Hamilelik döneminde daha hassas olan cildinizi güneşin zararlı ışınlarından korumanın önemini ve yollarını sizler için hazırladık…
Çoğu insan, güneşin sıcaklığının yanaklarını öptüğü plajda veya havuzda bir gün geçirir. Biraz güneş, çok ihtiyaç duyulan D vitamini sağlarken, fazlası hiç kimse için iyi değildir. Ve eğer hamileyseniz riskler daha da fazladır.
Cilt kanseri risklerinin yanı sıra, hamile kadınların güneşte çok fazla zaman geçirmeleri durumunda dikkate almaları gereken başka riskler de vardır. Bu riskler, daha kolay yanmaktan susuz kalmaya ve folik asit depolarını tüketmeye kadar her şeyi içerir.
Hamileyken vücudunuzda dolaşan artan hormon seviyeleri cildinizin daha hassas olmasına ve güneşte daha kolay yanmasına neden olur. Aslında, pigment üreten hücreleriniz aşırı hızlanır ve cildinizin güneşin UV ışınlarına maruz kaldığında renk bozulmasına daha duyarlı hale gelmesine neden olur.
Bronzluk yerine, yanaklarda sıklıkla bulunan gri-kahverengi lekeler olan çok sayıda çil ve hatta melazma ile karşılaşabilirsiniz. Bunu hamileliğin bağışıklık sistemini değiştirdiği gerçeğiyle birleştirin ve önlem almazsanız hamileyken cilt kanserine yakalanma riskinin neden arttığını görebilirsiniz.
Güneşlenmek aynı zamanda vücudun susuz kalmasına ve aşırı ısınmasına neden olan sıvıları da boşaltabilir. Bu sıvı eksikliği daha sonra aşırı strese neden olabilir ve bu da erken dönem kasılmalara yol açabilir. Dahası, vücudunuz aşırı ısındığında çekirdek sıcaklığınız yükselir ve bu da doğum kusurlarına neden olabilir.
Ve son olarak, güneşin UV ışınları vücuttaki folik asidi parçalayabilir ve bu da doğum kusurları olasılığını artırır. Bu, özellikle hamileliğin ilk 12 haftasında bebeğinizin nörolojik gelişimi için risklidir.
Risklere rağmen, birçok kadın güneşte olmaktan kaçınamaz. Durumunuz buysa umutsuzluğa kapılmayın. Önlemleri aldığınız sürece sorun olmaz. Bir saat kadar açık havada pikniğe gidiyor olsanız bile, yine de dikkatli olmanız ve cildinizi korumak için adımlar atmanız gerekir. İşte sizi ve doğmamış bebeğinizi çok fazla güneşe maruz kalmaktan nasıl koruyacağınıza dair bazı öneriler;
Güneş kreminin etkinliğini değerlendiren kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Çevresel Çalışma Grubuna göre, cildinizi korumaya karşı son savunma hattınız olarak güneş kremi kullanmalısınız. Bunun yerine, vücudunuzu örterek başlamanız gerekir. Bu, cildinizi güneş ışınlarından koruyan şapka, güneş gözlüğü ve hafif giysiler giymeyi içerir. Ardından, son koruma bariyeriniz olarak güneş koruyucunuzu uygulayın.
Bol miktarda sade su içerek vücudunuzu serin tutabilir ve aşırı ısınmayı önleyebilirsiniz. Bu aynı zamanda nemli kalmanıza da yardımcı olacaktır. Unutmayın, vücut sıcaklığınızın yükselmesini istemezsiniz. Ve dışarıda olacaksanız serin kalmanın en iyi yolu su içmeye devam etmektir. Ayrıca, özellikle son derece sıcak bir günse vücudunuzu serin tutmak için pille çalışan bir fan taşımak isteyebilirsiniz.
Mümkünse, güneş ışınlarının en güçlü olduğu saat 10:00 ile 14:00 arasında güneşten uzak durmaya çalışın. Unutmayın, güneş ışınları en sağlıklı hamile kadınlar için bile tehlikelidir. Sonuç olarak, birçok doktor güneşlenmeyi önermez. Güneşte kalmanız gerektiğini düşünüyorsanız, büyük boy bir şemsiye ile kendiniz ve doğmamış bebeğiniz için biraz gölge oluşturmaya çalışın.
Evet, birçok hamile ünlünün sahilde bikinili hamilelik pozu verdiği doğru Ancak gerçekçi olacak olursak, tek parça bir hamile mayosu daha akıllıca bir seçimdir. Çıkıntılı karnınız her açıdan ışınları yakaladığından, güneşte yanma riski daha yüksektir. Ayrıca, linea nigra'nızın veya karnınızda yukarı ve aşağı uzanan hamilelik çizgisinin koyulaşmasını istemiyorsanız, korumak isteyebilirsiniz.
Güneşin UV ışınlarının bir kişinin cildi üzerindeki etkisi belgelenmiştir. Cilt kanseri potansiyeline ek olarak, bu zararlı ışınlar güneş lekelerine ve erken yaşlanmaya da neden olabilir. Sonuç olarak, güneşten koruyucular genellikle bu zararlı ışınları engellemek için en iyi seçenektir. Ancak bu güneş kremleri hamile kadınlar için ne kadar güvenli?
Tipik olarak güneşten koruyucular, üç bileşenden birini (oksibenzon, çinko oksit veya titanyum dioksit) dahil ederek UV ışınlarını engeller. Bu üç bileşenden oksibenzon, hamile kadınların kaçınmak istediği bileşendir. Cildin üzerinde bulunan çinko oksit ve titanyum dioksitin aksine, oksibenzon cilt tarafından emilir ve genellikle diğer kimyasalların cilt tarafından emilmesine yardımcı olmak için kullanılır, bu da sonunda kan dolaşımına karışır. Sonuç olarak, özellikle hamileyken oksibenzon içeren ürünlerden kaçınmak oldukça akıllıca bir yaklaşımdır.
Kanser ile ilgili yapılan araştırmalarda, titanyum dioksitin yüksek dozlarda solunduğunda olası bir kanserojen olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle uzmanlar, hamile kadınların (ve diğer herkesin) spreylerden kaçınmasını önermektedir. Dahası, spreyler insanların bir noktayı gözden kaçırmasını veya çok az güneş kremi sürmesini çok kolaylaştırır.
Süper yüksek bir SPF'nin size yanlış bir güvenlik hissi vermesine izin vermek cezbedicidir. Örneğin, SPF 30 güneş ışınlarının %97'sini, SPF 50 ise %98'ini engeller. Bu nedenle, SPF 100'ü kullandoğınız için tamamen korunduğunuzu düşünmeyin. Seçtiğiniz SPF'den bağımsız olarak, suyun içinde ve dışındaysanız en az iki saatte bir veya daha fazla tekrar uygulamanız gerekir.