Galatasaray eski başkanı Adnan Polat, katıldığı bir programda uzun süre tartışılacak açıklamalarda bulundu.
Adnan Polat'ın Habertürk'te Sportürk adlı programa yaptığı açıklamalar şu şekilde:
Selahattin Bey beni 13 ocakta aradı ve 15 ocakta yapılacak stat açılışında "çok kötü şeyler olacak" dedi. Açılış günü, hem Cumhurbaşkanı'nın hem de Başbakan'ın emniyet müdürleri provokasyon olacağına dair duyum aldıklarını söyledi. Açılış günü, hem Cumhurbaşkanı'nın hem de Başbakan'ın emniyet müdürleri provokasyon olacağına dair duyum aldıklarını söyledi. Başbakan, "olanları duydum ama ne olursa olsun açılışı yapalım" dedi.
YUHALAMA
Ben çıkıyorum yuhalama. Başbakan çıkıyor yuhalama. Bu 200-300 kişinin provokasyonunun ardından dönemin TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın sözleri o alevin üstüne benzin döktü. Daha sonra kendisi benden özür diledi. Ben tüm Galatasaraylılardan özür dilemesi gerektiğini söyledim. Ancak konuşma yasağı olduğunu, bu nedenle bir açıklama yapamayacağını belirtti.
YANLIŞLIKLA PROTESTOCULAR DEDİM
Benim hayatımdaki en kötü gündü. O gün verdiğim bir röportajda "Provakatörler" diyeceğime yanlışlıkla "Protestocular" demişim. Ertesi gün bir baktım; iktidarı da, muhalefeti de herkes beni eleştiriyor. Dediğim gibi orada günün stresiyle yanlış söyledim. Evet, "tek tek tespit edeceğiz" derken protestocular dediğim için yanlış yaptım.
Provakatörleri bugün de tespit etme imkanım olsa, bulup canlarına okumak isterim. 5 senemizi heba ettiler.
Biz Alp Yalman'la beraber 1996 yılında Galatasaray yönetimini sıfır borçla Faruk Süren Yönetimi'ne teslim ettik. Ben buradan Dursun Özbek'e sesleniyorum. Galatasaray'ın son 20 yılını inceletsinler. Neler olmuş bu kulüpte. Biz son dönemimizde bir inceleme yaptık ve kulüpte hırsızlık yapan 39 kişiyi tespit edip görevden uzaklaştırdık. Bu kişilerin listesini Ünal Aysal'a da verdim "bunları bir daha işe almayın" dedim. Daha sonra gördüm ki bazıları yine geldi. Bu listenin kopyası bende yok. Eğer kaybolmadıysa kulüpteki belgelerin içinde yer alıyor olması lazım.
Ali Sami Yen arazisi üzerinde, Faruk Süren döneminde bazı projeler, planlar yapılmıştı. Ancak yıllar içinde devlete verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmediği için Ali Sami Yen arazisi resmen bize ait değildi. Ayrıca Ali Sami Yen arazisinin bulunduğu yere boyut açısında 55 bin kişilik bir stat yapmamız da mümkün değildi. Yani hem yasal olarak Mecidiyeköy'deki araziye sahip değildik, hem de orası fiziksel açıdan uygun değildi.
Sonra Seyrantepe'deki arazi de yine benzer şekilde verilen sözlerin yerine getirilmemesi nedeniyle elimizden alınmıştı. Daha sonra dönemin Başbakanı Erdoğan'la görüştük ve kendisinin katkılarıyla biz TT Arena'yı Seyrantepe'deki araziye yapabildik. Eğer Sayın Erdoğan'ın katkıları olmasaydı o stat oraya yapılamazdı. Ya Sami Yen'de illegal bir şekilde maçlarımızı yapardık, ya da statsız bir şekilde ortada kalırdık.
Zapata, Stancu, ve Culio'yu Hagi ısrarla istemişti. Krizli dönemde getirilen hocaya da mecbur evet demek zorunda kalıyorsunuz. Biz günü kurtarmak için değil, geleceği de kurtarmak için çalışmalar yapıyorduk ve gelecek de 2011 sezonundan başlıyordu.
Ünal Aysal döneminde bizden çok güzel bir miras aldılar ve bonkörce harcadılar. Ben kayıp-kaçak da olduğuna inanıyorum. Aysal döneminde 2 şampiyonluk varsa, benim dönemimde de var. Nedir yani?
Şike sürecinde Fenerbahçe taraftarı ve camiasının Aziz Yıldırım'ın arkasında duruşunu takdire şayan buldum. Benzer bir şey benim başıma gelse, taraftar dururdu ama camia için aynısını söyleyemem.
2006'da biz Denizli'ye para göndermişiz. O donem kendi futbolcumuza verecek paramız yok. Denizli'nin kümede kalması kesinleşmiş. 16 dakika uzatma var. Appiah o golü atsa ne diyeceklerdi? Ne olacaktı?
2008'de müthiş bir şampiyonluk elde ettim. Cevat Güler'le iyi bir takım havası yakalamıştık. Hatta ilk 11'i benim yaptığım bile oldu. Hakan Şükür ve Hasan Şaş konuşmaları yapıyordu. Herkes taşın altına elini koyuyordu.
3 TEMMUZ'DA GALATASARAY FIRSATI KAÇIRDI
Düşen zaten düşmüş... 'Bir tekme de ben atayım' mantığı doğru değil. O dönem yaşananları Fenerbahçe başkanına şike iması yaparak söylemek doğru değil. Bence fırsat kaçtı o zamanlar... İki kulübün arası düzelebilirdi. Yargı ne yapacaksa yapsın o ayrı ama düşene vurmak da doğru değildi.
TERİM İLE ANLAŞMIŞTIK
Rijkaard dönemi Fatih Terim'le anlaşmıştık. 'Orada bir teknik adam var, gelemem' dedi Fatih Hoca... Ben de Rijkaard'ı gönderebileceğimizi söyledim. Anlaştık, o da çok üzüldü ama ayrıldık. Sonra Fatih Terim, 'Ailem ve ben Türkiye'de takım çalıştırmayı doğru bulmuyoruz' dedi. 1 sezon sonra ise Ünal Aysal başkan olduğunda Galatasaray'a gitti.
ORTAK NOKTAMIZ YOK
Fatih hocayla ortak bir noktamız yok. Dargın da değilim ama konuşacak bir şeyimiz yok.