Denizde yüzdüğü sırada sürat teknesinin çarpması sonucu yaşamını yitiren kadının eşi ve kardeşi, tekneyi kullanan kişinin serbest bırakılmasına tepki gösterdi.
Ankara'da yaşayan 1 çocuk annesi Elvan Fırat Taşdöğen (46), ailesi ile birlikte tatil için gittiği Balıkesir’in Erdek ilçesinde 7 Ağustos akşamı denize girdi.
Taşdöğen'e, denizde yüzdüğü sırada E.K'nin kullandığı sürat teknesi çarptı.
Denizden çıkarılarak ambulansla Neyyire Sıtkı Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Elvan Fırat Taşdöğen, doktorların müdahalesine rağmen hayatını kaybetti.
Taşdöğen'in cenazesii Ankara'ya getirilerek gözyaşları arasında toprağa verildi. Tekneyi kullanan E.K., gözaltına alınmasının ardından serbest bırakıldı.
Elvan Fırat Taşdöğen'in eşi Aydın Taşdöğen ile kardeşi Güner Fırat, tekneyi kullanan E.K.'nin serbest bırakılmasına tepki gösterdi.
Yakınlarıyla birlikte ziyaret ettiği eşinin mezarı başında gözyaşı döken Aydın Taşdöğen (58), "Bunun adı cinayet. Başka türlü açıklanamaz. Eşim adalete inanırdı, adaletimize inanırdı. Biz cenazemizi defnetmeden serbest bırakıldığını öğreniyoruz. İçimiz yanıyor. İçimiz zaten yanıyordu; fakat üzerimize biraz daha benzin dökülmüş oldu. Çıldırıyor insan. Benim 20 yaşında bir evladım var. Ne yapalım; biz vatandaş olarak hakkımızı nasıl alalım? Hiç olmazsa bir ceza alsın. Bizi tatmin edecek bir ceza alsın." dedi.
Aydın Taşdöğen, E.K.'nin tehlikeli bir alanda seyrettiğini belirterek, "Son sürat seyrediyorsun. Düşünebiliyor musunuz; 30 ya da 50 kilometrelik bir hız limiti olan kalabalık bir bölgede 150 kilometre hızla gidiyorsunuz. Sürat teknelerinin ne kadar derinden seyretmesi gerektiğini bilmiyorum. Bunun herhalde bir kanunu bir tüzüğü vardır. Bütün denizlerimizde, tatil yerlerinde bir şamandıra vardır ve o 200 metre açıktadır. Onun alanına bunlar giremez. Erdek'te böyle bir şamandıra yok. Güvenlik şamandırası yok. Sadece adalet istiyoruz." diye konuştu.
Elvan Fırat Taşdöğen'in kardeşi Güner Fırat ise "Bir insanın yaşam hakkını elinden almak bu kadar ucuz olmamalı. Kanunlar neden vardır; mazlumun hakkını korumak için vardır. Adalete güvenmek istiyoruz. İçimiz yanıyor. Ne yediğimiz belli ne içtiğimiz belli. Kalbimiz yerinden sökülmüş, ciğerimiz yerinden sökülmüş, perişanız. Bu memlekette ölen sadece öldüğü ile kalmamalı. Hangi ruh hali ile hangi ruh sağlığı ile o kadar alanda, insanların ayakta durup sohbet ettiği bir alana son sürat geliyor? Biz adalet istiyoruz. Bu insanın en ağır cezayı alması için elimizden ne geliyorsa hukuki yoldan yapacağız. Bir üst mahkemeye itiraz edeceğiz. Bu insanın tutuklu yargılanması için elimizden gelen her şeyi yapacağız." ifadesini kullandı.
Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)