Korku ve gerilim romanlarının ünlü yazarı Stephen King, “Yazmak Üzerine” adlı incelemesinde daha iyi bir yazar olmanın kendince nasıl mümkün olduğunu açıklamıştı…
Yazarlar ve yazar adayları için King gibi başarılı bir yazardan tavsiye almak elbette çok değerli. King, her bireyin içinde bir yazma dürtüsünden yola çıkarak yazmış yazar olmanın inceliklerini. Yeşil Yol, Esaretin Bedeli gibi efsane haline gelmiş filmlerin de sahibi olan yazar Stephen King, bakalım nelerden bahsetmiş…
King’e göre, insan önce kendisini mutlu etmek için yazmalı. Eğer yazmak eylemi bir insanı mutlu ediyorsa, ancak o zaman sürekli yazma disiplinine sahip olabilir. Ayrıca King bir de şunu ekliyor:
"Bir hikaye yazdığınız zaman hikayeyi kendinize anlatırsınız. Yeniden yazdığınız zaman ise asıl göreviniz hikayeden olmayan karakterleri, özneleri hikayeden çıkarmaktır”.
*
Eleştiri öylesine güçlü bir zehir ki, bazen bir yazarın yazmaktan zevk almasını bile engelleyebilir. Ancak bunları kulak ardı etmeyi bilmeli, dersler çıkarıp yoluna devam etmeli…
“Eğer okuyacak zamanınız yoksa, yazacak zamanınız da konu olacak malzemeniz de yok demektir. Bu kadar basit”.
*
King, televizyonu “Yaratıcı zihnin zehri” olarak tanımlıyor ve şöyle diyor: “Televizyon, çalışırken ya da başka iş yaparken yazmaya can atan bir yazarın en son muhtaç olacağı şeydir”.
*
King, yazar ve kağıdı arasında özel bir bağ olduğuna inanıyor ve yazarken dikkat dağıtacak her şeyden uzak durulması gerektiğin, tabir yerindeyse dünyayla bağın koparılması gerektiğini söylüyor.
*
King’e göre, gösteriş çabasıyla yazılmış metinler, elbise giydirilmiş ev hayvanlarına benziyor. İnsanın ancak ne olursa olsun kendi hikayesini, kendi kelimeleriyle yazdığında özgün bir dil yakalayabileceğine inanıyor.
King’e göre, asıl olan hikaye ve onun okuyucuya doğru aktarılması. “Kurgunun amacı, gramerin doğruluğu değil okuyucuyu karşılayarak bir hikâye anlatmaktır” diyen King için hiçbir konuda takıntılı olmaya gerek yok. Dil bilgisi de bunlardan biri…
*
“Cehenneme giden yol zarflarla döşelidir” diyecek kadar zarflardan nefret ediyor King. Uzun uzun yazılmış paragraflarsa, okumayı zorlaştırmaktan başka bir işe yaramıyor.
*
King diyor ki: “Detaylar, yazarın hayal gücünde ortaya çıkıyor ve okuyucunun zihninde son buluyor”. Öyleyse, hikaye her bir detayıyla okuyucunun gözünde öyle bir canlanmalı ki, “gerçek” olduğu hissine kapılmalı.
King diyor ki: “Bir kitabın ilk taslağını hazırlamak (uzun bir taslak bile olsa) üç aydan, kısaca bir mevsimin uzunluğundan daha fazla zaman almamalı!”
*
“Heyecan verici deneyimlerden sonra farklı hissetmek için altı hafta kitap okuma zamanı bulacaksın”.
*
“Sevgililerinizi öldürün, bu sizin merkezci küçük yazar bozuntusu kalbinizi kırsa bile sevgililerinizi öldürün!” diyor King. Yani hikayenizin önemli kısımlarını hazırlarken onlarla görüşmeye ara verin. Ayrıca sıkıcı taraflarınızı da terk edin.
Homofobik, psikopat, cinayete meyilli… Bunlar King’e gelen mektuplarda aldığı hitaplar. King’e göre, eğer yazıyorsan mutlaka birileri tarafından – bazen düşmanca – tepkilere maruz kalabilirsin. O halde herkesi memnun etme çabasına girmeye, enerjini tüketmeye gerek yok.
*
“Eğer yazabildiğiniz kadar dürüst yazmak niyetindeyseniz, kibar bir toplumun üyesi olarak günleriniz zaten sayılıdır.”
*
“Yazılması zor olan şeyler, en önemli şeylerdir” diyen King, insanların yazmaya zorlandıkları konuların üzerine gitmezlerse, gerçekten hayal ettikleri metni yazamayacaklarını düşünüyor.
"Ürkek âşıkların uysal eşleri tercih etmesiyle aynı nedenden ötürü çekingen yazarlar da edilgen fiilleri severler. Çünkü edilgenler çoğu zaman güvenlidir” diyor King. Ve edilgenlerden uzak durulması gerektiğini öğütlüyor.
*
King’in çok güzel bir tespiti var: “Emin olduğum şu ki, kötü yazarların temelinde korku vardır”.
“Yazmak; para kazanmak, ünlü olmak, arkadaş edinmek flört etmek ya da sevişmek değildir. Yazmak diğer sanatlarda da olduğu gibi yaşam suyu kadar önemli bir sihirdir. Su bedavadır. Bu yüzden onu için”.
*
“Fiziksel anlamda sağlıklı ve evli kaldım”.
*
Instagram: biyografivekitap