Fenerbahçe'nin Senegalli golcüsü Moussa Sow, Fenerbahçe Gazetesi'ne önemli açıklamalarda bulundu.
Fenerbahçe Gazetesi'nin 133. sayısında yer alan söyleşide önemli açıklamalar yapan Sow, her şampiyonluktan sonra farklı duygular yaşadığını dile getirdi.
İşte Fenerbahçe Gazetesi'nde yer alan Moussa Sow'un o röportajı;
-Fenerbahçe'ye gelmeden önce Fenerbahçe ile ilgili gözlem ve düşüncelerin nelerdi?
“Fenerbahçe'ye gelmeden önce eskiden Fenerbahçe'de oynamış olan isimlerle konuştum. Yani Mamadou Niang ve Issiar Dia ile iletişim kurdum. O süreçte 2012 Afrika Kupası'ndaydık. Bana birçok olumlu bilgiler verdiler. Şu anda Fenerbahçedeyim.”
-Fenerbahçe'ye 2012 senesinin Ocak ayında gelmiştin. Oldukça başarılı sezonlar geçirdin. Şampiyonluk ve kupalar kazandın. O anlardaki duyguların nelerdi?
“Öncelikle sezon ortası kulüp değiştirmek oldukça zordur. Daha önce oynadığım takım olan Lille'den ligin ilk yarı bitmesiyle ayrılıp, hemen Fenerbahçe'ye gelmiştim. Daha sonra şubat, mart, nisan ve mayıs aylarında burada oynadım. Yeni gelmeme rağmen takım arkadaşlarım ve taraftarımız sayesinde adaptasyon sürecini hemen atlatıp, iyi bir performans ortaya koyduğumu düşünüyorum. Allah'ında yardımıyla çok şükür o yarım sezonda 8 gol attım. Bence fena bir rakam değildi. Ertesi sezon şampiyon olamasak bile Türkiye Kupası'nı kazandık. Geçen sezon ise şampiyonluk yaşadım. Yüksek seviyede oynayan oyuncular için kupalar ve şampiyonluk kazanmak her zaman çok güzeldir. Kısaca her kupadan sonra farklı güzel duygular yaşadım.”
-Aslında forvet oyuncususun, ilk geldiğin zamanlarda takımımızın ileri ucunda oynuyordun. Sow yalnız kalıyor diye eleştiriler yapılıyordu. Şimdi hücum bölgesinin sağında, solunda ve ortasında görev yapıyorsun. Senin en rahat ettiğin mevki neresi?
“Fenerbahçe'ye geldiğim ilk zamanlar forvet bölgesinde oynuyordum, yaklaşık 1 sene bu bölgede oynadım. Daha sonra Webo'nun gelmesiyle Aykut hoca benle özel olarak görüşüp: ‘Seni solda oynatmak istiyorum' dedi. Ben de 'tabi seve seve oynarım' dedim. Sol tarafta da takımıma faydalı olabileceğimi düşündüm, ki orada oynayarak o sezon toplam 19 gol kaydettim. Şampiyon olduğumuz geçen sezonda da hücumun solunda oynayarak toplam 16 gol atarak takımımın en golcü oyuncusu olmuştum. Gerçekten sağ ve sol kanat olarak zor bir pozisyonda oynuyorum. Çünkü hem hücum, hem savunma, hem de gol atmak zorundayım. Ama ben oynadığım mevkide mutluyum, çünkü takımıma faydalı oluyorum. Nerede faydalı olacaksam orada oynamaya hazırım. Hücum solunda veya sağında oynamaya zaten alışığım. Daha önce oynadığım takımlarda hocalarım, beni bu mevkilerde de oynatmıştı.”
-Takımımızın golcülerinden birisisin. Geçen sezon Kuyt, Webo ve Emenike ile birlikte takımımızın gol yükünü çektiniz. Bu sezon senin de hedefin doğal olarak bol skor üretmek. Sezon sonu için hedeflediğin gol sayısı var mı?
“Tabii hedeflerim var. Ama bu hedefimi şimdi söylemeyeceğim, içimde saklayacağım. Forvet oyuncuları için gol atmak her zaman iyidir. Gol atmak için sahadayız. Bizim görevimiz gol atmak. Geçen yıl çok gol attık, bu yıl da bu başarıyı tekrar sağlamak için çok çalışıyoruz. Fenerbahçe'de beklentilerin yüksek olduğunun farkındayız.”
-Sen çubuklu forma için gözyaşı dökenlerdensin. Bu yüzden de taraftarlarımız için çok özelsin. Geçen sene oynanan Kayseri Erciyesspor maçında kaçırdığın pozisyonlardan sonra ağlamıştın. O anlarda neler hissettin kısaca anlatır mısın?
“Aslında benim için hiç unutamayacağım bir karşılaşma oldu. Taraftarlarımız inanılmaz destek verdi. Pozisyonları kaçırdıktan sonra bile desteklerini sürdürdüler. Onlara çok teşekkür ediyorum. Çünkü başka kulüplerde futbolcunun kötü performansından sonra oyuncular ıslıklanabiliyor. Benim için o gün bana gösterdikleri destek inanılmazdı. Takımım için ve kendim için gol atmak istiyordum. Uzun süredir de gol atamamanın getirdiği bir patlama oldu. O gün şanssızdım. Bir sonraki hafta gol atarak, o günkü hüznümü mutluluğa dönüştürdüm.''
-Artık Türkiye'ye rahatça alıştığını söyleyebiliriz. Özgürce dinini yaşıyorsun sonuçta, Müslüman bir ülkede futbol oynamak nasıl bir duygu?
“Gerçekten son derece olumlu duygular içerisindeyim. Türkiye gibi Müslüman bir ülkede futbol oynuyor ve yaşıyor olmamdan dolayı mutluyum. Fransa ile Türkiye arasında çok fark var. Fransa'da ezan sesi hiç duymazsınız. Türkiye'de ise ezan seslerini duyuyorum. Ezan sesini duyduğumda içimde camiye gidip hemen namaz kılma isteği doğuyor. Kişisel olarak gerçekten mutluluk verici bir durum.Tüm Müslümanların da böyle düşündüğünü biliyorum. Burada olmak benim için çok güzel. Ezanı duyunca, ezandan sonra camiye gittiğimde mutlu oluyorum. Bu konuda da beni Fenerbahçe'ye getirdiği için Allah'a şükrediyorum.”
-Bu sezon oynanan Beşiktaş – Fenerbahçe maçı senin için de farklı bir anlam taşıyordu. Yakın arkadaşın Demba Ba ile rakip olarak karşı karşıya geldiniz. 2-0 galibiyetimizle sonuçlanan maçtan sonra Demba Ba ile neler konuştunuz?
“O akşam bizim için çok özeldi. Ben yine Beşiktaş'a gol attım. Fikstür çekildiğinde ilk baktığımız şey ne zaman karşılaşacağımız oldu. 8. hafta olduğunu öğrendik. Karşılaşmayı 2-0 kazanarak önemli bir deplasmandan 3 puan ile dönmüş olduk.''
-Son olarak yeni yılda taraftarımıza ne gibi mesajlar vermek istersin?
“Her şeyden önce tüm taraftarlarımıza sağlık diliyorum. Güzellik dolu bir sene geçirmelerini temenni ediyorum. Bunlardan sonra ise umarım Fenerbahçe bu sezonu da şampiyon tamamlar. Çünkü şampiyonluğu hak eden bir taraftarımız var.”