Yanlış yürümek ve yükü her iki bacağa eşit dağıtmamak dizdeki eklem bozulmalarını hızlandırıp, ağrıya neden olabiliyor. İşte doğru yürüyüş için ipuçları.
Uzmanlar, dizde daha çok yanlarda bulunan kıkırdağın, aradan yıllar geçmesine rağmen neredeyse her zaman sağlıklı olduğunu ancak merkezi kıkırdağın ilk bozulan kıkırdak olduğu konusunda uyarıyor.
Yanlış yürümek ve yükü eşit dağıtmamak bu bozulmayı hızlandırabiliyor. Zayıf yürüme tekniği veya aşırı koşma diz ağrılarının ana nedenleri olarak öne çıkıyor.
İyi bir teknik öğrenerek, merkezi kıkırdağın aldığı yük (en çok hasar görenin bu olduğunu unutmayın) yüzde 20'ye kadar azaltılabiliyor. Ve zaten diz problemleriniz varsa, doktorunuza bir süre stabilize edici bir dizlik kullanmanız gerekip gerekmediğini sorun (eczanelerde ve ortopedik mağazalarında satılır). Yapılan araştırmalara göre bu hareketli dizlikler, diz üzerindeki baskıyı yüzde 15'e kadar azaltabiliyor.
Diz ağrınız varsa, yürüyüşünüzün bir uzman tarafından analiz edilmesi idealdir. Ancak uzman değerlendirmesi dışında sizi şüphelendirebilecek birkaç ipucu var. Hareket ederken ayaklarınızı sürüklüyorsanız, yürürken vücudunuz bir tarafa doğru sallanıyorsa, aşırı katı bir vücutla yürüyorsanız veya yürürken dizleriniz çarpıyorsa doktorunuza danışmalısınız.
Amaç, vücudunuzun ağırlığını kötü dağıtan ve kıkırdağı zamanından önce yıpratan yürüme alışkanlıklarını düzeltmektir.
Çenenizi nasıl konumlandırdığınızı gözlemleyin. Göğsüne sıkıştırılmamalı veya dümdüz ileri bakarak geriye yaslanmamalıdır. Omuzlarınızı hafifçe geriye kaydırın. Amaç, omurgayı bükmemek için omzu aşırı indirmemektir.
Kendinizi itmek ve bacağınızı tekrar kaldırmak için önce topuğunuzla, ardından orta ayağınızla yere dokunarak bir bacağınızı öne getirin. Kötü yürümenin veya yüksek topuklu ayakkabı giymenin diz kapağını ve kaval kemiğini fizyolojik ve doğal olarak olduğundan farklı şekilde döndürmeye zorladığını unutmayın.
Yürürken bacağın her geri çekilip, uzatıması ile sinovyal sıvıda (eklemlerde bulunan) bulunan besinler, kıkırdak hücrelerinin içine girerek onları besler ve iyi durumda tutar.
Yürümek sertliği azaltır. Özellikle kıkırdakta eklem hasarı varsa, tempolu yürüyüşler size yardımcı olabilir.
Küçük ağırlıklarla da egzersiz yapabilirsiniz. Hafif dambılları (iki kilodan fazla olmayan) kaldırmak, bel, kuyruk kemiği ve ayrıca dizlere daha fazla direnç kazandırmaya yardımcı olur.
Bir Amerikan araştırması, diz ağrısı ve depresyon arasındaki ilişkiyi analiz etti ve sonuç şu oldu: Biri, diğerine yol açabilir.
İki yıllık analizden sonra, diz ağrısı çekenlerin yüzde 12'sinde depresif belirtiler görüldü. Bu insanlar için diz osteoartriti sınırlayıcıydı ve arabaya binmek, çorap giymek veya gece boyunca ağrıdan uyanmadan uyumak gibi basit şeyleri yapmalarını engelliyordu.
Aşınma seviyenizi derecelere göre ayırt edebilirsiniz.
Derece 1: Kıkırdak biraz yumuşar; ağrı ortaya çıkarsa, istirahat ile düzelir.
Derece 2: Rahatsızlık, ağırlık kaldırdığınız veya efor sarf ettiğiniz anda ortaya çıkar.
Derece 3: Ağrı neredeyse sürekli olarak mevcuttur (kıkırdakta zaten çatlaklar vardır).
Derece 4: Ağrıya sertlik eşlik eder; eklemde bir miktar deformasyon bile fark edebilirsiniz.