Bu akşam ilk bölümüyle Fox TV'de izleyicisiyle buluşacak olan ve başrollerini Hazal Kaya ile Buğra Gülsoy'un paylaştığı Misafir dizisinin oyuncu kadrosu ve dizi karakterleri merak ediliyor.
Fox TV ekranlarında yayınlanacak olan Misafir dizisi 11 Kasım Perşembe saat 20.00’de ilk bölümüyle yayınlanacak.
Yönetmen koltuğunda Arda Sarıgün’ün oturduğu, senaryosunu Özge Aras’ın uyarladığı Misafir dizisi oyuncuları arasında Hazal Kaya, Buğra Gülsoy ve Ozan Dolunay gibi isimleri buluşturuyor.
“Misafir”de; travmatik bir çocukluk geçirmiş olan genç bir kadın olan Gece (Hazal Kaya) ve eşini yeni kaybetmiş üç çocuklu bir baba olan Erdem’in (Buğra Gülsoy) umut dolu karşılaşma hikayesi konu alınacak.
Dizinin oyuncu kadrosu ve karakterleri seyirciler tarafından araştırılıyor. Misafir oyuncuları kimler, kadroda kimler var? İşte oyuncular ve karakterleri...
Gece, sevgisiz büyümüş bir kız. İstenmeyen bir çocuk olarak gelmiş dünyaya, geldikten sonra da hiç sevmemiş onu annesi, bir yük olarak görmüş. Böyle sevgisiz, şefkatsiz bir kadının yanında büyüyen Gece, tüm iyi ve güzel şeylere inancını yitirmiştir. Onu kendince büyük özverilerle büyüten Nazan, büyüyen kızından faydalanmayı, onu paraya çevirmeyi kafaya koyar. Gece, en sonunda annesinden de onun hayatına taşıdığı belalardan da kurtulmak için intiharı seçer. Ama içten içe yaşamak istediği için başaramaz. Ve bu vesileyle karşısına çıkan adam, hayatını da hayata bakışını da değiştirecektir.
Erdem, üç çocuk babası, sevgi dolu bir adam. Mutlu, sevgi dolu bir ailede büyüyüp hayallerinin peşinde koşarken, deprem annesini babasını almış ondan. Tabii hayallerini de. Polislik yapan Erdem, evlenip üç çocuk babası olunca da, dünyanın en mutlu adamı olmuş. Ta ki bir yıl önce bir kazada karısını kaybedene dek… Bir yıldır üç çocuğuna hem baba hem anne olan Erdem, kendisiyle ilgili gerçeklerle yüzleştiğinde yıkılır. Çocukları için endişelendiği ve başına gelenlere isyan ettiği bir zamanda hayatına girer Gece. Gece, Erdem’le yaşamayı öğrenip severken, Erdem de yüzleşmesi gereken gerçeğini unutup yeniden hayata bağlanacaktır.
Giray 28-32 yaşlarında, ilk bakışta yakışıklılığıyla dikkat çeken bir genç adam. İyi yürekli, merhametli, ama kötülere karşı acımasız ve sert. En büyük zaafı; kendi terazisinin adaletini, her türlü adaletin üstünde görmek. Babası da emniyet mensubu olan Giray; çok haşarı bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirmiş. Bu da emniyet müdürü babasıyla arasını açtıkça açmış; babasını ona karşı bileyip aralarında bitmek bilmeyen bir çatışma haline sebep olmuş. Giray da biraz büyüyünce babasına ‘adam’ olabileceğini ispat etmek için onun gibi bir adam olmayı seçmiş; polis. Babası hâlâ yeterince. ‘adam’ olduğundan emin değil. Bir de yuva kurması, aile babası olması lazım. Giray ise pek oralı değil; ta ki onu görene kadar… Güneş’i.
Oğuz, Erdem’in masa başına transferinden sonra Giray’ın ortağı olarak atanan neşeli polis. Biraz sakar ve genellikle bihaber olan Oğuz, işinde çok başarılı olmasa da kalbi hep doğru yerdedir. Açık sözlülüğü ve farkındasızlığı etrafındakilerin başına dert açtığından dolayı çoğunlukla sosyal olayların dışında bırakılsa da Oğuz arkadaşlarına hiç gücenmez, tam tersine bütün iyimserliğiyle onların farkındasızlığına vurur. Bütün bunlara rağmen Oğuz’un gözlem yeteneği güçlüdür. Etrafında olan çoğu şeyin farkına herkesten önce varsa da, Oğuz’un tek sıkıntısı bunları doğru yorumlayamadan hemen dile getirmesidir.
Betül, hep Erdem’in eşinin arkadaşı olarak kalmış, iyi niyetli bir kadındır. Betül’ün hayatı tüm uğraşlarına rağmen hep başkalarının ekseni etrafında dönmüş. Gerek kontrol meraklısı annesinin baskısı altında olması gerekse kendi duygularından önce hep başkalarının duygularına önem vermesi Betül’ün hep kendisini geri plana atmasına sebep olmuş. Arkadaşını kaybettiklerinde kendisi için Erdem’le bir şans doğduğunu düşünüp içten içe sevindikçe, böyle hissettiği için her gün daha pişman hissetmiş. Buna rağmen Betül hem arkadaşı hem de Erdem için Erdem’e ve çocuklarına büyük destek olur. Annesinin tüm itirazlarına karşın bu kez kendi isteklerinin peşinden gider. Fakat Betül’ün tereddütlü ve nezaketli tavrı, Gece’nin Erdem’in hayatına bir bomba gibi girmesinin yanında çok küçük kalacaktır.
Deniz 9-10 yaşlarında, akıllı uslu bir çocuk. Olgun, kardeşleri için tam bir abi. Ama annesinin kaybıyla derslerini takıntı haline getirmiş. Zaten çalışkan bir öğrenciyken, çok hırslı bir çocuğa dönüşmüş. Sınıf birinciliğini kaçırmaya, sınavdan eksik puan almaya tahammülü yok. Doktor olmak istiyor. Çok iyi, her hastayı iyileştirebilen bir doktor. En ufak başarısızlıklar karşısında bile öfkeye kapılıp, hem kendine, hem çevresine zarar verecek birine dönüşme tehlikesinde.
Balım 7-8 yaşlarında, bal gibi kız çocuğu. Babasına düşkün, bıcır bıcır bir kız. Annesinin ölümünden en az etkilenen o gibi görünmüş… Oysa yarası derinde, etkileri de ağır. İçindeki boşluk, bir kleptomaniye dönüşmüş. Balım, sevgisizliğini, annesizliğini, ona ait olmayan bir şeyleri çalarak doldurmaya çalışıyor. Babası henüz farkında değil. Ama ayyuka çıkmasına ramak var.
Toprak 4-5 yaşlarında, konuşkan, sevimli. Annesinin kaybı tabii ki büyük bir acı. Ama çok küçük olduğu için ölümü de kaybı da tam olarak anlamıyor. O yüzden ablası ve abisi gibi yaşamıyor o bu acıyı. Annesinin kaybı bir masal gibi. Sanki bir gün kapı açılacak ve gelecek, mutfağa girip oğluna en sevdiği yemekleri pişirecek… Toprak o zamana kadar salçalı ekmekten başka bir şey yemiyor. Çünkü hiç kimse annesi gibi yemek yapamıyor. Hiçbir yemek onun yaptıkları gibi kokmuyor.