F­i­k­i­r­c­i­ ­B­e­y­ ­y­a­z­d­ı­:­ ­A­L­G­I­ ­Ç­A­R­P­I­T­M­A­S­I­

F­i­k­i­r­c­i­ ­B­e­y­ ­y­a­z­d­ı­:­ ­A­L­G­I­ ­Ç­A­R­P­I­T­M­A­S­I­

Suruç'ta patlatılan intihar bombasına anlam verebilmek için bir yıldır sürdürülen bir algı operasyonu altında olduğumuzu bilmek gerekiyor.

Fikirci Bey yazdı: ALGI ÇARPITMASI

Suruç'ta gençlerimizin canlarına malolan kanlı saldırının şokundan yeni yeni kurtlumaya başlıyorum. Sözün en başında ölen tüm evlatlarımıza Allah'tan rahmet, kederli ailelerine büyük sabırlar diliyorum. O anne-babalar bu dünyadaki en zor sınavla, evlat acısıyla karşı karşıyalar. Allah yardımcıları olsun..

Suruç'ta patlatılan intihar bombasına anlam verebilmek için bir yıldır sürdürülen bir algı operasyonunu bilmek gerekiyor.

Bir yıldan fazla bir süredir Türkiye’de “hükümetin IŞİD’e destek verdiği” şeklinde yerli ve yabancı basında bir algı operasyonu sürdürülüyor. Türkiye’yi terörist devlet ilan edebilmek için her türlü habercilik ilkesinden uzak olarak sürdürülen bu operasyona katılanların arasında malum yerli medyamız da var. Kanıt olabilecek tek güvenilir fotoğraf yok, tanık yok, bırakın çift kaynağı, tek kaynaktan bile onaylatma yok. Şimdi bütün bu çabalara ek olarak bir de 
gençlerin üzerine bomba atılınca operasyon amacına ulaşmış oluyor. Bu bomba o algı sürecini yönetenler tarafından atılmıştır. Şimdi bir de zeytinyağı gibi üste çıkıp suçu barış sürecini başlatanların üzerine atıyorlar.

Barış sürecine sahip çıkması gereken asıl taraf ise Cumhuriyet tarihinde ilk kez barış için bu kadar çaba gösteren, siyasi riskler alan ve burada yazılmayacak kadar büyük adımlar atmış olan hükümeti baş düşman ilan etmekle kalmıyor, bir de barış sürecinde her türlü reformu bıkmadan usanmadan anayasa mahkemesine götürenlere ve hatta Kürtlere “sen yoksun” 
diyenlere kucak açıyor. Onlarla hükümet kurabileceğini söylüyor, onları dışarıdan 
destekleyebileceğini söylüyor. Böyle bir ihanet siyasi tarihimizde görülmedi. Çözüme bu kadar yakınken yaptıkları bu ihaneti artık bize anlatmasınlar, kendi halklarına anlatsınlar. 

Daha önce de söylemiştim, Kürtlere, Türkiye’nin “verebileceğinden” fazlası vaat edilerek barış süreci baltalanıyor. Ve sadece belirli bir konjonktür’de ortaya çıkan bu fırsatı Kürtler nimet sayıp değerlendirmek istiyorlar. Kürtlere Irak’taki özerk yönetimlerini Suriye’nin kuzeyindeki o güzelim komünist kantonları ile birleştirip Laskiye limanından Akdeniz’e açılacak bir devlet sözü verildi. Ne karşılığında? Muhtemelen bunu, buna inanan Kürtlerin kendileri bile bilmiyor ve sosyal devlet uygulamalarından vazgeçirmek, alacaklarını tahsil etmek için Tsipras’ın gırtlağına basan Almanya’nın bu “sosyalist” kantonların kurtarılması 
için neden PYD’ye gökten silah yağdırdığını sorgulamıyorlar bile. 

Daha iki gün önce Küba, Havana’da ABD büyükelçiliği açılmasına izin verip sosyalizmin teslim bayrağı anlamına gelen Amerikan bayrağını Havana’ya dikerken, bizim saf gençlerimiz toplanıp Kürtlerin bu “sosyalist” kantonuna kültürel destek vermek için biraraya gelmişlerdi ki, en 
doğru yerde provokasyon yapmayı bilen üst akıl gençleri havaya uçurdu.

Asırlardır feodal kültürün en derinlere nüfuz ettiği Kürtlerin henüz bir ulus devlet bile olmadan sosyalizme geçtiklerini iddia etmeleri, dünyanın en kanlı emperyalistlerinin onların “sosyalizmine” destek çıkmaları ve bizim gençlerimizin dünya konjonktüründen bu kadar bihaber bütün bunlara inanmaları ve bir avuç tuz alıp koşmaları… Çok hazin… Bu boyutta bir 
algı çarpıtması tarihimizde var mıdır bilmiyorum. 

Kürtler artık Türkiye kaynaklı bir barış sürecine gönül indirmiyorlar, hedefleri daha büyük. Yukarıdan ABD bombardımanı olunca Suriye’de IŞİD’ı yenmeyi kendi zaferleri sanıyorlar ve öyle hayal ediyorlar ki Türkiye’deki AK Parti hükümetine oy veren Kürtler de bir IŞİD’dir, onları ABD yukarıdan bombalarsa, aşağıdan PKK da kovalayacak ve Türkiye’de de sosyalist kantonlar kurabileceklerdir.
Demirtaş, “halkımız kendi güvenliğini almak zorundadır” diye 
gevelediğinde aslında yüzeye vuran bilinçaltında bu yatmaktadır. Yine aynı kafa ile Demirtaş “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Suruç İçin Başsağlığı Dilemedi” derken kafasındaki anlam haritasında hayatını kaybeden gençlerin kanton mensubu oldukları yanılsaması ve onlarla ilgili olarak Cumhurbaşkanının HDP’ye taziye mesajı göndermesi gerektiği sanrısı yatmaktadır. Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajı gayet açıktı, "Terör nereden gelirse gelsin lanetlenmelidir. Terörün dini dili ırkı vatanı yoktur. Ben bir kez daha kınıyor ve bu 
terör eyleminde ölen 28 vatandaşımızın ailesine baş sağlığı diliyor; milletimizin başı sağ olsun diyorum."

Yani Demirtaş, ya göz göre göre yalan söylüyor ya da kendini ne o vatandaşlardan ne de o milletten sayıyor.

Bütün bu algı çarpıtması karşısında Türkiye’nin bu kadar çaresiz ve kurban durumunda olması bir medya mensubu olarak insanı hiddetlendiriyor. 

Malum artık Türkiye’de medya yok. Karşılıklı siperlere girmiş ve birbirine eline geçen her şeyi fırlatan cengaverler var. Fırlattığı şeylerin nerden geldiğini, kimin eline tutuşturduğunu sorgulayan bile yok..

Fikirci Bey yazdı: ALGI ÇARPITMASI

Popular Articles

Latest Articles