E­r­d­o­ğ­a­n­­ı­n­ ­T­ü­r­k­ ­M­e­t­a­l­ ­S­e­n­d­i­k­a­s­ı­ ­k­o­n­u­ş­m­a­s­ı­

E­r­d­o­ğ­a­n­­ı­n­ ­T­ü­r­k­ ­M­e­t­a­l­ ­S­e­n­d­i­k­a­s­ı­ ­k­o­n­u­ş­m­a­s­ı­

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Metal Sendikası'nın toplantısında konuştu.

erdoğan

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ankara'daki Büyük Anadolu Oteli'nde düzenlenen Türk Metal Sendikası Kadın İşçiler 20. Büyük Kurultayı'nda katılımcılara seslendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;

Bugün yakın çevremiz başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde çok büyük acılar, yıkımlar yaşanıyor. Sadece Suriye’de ölenlerin sayısı 300 bini aştı. Bu rakamın bir milyona kadar çıktığını söyleyenler de var. 5 milyon ülkesini terk etmek zorunda kaldı. İnsanlar mağdur oldular, tüm bu felaketlerin yükünü en çok sırtlananlar hiç şüphesiz kadınlar.

Sığınmacıları gördünüz değil mi televizyonda. O hanımların yavrularıyla beraber sırtlarında evlerinden çıkarabildikleri birkaç çuval veya valizle nasıl Türk topraklarına sığındıklarını gördünüz. O ne çiledir değil mi?

Dün eşim Türkiye’nin en büyük kampı Suruç’a gitti. Yeni mekanların açılışını yaptılar. Oradaki çileyi bana anlattı. Bütün bunlar bir sorumluluğun gereğiydi. Şimdi buradan dünyaya sesleniyorum. Ey dünya, ey batı, lafa geldiği zaman kadın haklarını konuşuyorsunuz ancak benim ülkeme Suriye ve Irak’tan sığınan 2 milyon insanın hakları konusunda ne yaptınız, ne yapıyorsunuz?

Herhangi bir destekleri de söz konusu değil ha. 250 milyon dolar. Bizim yaptığımız harcama 5,5 milyar dolar. Ama yanımıza geldikleri zaman da “yaptıklarınız bu işler her türlü tebrike şayan, gerçekten çok başarılısınız.” Tamam da, hadi biraz mali destek verin deyince yanaşmazlar. Tüm Batı’da, Avrupa’da 150 bin sığınmacı var. Bizde 2 milyon. Bütün bu gerçekler ortada. Peki bu nereden geliyor? Bu bizim bir medeniyet anlayışımızın, kültürümüzün, inancımızın gereği olarak yaptığımız bir uygulama. Onun için bu millet büyüktür, Türkiye güçlüdür, büyümeye devam edecektir.

Bana göre insana değer vermeyen hiçbir ülkeyi ben büyükler kategorisinde değerlendirmiyorum. İnsana değer vermeyen, acısını paylaşmayanları asla büyük kabul etmiyorum. Büyüklük o garibin, fakirin, yoksulun, gurebanın, mağdurun, yolda kalmışın, sokağa atılmışın sahiplenenidir.

Evladının, eşinin, babasının, kardeşinin cansız bedeni üzerine kapanıp ağlayan mazlum kadındır. Yıkılan evinin başında gözyaşı akıtan garip kadındır. Eşini kaybettiği için yüreği yanan ama bu arada ailesinin tüm sorumluluğunu da üstlenen mağdur yine kadındır. Evinden, yuvasından uzakta verilen hayat mücadelesini sırtında taşıyan kadındır. Feryadı duyulmayan, gözyaşı fark edilmeyen, acısı hissedilmeyen bu kadının yaşadıkları insanlığın kanayan yarasıdır.

Bir tarafta kadın hakları diye kamuoyu ayağa kaldırılırken bir taraftan kadının hayat hakkına karşı inanılmaz duyarsızlık var. Bir taraftan eşitlik diye yer gök inletilirken bir tarafta ölümde eşitlik gözetiliyor. Avrupa’daki, Amerika’daki kadın da Suriye’deki, Irak’taki, Myanmar’daki Türkiye’deki kadın değil mi?

Kadının önce yaşama hakkına saygı duyulmalı. Kadının sürdürdüğü mücadeleye destek vermeyen kusura bakmasın, boş konuşuyor. Hayatı her an tehdit altında bulunan aile fertlerinin her birinin geleceğiyle ilgili endişe duyan bir kadına siz Kadınlar Günü’nü anlatamazsınız. O kadın kendisine hediye verilmesini, çiçek uzatılmasını istemiyor. Her şeyden önce huzur istiyor, güven istiyor, barış istiyor, yaşama hakkına saygı gösterilmesini istiyor.

