CHP'nin görevlendirdiği doktor milletvekilleri Diyarbakır'da sağlık çalışanlarını ziyaret edip, karşılaştıkları sorunları dinledi.
CHP'nin Sağlık Komisyonu üyeleri milletvekilleri Prof.Dr. Nurettin Demir, Dr. Niyazi Nefi Kara, Dr. Ali Şeker, Dr. Murat Emir, Dr. Çetin Arık ile Orhan Sarıbal, Diyarbakır'da sağlık çalışanlarının sorunlarını dinledi.
CHP heyeti, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde 'Ölüme karşı yaşam, siyaha karşı beyaz' sloganıyla 24 Aralık'tan beri nöbet tutan sağlık çalışanlarını ziyaret etti.
Diyarbakır Sağlık Platformu sözcüsü Dr. Cegerğun Polat, bazı basın yayın organları kendilerini hedef gösterdiklerini belirterek, "Buradaki duruşumuza dönük, ciddi bir saldırı oldu. Bizler teröristlere yardım, yaralı teröristleri tedavi eden sağlıkçılar olarak değerlendirildik. Bunların tümü nefret suçu kapsamında yer alacak şeylerdir. Çünkü bir yaralıya müdahale etmenin kimliği, dili, dini olmaz. Bizler bu savaşın bir parçası olarak burada durmuyoruz. Bu savaşın bitmesi için burada duruyoruz. Bunun defaten vurgulanmasını istiyoruz. Sağlık Bakanlığı bu konuda bir girişimde bulunmalı" dedi.
Polat'ın ardından söz alan CHP Sağlık Komisyonu sözcüsü Prof. Dr. Nurettin Demir, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatı üzerine geldiklerini belirterek, şöyle konuştu:
"CHP'li sağlıkçı milletvekilleri olarak buraya, yöre halkının, çalışan kamu kurumlarının personelinin yanında olmak, özellikle sağlık çalışanlarının 24 saat insanları yaşatmak için çaba sarf edenleri kutlamak ve onların yanında yer almak üzere bugün buradayız. Yaptığınız çalışmalar çok önemlidir. Ben, sağduyu sahibi, AK Partili bütün milletvekillerinin de Meclis'te, Türkiye genelinde yaşanan çatışmaların sonlanması için ellerimizden geleni yapma devam edeceğiz. Sizin yanınızdayız. Sizin barış isteğinizi ve insan yaşatma konusunda gösterdiğiniz bu çabayı kutluyor, tebrik ediyoruz."
Sağlıkçılara destek olmak için bulunan HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp ise, CHP'lilerin sağlıkçıları ziyaret etmesinin önemli olduğunu söyledi. Yiğitalp, şunları söyledi:
"Barış için mücadele edeceğimizi görmenin verdiği heyecanla çok mutlu olduk. Ancak Sur'da 40 gündür sokağa çıkma yasağı devam ediyor. Orada 4 cenaze tam 20 gündür sokaklarda bekletildiğini söylemem gerekiyor. Çünkü bizim sesimizi ne yazık ki özgür basın dışında diğer basında duyurma gibi bir sorunumuz var. Hali hazırda buradayken, şunu söylemekte fayda var; 40 gündür Sur'da sokağa çıkma yasağı uygulaması devam ediyor ve 4 cenaze orada bekliyor. Aileler cenazelerini almak için 9 gündür açlık grevindeler. 21'inci yüzyılda Ortaçağ zihniyeti üzerinde bu halka uygulanmış olan, tanklarla, toplarla saldırılar oldu.
Aileler ise çocuklarının cansız bedenini almak için açlık grevi yapıyorlar. Bu bile bu kadar ilkel, köhne bir politikanın yeri yok. Bunun karşılığı da yok. Sadece halklar arasında düşmanlık yaratır. Bu savaş sadece Kürdistan'da değil, bu şekilde devam ederse bütün Türkiye'yi sarar. Eğer gerçekten savaşa karşı, ortak bir politika yürüteceksek, Meclis üzerinden ya da her yerde biz varız"
