R­a­m­a­z­a­n­­d­a­ ­z­i­y­a­r­e­t­ ­m­ü­m­k­ü­n­ ­o­l­s­a­y­d­ı­ ­g­i­d­e­c­e­ğ­i­m­i­z­ ­m­a­b­e­t­l­e­r­

R­a­m­a­z­a­n­­d­a­ ­z­i­y­a­r­e­t­ ­m­ü­m­k­ü­n­ ­o­l­s­a­y­d­ı­ ­g­i­d­e­c­e­ğ­i­m­i­z­ ­m­a­b­e­t­l­e­r­

Ramazan ayında camileri dolaşmak, en köklü adetlerimizden birisini oluşturuyor. Koronavirüs salgını nedeni ile bu yıl evde kalındığı için maalesef bu adeti yerine getiremiyoruz.

Koronavirüs salgını nedeni ile bu Ramazan, her zaman görmeye alışkın olduğumuz ve akın akın gittiğimiz etkinlikler de ertelendi. Bu ekinliklerin Sultanahmet Meydanı’nda olanına katılmak ve Gülhane Parkı’na da yayılan büyük bir alanda oruç açmak ritüeli gibi pek çok plan bir dahaki seneye ertelendi.

Mümkün olsaydı ve Ramazan ayında güzel havanın da etkisiyle nerelere giderdik diye düşünecek olursak; İstanbul’da rotamızı belirlemek hiç de zor değil. Bu tercih kişilere göre değişse de büyük bir kitlenin seçimi hemen hemen ortak.

Ziyaret etmeyi alışkanlık haline getirdiğimiz camileri düşündüğümüzde aklımıza ilk gelenler; Şehzade Cami, Fatih Cami, Hırka-i Şerif Cami, Sultanahmet Cami, Süleymaniye Cami, Eyüp Sultan Cami, Beyazıt Cami, Yeni Cami, Nuriosmaniye Cami, Mihrimah Sultan Cami olarak sıralanıyor. Büyük Çamlıca Cami de yakın zamanda bu listeye eklenecek gibi gözüküyor.

Tabii gezenler bilirler sadece büyük camiler değil küçük ve hatta cemaati az olan camilere de gitmek adetlerden birisi. Bunlardan da ilk aklımıza gelenleri Murat Paşa Cami, Pertevniyal Valide Sultan Cami, Cihangir Cami ve Kuşkonmaz Cami şeklinde sıralayabiliriz.

Ziyaret etme alışkanlığı geliştirdiğimiz türbeleri sayacak olursak; Eyüp Sultan Türbesi, Tuzbaba Türbesi, Zuhurat Baba Türbesi, Yuşa Hazretleri Türbesi, Oruç Baba Türbesi, Aziz Mahmud Hüdayi Türbesi ve niceleri şeklinde gelişen liste uzuyor.

Ramazan ayında cami ziyaretlerinde namaz kılmak, dua etmek; türbelerde de orada bulunan zat’ın huzurunda edilen dualar insana manevi güç ve derin bir huzur veriyor.

Ramazan ayında gidilecek mabetler listesinin başında olan Mimar Sinan’ın bize kazandırdığı dev eser Süleymaniye Cami, İstanbul Üniversitesi’nin bitiminde başlıyor.

Kanuni Sultan Süleyman adına 1551-1557 yılları arasında inşa edilen caminin etrafında eski eserlerin bulunması ve bölgenin az yapılaşma olması, orada zamanın adete durmasına neden oluyor. Caminin içinde bulunduğu külliye, bir tarafındaki mezarlık, türbeler ve büyük bahçesi ile çok farklı bir atmosfere sahip.

Süleymaniye Cami’nin zamanın şartlarının çok üzerindeki teknik alt yapısı, sadelik üzerine dayalı mimari estetiği, aydınlatmasından çıkan isin mürekkep yapımında kullanılmasına kadar düşünülmüş ince detayları, güzelliğine güzellik katıyor.

Mihrabın yaslandığı duvardaki vitraylı pencereler ve mihrabın iki yakasındaki çerçeveler göze çarpıyor. Cami 128 pencereyle ve onlarca kandille aydınlatılmış durumda. Bu kandillerin yere yakın olmasının getirdiği çok amaçlılık bile, o günün zarif düşüncesinin eseri.

Caminin beyaz mermerden inşa edilmiş iç avlusunun dört köşesinde yükselen; ikisi üç şerefeli, ikisi de iki şerefeli dört minaresi var. Camideki 4 minare, Kanuni’nin İstanbul’un fethinden sonraki dördüncü padişah oluşunu; minarelerdeki 10 şerefeyse, onuncu padişah oluşunu anlatıyor.

Ziyaret sonrasında caminin hemen önündeki alanda yer alan fasulyecilerin caddeye taşan masalarında, çok büyük bir kalabalıkla birlikte iftar açmak, sonrasında tüm İstanbul’a hakim manzarasından şehri kuşbakışı seyretmek anılara anı katıyor. Burada Mimar Sinan’ın türbesini ziyaret etmek de mümkün. Tabii bu koronavirüs nedeni ile bir sonraki senelere ertelediğimiz ritüellerin arasına girdi.

İçinde Helvai Yakup Efendi’nin türbesinin de bulunduğu Şehzade Cami, Şehzade Sultan Süleyman tarafından 1543-1548 yılları arasında Mimar Sinan'a yaptırıldı.

Fatih Cami, Fatih Sultan Mehmed tarafından, Atik Sinan’a inşa ettirildi.

Hırka-i Şerif Cami, 1851’de padişah Sultan Abdülmecid tarafından inşa ettirilerek, ibadete açıldı.

Sultanahmet Cami, 1609-1617 yılları arasında Osmanlı Padişahı I. Ahmed tarafından mimar Sedefkar Mehmed Ağa'ya yaptırıldı.

Eyüp Sultan Cami, 1458'de yapıldı, yapımından sonra günümüze gelene kadar bir çok değişiklik yaşadı.

Ramazan'da ziyaret mümkün olsaydı gideceğimiz mabetler

Yeni Cami ya da Valide Sultan Camii’nin temeli, 1597 yılında Sultan III. Murad'ın eşi Safiye Sultan'ın emriyle atıldı.  1665'te zamanın padişahı IV. Mehmed'in annesi Turhan Hatice Sultan'ın büyük çabaları ile tamamlandı.

Mihrimah Sultan Camii, Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan için Mimar Sinan'a, Üsküdar iskele meydanında yaptırdığı cami.

Pertevniyal Valide Sultan Cami, Sultan II. Mahmut'un eşi ve Sultan Abdülaziz'in annesi olan Pertevniyal Valide Sultan tarafından 1869-1871 yılları arasında inşa edildi. Montani’nin mimari olduğu camiinin planlarını Sarkis Balyan  çizdi, Hagop Balyan'ın katkı sundu.

Beyoğlu, Cihangir yokuşundaki Cihangir Camii, Kanuni Sultan Süleyman tarafından Şehzade Cihangir için Mimar Sinan'a yaptırıldı. Sonra cami deprem ve yangınlarda defalarca tadilat gördü, en son olarak da 1889'da II. Abdülhamid tarafından yenilendi.

Üsküdar Salacak tarafı ve sahilde olan Kuşkonmaz Cami, Vezir Şemsi Ahmed Paşa tarafından 1580 yılında Mimar Sinan'a yaptırıldı.

Ramazan'da ziyaret mümkün olsaydı gideceğimiz mabetler

Popular Articles

Latest Articles