Bunca zulme, katliama ses çıkarmayan hiç kimsenin kadının adını ağzına almaya hakkı yoktur. Mısır’da Tahrir Meydanı’nda haklarını ararken ekin gibi biçilen Esma’lara gözünü kapatanların kadının adını dahi ağzına almaya hakkı yoktur.

Kendi ülkesinde her köşe başında bir meta gibi alınıp satılan kadınları görmezden gelip örtünen kadına yasak getirenlerin kadının adını ağzına almaya hakları yoktur. Kadın istismarı asıl budur. Kadın bedeninin istismarı asıl budur. Kadının ötekileştirilmesi, sınıf ayrımına tabi tutulması asıl budur.

Birbirlerinden yaradılış, güç kuvvet bakımından çok farklı olan kadınla erkeği aynı yarışa sokmak asla eşitlik değildir. Kadını Allah’ın emaneti olarak görmek, ayrımcılık değil kadını baş tacı etmektir, kadını yüceltmektir.

Ayaklarının altına cennet serilen kadının analık vasfına vurgu yapmak kadına ayrımcılık değil ama tam tersine ona karşı sonsuz bir hürmetin ifadesidir. Bazıları diyor ki bize ana demeyin, biz kadınız. Ben diyorum ki doğuran, doyuran, yetiştiren…

Ben anasının ayaklarının altını öpen bir evladım. Anacığım ayağını çekerdi, ben zorla öperdim. Derdim benden cennetin kokusunu mu esirgiyorsun anacığım derdim. Bu idrake varabilmek kolay bir iş değil. Bak babaların ayaklarının altında değil, annelerin ayaklarının altında. O makama ulaşmak herkesin de kârı değildir. Kadınla erkek arasındaki fıtri farklara işaret etmek ayrımcılık değil, onun haklarının korunmasının kollanmasının garantisidir.

Gezi olayları yaşadık, bu esnada bir anne yanında cocuğu olduğu halde bir grup taciz etti. Bunlara kimse bir şey demedi. Kimse o hanımefendiyi taciz edenleri kınamadı, onların peşine düşmediler. O kadınaysa etmediklerini bırakmadılar. Vicdansızca, terbiyesizce üstüne gittiler, gitmeye devam ediyorlar.

Olumlu yazılar yazan 4 bayan köşe yazarına da etmedik hakaret bırakmadılar, sosyal medyada da üstlerine gitmeye devam ediyorlar. Hani tacizde esas olan kadının beyanıydı? Müftünün karısıyım diye istismar yapanlara kimse bir şey yapmadı. Demek ki bunlar için önemli olan kadın değil 'sadece bazı kadınlar'. Kendileri için malzeme çıkarma peşinde koşanlar var ya asıl ayrımcı olanlar.

Erdoğan Kabataş tacizi ile ilgili sert konuştu İZLE

Kadınların sosyal haklarının kısıtlanmasına asla izin vermeyiz. Kariyer yapmak isteyen kadının da iş yeri açıp çalışmak isteyen kadının da yanındayız. Bununla ilgili bir çok çalışma yaptık, halen de yapılması gerekenler elbette var. Kadınların şu an ki iş hayatı eskisiyle mukayese edilmeyecek kadar iyi durumdadır. Bugün eğitim konusunda kadın-erkek ayrımı konusunda bir durumun kalmadığını görüyoruz. Aileler kız çocuklarının okumasına artık çok daha fazla destek veriyor. Kız çocuklarının okuması için artık daha fazla destek veriyoruz.

Bugün bakıyorsunuz çevrenize artık bir çocuk iki çocuk. Bu durum ülkemizin için ciddi bir sorun. Güçlü milletler güçlü ailelerle kurulur. Ailelerdeki çocuk sayısının elbette farklı sebepleri var. Sizlerden rica ediyorum Bu konuda lütfen hassas olun. Batı artık yaşlı bir nüfus biz de şuanda ki gibi gidersek batı gibi olacağız. Çocuk hiç bir şeye mani değildir. Çocuk rızkıyla gelir bunu bilin. Ben hep en az üç çocuk tavsiyesinde bulunduğumda bunu dalgaya alıyorlar. Onlar tehlikenin farkında değil. Eğer olay paraysa zenginlere bakın genelde hep bir çocuğu iki çocuğu var.

erdoğan

Popular Articles

Latest Articles