İzmir'de, üniversite öğrencisi kıza cinsel saldırıda bulunan 2 sanığa alt sınırdan ceza verilmesine Yargıtay itiraz etti.
İzmir'in Bornova ilçesinde üniversite öğrencisi kıza cinsel saldırıda bulunulmasına ilişkin davada yargılanan 2 sanığa alt sınırdan ceza verilmesi nedeniyle kararın Yargıtay tarafından bozulması üzerine davanın yeniden görülmesine başlandı. İzmir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesinde yargılamanın yeniden başladığı duruşmaya, tutuklu sanık Gökhan Muşmula, sanık ve mağdur tarafın avukatları, davaya müdahil olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun avukatları katılırken, sanık Ali Yavaş ile mağdur üniversite öğrencisi E.E gelmedi.
Duruşmada, mahkemedeki önceki yargılamada sanıklar hakkında “nitelikli cinsel saldırı” suçundan 9 yıl 2'şer ay, “cebir ve tehditle hürriyetini kısıtlama” suçundan ise 5'er yıl olmak üzere 14 yıl 2'şer ay hapis cezası verildiği, Yargıtayın kararı "alt sınırdan ceza verilmesi" nedeniyle bozduğu kaydedildi. Karara ilişkin görüşü sorulan sanık Muşmula, duruşma başından bu yana doğruyu söylediğini, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezasını çektiğini savunarak, Yargıtay'ın bozma kararına uyulmaması gerektiğini iletti. Sanık avukatları da Yargıtay'ın bozma kararına uyulmamasını talep etti. Mahkeme Başkanı Hatice Demir, duruşmaya gelmeyen sanık Ali Yavaş hakkında yakalama kararı çıkartılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
Bornova ilçesindeki metro istasyonunda, 2010 yılının kasım ayında dövülmüş halde bulunarak hastaneye kaldırılan üniversite öğrencisi E.E, barda tanıştığı İ.O.D ile otobüs durağında beklerken kendilerini eve bırakmak isteyen iki kişinin aracına bindiklerini, araçtaki iki kişinin bir süre sonra İ.O.D'yi zorla araçtan indirdiğini ve kendisine de döverek cinsel saldırıda bulunduğunu bildirmişti. E.E'nin verdiği plaka bilgisinden yola çıkılarak gözaltına alınan ve sonrasında tutuklanan iki kişi hakkında dava açılmıştı. Yargılama sonunda, İzmir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi, iki sanığa “nitelikli cinsel saldırı” suçundan 9 yıl 2'şer ay, “cebir ve tehditle hürriyetini kısıtlama” suçundan ise 5'er yıl olmak üzere, 14 yıl 2'şer ay hapis cezası vermişti. Yargıtay ise üniversite öğrencisi E.E'ye karşı işlenen suçun niteliği, sanıkların olayda kasıtlı kusurlarının yoğunluğu ve mağdurenin ruh sağlığının bozulması nedeniyle sanıklara verilecek cezanın daha fazla olması gerektiğini gerekçe göstererek bu kararı bozmuştu.