Yeni ve farklı okumalar yapmak isteyen kitapseverler için öneri listesi hazırladık.
Şubat ayındayız ve yeni kitaplar da yayınlanmaya devam ediyor. Farklı ve yeni okumalar yapmak isteyen kitapseverleri buraya alalım..
İyi okumalar dileriz...
Thompson, İçimdeki Katil’de pek az yazarın gitmeye cesaret edebileceği bir karanlığa gidiyor. Charles Manson’dan ve Amerikan Sapığı’ndan seneler önce seri katillerin zihnine bir bakış sunuyor.
Çağdaş gizem edebiyatının en önemli örneklerinden biri olan Kâbus Sokağı, bizi karanlık karnavalların, tuhaf gösterilerin dünyasına götürüp, insanların içinde saklanan canavarlıkları ortaya döküyor.
Barbaros Altuğ da “Berlin’in Değiştirdiği Bir Yazar, Suat Derviş” başlıklı yazısıyla Suat Derviş’in Berlin’le ilişkisine, bu şehrin yazarın hayatındaki ve kariyerindeki önemine değiniyor.
Büyülü gerçekçi öğelerin ağırlığını hissettirdiği öyküleriyle Tavana Bak, oyunbaz bir ses eşliğinde tekinsiz bir yolculuğa davet ediyor okuru. Topluluk olmanın facialarını, mesafe ve boşlukları merak eden, biçimsel denkliği ve akışı sorgulayan bu ilk kitap, tavana bakarken mırıltıyla anlatılacak öyküleri bulmayı hedefliyor.
Uğur Kılınç, Çürük Ayvalar’da bir araya gelen öykülerinde aile içi ilişkilerin, nesiller arasındaki köprülerin perde arkasındaki karanlığı gün yüzüne çıkarırken taşra insanının iç dünyasında tekinsiz bir yolculuk yapıyor.
Âdem Ademoğlu’nun Boşluğu çokyazarlı olduğu kadar yokyazarlı, çoközneli olduğu kadar yoközneli, roman olmaya yaklaşıp uzaklaşan, denemeye meyledip kurmacada eğleşen, çoküsluplu, türlerarası bir metin. İlk kitabı Anakronik’te yekpare bir dil ve anlatı kuran Oğuz Tecimen yeni kitabında parçalı ve oyuncu bir anlatı yaratıyor.
Şehirlerin baş tacı, bir rivayet üstüne inşa edilen şehir Darujhistan… Gaz lambalarının mavi ışığında geceleri bir inci gibi parlayan bu şehir, Genabackis kıtasının ev sahipliği yaptığı Özgür Kentler arasında, Malazan İmparatorluğu tarafından ele geçirilmemiş son yerdi. Ve İmparatorluk doymak bilmez bir iştahla gözünü Darujhistan’a çevirmişti. İmparatoriçe Laseen mutlak hâkimiyet için her şeyi göze almıştı.
İlk olarak 1848 yılında Avrupa’daki devrimler öncesinde yayınlanan Komünist Manifesto, Marx ve Engels tarafından hararetli entelektüel paylaşımlar neticesinde geliştirilmiş tutarlı ve öngörülü fikriyatın bir sonucu. Tarihsel materyalizmin prensiplerini formüle eden eser, işgücünün zenginlik getireceğini ve bu sebepten de kapitalizmin sömürücü ve özgürlüğe karşı ahlak dışı bir yaklaşım olduğunu öne sürüyor.