işgal eden marka. Fakat sonuç olarak ideefixe bir perakendecidir, yani çok özgün bir iş değildir. Ama 'community business' (cemiyet siteleri) dünyada da yaklaşık bizim şirketimiz kadar eski. Yani biz bu işin öncülerindeniz. Orada kendi çapımızda ufak buluşlarımız var. Ayrıca oradaki hizmet şahsen benim perakendecilikten kendimi daha yakın bulduğum bir şey. Buradan benim insanlık açısından da beklentilerim var. Umduğuma yakın giderse çok daha demokratik, son derece açık bir insanlığın oluşmasında enstrümantal olabilecek bir şeydir community business.

'EVLİLİĞİN SONU GELECEK'


- Peki sizce Siberalem Türkiye'de bir devrim yarattı mı?
- Türkiye'de kolay kolay devrim olmaz da... Zaten devrim kelimesini ağzıma salavatla almayı tercih ederim ben. İnsanların Türkiye'de hayatı, biraz da maddi nedenlerle ev-iş-ev ya da evokul- ev şeklinde geçiyor. Bu şekilde kaç kişiyle tanışabilirsiniz ve bunlardan kaçı sizin için cinsel bir partner olabilir? Bu bundan

10, 15 beş yıl önce hayal edebileceğiniz bir şey miydi? Bu siteler dünyada cinsel pratiğin değişmesine neden oluyor. Bugün örneğin dünyada insanlar bir buçuk kere evleniyor ve evlilikler ortalama 12 yıl sürüyorsa bundan 10 yıl sonra baktığımızda bu rakamlar altüst olmuş olacak. Belki evliliğin sonu gelecek. Bu teknolojiler tutucu, ahlaki ya da politik önlemlerle engellenemez. Böyle bir değişikliği hep birlikte seyredeceğiz.

-Matematik eğitimi aldınız ama bambaşka bir alana kaydınız. Bugün matematikçi olmadığınız için pişmanlık duyuyor musunuz?
- Çok büyük bir pişmanlık duyuyorum. İnsanların 18 yaşından sonra hayat bilgisinin, deneyiminin yeterli olduğu ve kararları bizzat verebileceği düşünülüyor. Bunun ne kadar yanlış olduğunun en iyi örneği benim aslında. Çünkü 13-14 yaşındayken hayatım için doğru kararı verdikten sonra ileri yaşlarda bunu geri aldım. Onun için benimki duble pişmanlık. Benim erken tarihte oluşmuş bir öz imajım var. O öz imajın hak ettiği bir de kader var. Matematikçi olsaydım o kaderi yaşayacaktım. Şimdi başka birinin kaderini, bir yabancının hayatını yaşıyorum.

- Pişmanlığınızın nedeni ne? Çok başarılı işlere imza attınız...
- (Düşünüyor) Cevap vermekte zorlanmamın nedeni şu; söylediğiniz şeyi hissedemiyorum bile. Benim için başarılı olmanın tanımı iş hayatından türetilecek bir şey değil. Benim başarılı olarak gördüğüm insanların hiçbiri işadamı değildir. Bu soruyla ilk defa işadamlarının da başarılı olabileceğini düşündürdünüz bana.

- Çünkü toplumda başarı iyi işlere imza atmaktır, tanınmaktır, para kazanmaktır genelde... - Bunları duymamış gibiyim sanki. Tamam söylediğiniz zaman tanıdık geliyor ama hâlçok acayip. Nasıl böyle bir şey insanın hayat amacı olabilir? O zaman niye emekli oluyorlar?

- Sizin için nedir başarı? - Benim bir başarı tanımım olmadı ama başarı hissiyatım, sezgim herkes gibi var. Başarı kavramından hareket eden düşünce zincirleri geliştiren bir insan değilim ve kimseye başarı merkezli ya da başarıdan kalkınan akıl yürütmeleri tavsiye etmem. Bu kadar seyrek karşılaşılabilecek bir şeyin üzerine hayat kurulamaz herhalde. Başarının bu kadar vurgulanması çökmekte olan kapitalizmin kafasını toprağa gömme meselesi, bize de gömdürmeye çalışıyor. Bu mutsuzluk davetidir, bu şekilde düşünmeyi siz genç insanlara da tavsiye etmem.

- Siberalem'in yanı sıra Eşalem gibi eşcinsellerin buluştuğu bir sitenin de sahibisiniz ve cinsel özgürlüğü savunuyorsunuz. Sizce cinsellik nasıl yaşanmalı?
- Yaş faktöründen ötürü konuya biraz mesafeli bir zamanımdayım. 14 yaşında kızım var, şimdi daha çok onun cinsel hayatını iyi yaşamasını istiyorum. Bu nedenle 14 yaşındaki kızım için ne umduğumu söyleyeceğim. Herkes için istediğimiz; birbirine zarar vermeden sınırsız bir özgürlük yaşamaktır. 'Bu özgürlük o bireyler tarafından nasıl kullanılsın?' sorusuna kat-i suretle giremem. 'Madem sonsuz özgürlük var herkes biseksüel olsun, herkes poligam olsun,' da diyemem. Sadece hiçbir şey yasak olmasın, meyilli zeminler olmasın, hiçbir eğilim toplumun ya da devletin eliyle zorlaştırılmasın, kolaylaştırılmasın, hiçbir şey de esirgenmesin diyebilirim.

- Neden EBİ'nin genel müdürlüğünü bırakıp işlerden elinizi ayağınızı çektiniz?
- Yeni genel müdürümüz Behçet Akalın'ın bu işi benden daha iyi yapacağını düşündüm. Ayrıca şu kadar yıldır çalışıyorum, yoruldum artık. Zaten bir insanın bir ömür boyu bir cinsel tercihi sürdürmesi bile zor. Gerçekten özgür bir toplum olsa çoğu erkeğin 50, 60 yıl heteroseksüel yaşamayacağını düşünüyorum. Şimdi ben kaç yıl daha ömrüm kaldıysa o kadar EBİ'nin genel müdürü mü olacaktım?
- Siz Siberalem'de hiç kendi çöpünüzü çattınız mı?
- Çok. Kendime oradan bir dolu arkadaş buldum, pek azıyla cinsel ilişkim oldu. Ama birkaç tane de hafızamdan hiç çıkmayacak partnerim oldu. Zaten öncelikle kendisi için yaratmayan hiç kimsenin başarılı olabileceğini zannetmiyorum.

EYLEM BİLGİÇ/SABAH

Popular Articles

Latest Articles