Edebiyatın çiçekli ve anne kokan şiirlerinin güzel kadın şairi Didem Madak’ şiirleri ve onun için yazılmış 2 kitap ile anıyoruz…
Bugün Didem Madak'ın dünyadan göçüşünün 9. yılı...
Didem Madak! Zorlu çocukluk yıllarından sonra şair olan, hep anne kokan, çiçekli şiirler yazan, kızı doğduktan şiir yazmayı bırakan, kaderini annesinin suretinden yaşamış bir şair…
Evet, kızı doğduktan sonra bırakmıştı şiiri. Kızı için yazıp arkadaşı Şükran Yücel’e postaladığı mektubunda ise şöyle diyordu:
“Canım Kızım Sana mektup yazacağım. Çünkü artık başka bir şey yazamıyorum. Bu konuda pek de dertli değilim doğrusunu istersen. Sen bana belki bugüne kadar yazdığımdan başka türlü bir yazı yazmayı öğretirsin. Kendimi bir sonbahar ağacı gibi hissediyorum. Mutlu bir sonbahar ağacıyım ben. Yere düşen yapraklarımı eğilip topluyorum. Saçıma tutuyorum. Bakın yakışmış mı diye soruyorum. Sonra yaprakları havaya savuruyorum. Ben iki kişilik bir kabilenin me isimli kölesiyim. Çünkü sen acıktığında me diye ağlıyorsun ve bu ismimi seviyorum reis! Canım kızım, cehaletimden şair oldum…
Annesizlikten.
Sen sakın şair olma!”
Madak, 8 Nisan 1970’te dünyaya geldiği bu hayata, 24 Temmuz 2011’de, tıpkı annesi gibi kansere yakalandıktan sonra veda etti. Onu, 49. Yaşında şiirlerinden seçkiler ve onun üzerine yazılmış 2 kitap ile anıyoruz…
Çiçekli şiirler yazmama kızıyorsunuz bayım!
Bilmiyorsunuz! Darmadağın gövdemi,
Çiçekli perdelerin arkasında saklıyorum.
Karanlıkta oturuyorum. Işıkları yakmıyorum.
Çalar saat zembereği boşalana kadar çalıyor.
Acı veren bir sevişmeyi hatırlıyorum.
Bir bıçağın gereksiz yere parlaması bu…
*
Sevgili Anneciğim,
Binlerce kez açıldım, binlerce kez kapandım yokluğunda,
Kocaman bir dağ lalesi gibi
Ve kapkara göbeğini dünyaya fırlatacakmış gibi duran.
Şimdi mucizevi bir yerdeyim
Muc’ın ucuz evinde
Sanki mürekkebi rutubet olan bir kalem
Duvarlara hep senin resmini çiziyor
di’li geçmiş zamanda birçok resim,
Hep gülümsüyorsun,
Aklının ortasında mavi bir yıldız varmış gibi…
Bu şiirin sonuna bir de şöyle iç yakan bir not düşmüştü Madak:
Ölen her kadın için bir şiir yazdım.
Onları Muc’a evin karşılığında verdim,
Çok ucuza.
Artık bütün üzgün oluşlarımın adı:
ANNE!
Kedi ve kasımpatı kokuyor bütün sokaklar
Dilinin dönmediği duaları sayıklıyor
Zeyniler Köyünde Çalıkuşu şimdi artık zaman
Yağmur yağıyor durmadan
Ağlıyorum kaşarlanmış bir masumiyet olarak
Bir çılgının
Kedilerin ruhlarımızı okuduğuna inandırmaya çalışan herkesi
Bir elimde tabanca
Bütün dualarım delik deşik…
*
Anlatarak bitiriyorum hayatımı
Bilmiyorum başka nasıl bitirilir bir hayat.
Bir çiçek çizdim bu akşam avucuma,
İsmini her şey koydum.
Simli ojeler sürdüm yalnızlıktan sıkıldığımdan,
Müsveddesi gibi şimdi tırnaklarım,
Yıldızlı bir gecenin…
Türkiye'nin son yılları, Didem Madak'ın da eserini verdiği bu dönem, hem kadınlar üzerindeki siyasi ve kültürel baskıların giderek arttığı hem de kadınların toplumsal mücadelelerinin farklı bir düzeye yükseldiği yıllar. Tam da bu nedenle bu kitapta bir araya gelen çoğu yazı, Didem Madak'a sadece edebiyat eleştirisinin perspektifinden bakmak yerine, daha geniş, farklı disiplinler tarafından beslenen bir bakış açısını benimseyerek bizlere Türkiye'de kadın olmanın, hem kadın hem şair olmanın de-neyimlerini hatırlatan bir niteliğe sahip…
Didem Madak’ı Okumak
Kolektif
Metis Yay.
S.: 376
Kitabı satın almak için tıklayınız: idefix
Temizyürek, Didem Zamanı’nda, şairin poetikasına yön veren şairoluş ve kadınoluş’a dair kararlı seçimini anlamayı denerken Svetlana Boym’dan Maurice Blanchot’ya, Gaston Bachelard’dan W. Benjamin’e, Mallarme’den Tsvetaveya’ya birçok yazar, filozof ve şairle konuşarak, tartışarak eleştirel yolculuğunu derinleştiriyor…
Didem Zamanı – Didem Madak Şiiri Üzerine
Mahmut Temizyürek
Edebi Şeyler Yay.
S.: 60
Kitabı satın almak için tıklayınız: idefix
*
Instagram: biyografivekitap