Karşılıklı diyalog esnasında karşı tarafın yalan söylediğini ele veren işaretleri anlayabilmenin yollarını sizler için hazırladık…
Yapılan bir araştırma haftada 11 kez yalan söylediğimizi gösterirken, bir diğeri insanların yüzde 60'ının 10 dakikalık bir konuşma sırasında yalan söyleyeceğini ortaya çıkardı. Görünüşe göre, telefonunuzla yalan söylemek, yüz yüze yapmaktan çok daha kolay. Ancak öte yandan, e-postalar, insanların en az yalan söylediği en dürüst iletişim biçimi gibi görünüyor. İşte, karşınızdaki insanın size yalan söyleyip söylemediğini anlamanızı sağlayacak bazı işaretler;
Bir yalancı, tartışmanızın konusunu değiştirmeye ve tamamen farklı bir konuya odaklanmaya çalışacaktır. Yalan söylediğiniz imanın onları incitmiş gibi bile yapabilirler. Buna dışsal dikkat dağıtıcı denir ve ona odaklanırken, bir yalancı diğer kişiyi bir şey hakkında yalan söylemekle suçlayabilir. Hatta onları mikroskop altına alan ilk soruyu cevaplamaktan kaçınmak için mümkün olan her yöntemi deneyebilirler.
İltifat, birçok insanın profesyonel ve kişisel yaşamlarında uyguladığı bir manipülasyon yöntemidir. Konuşmanın kontrolünü kazanmak ve yeni bir yöne işaret etmek için de bir yalancı tarafından sıkça kullanılır. Bu yöntem başarılıdır; çünkü hepimiz kendimiz hakkında güzel şeyler söylemekten hoşlanırız. Manipülatör, yani yalancı bizi yeterince iyi tanır ve güvensizliklerimizle onlara uygun olduğunda baş edebilir.
Birisi gerçeği söylemekten korkmadığında, hikayesini destekleyen ve kolayca hatırlanan ayrıntıları hatırlayacaktır. Öte yandan bir yalancı, bilgiyi saklayarak olayları belirsiz tutmaya çalışacaktır. Kolayca yalan olarak ispatlanabilecek özel detaylar vermek istemeyebilirler. Hikayenin yarısını anlatarak, mutlaka yalan söylemediklerinden, gerçeğin sadece yarısını söylediklerinden emin olurlar.
Yalancılar, ikna edici olma çabalarında dürüstlüklerini aşırı vurgulayacaklardır. "Dürüst olmak gerekirse", "inan bana" ve "sana doğruyu söylemek gerekirse" gibi ifadeler çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Bir kişi doğruyu söylüyorsa, ne kadar dürüst olduklarını defalarca tekrar etmelerine gerek kalmaz. Bu numaraya başvurarak, açıkçası, doğruluklarını teyit ederek gerçeği sizden saklamaya çalışıyorlar.
Böylesine detaylı ve renkli hikayeler yaratacak kadar yetenekli biri patolojik bir yalancı olabilir. Hikayeleri genellikle çok ikna edicidir, ancak bazen karmaşık ve dramatiktir. Küçük ayrıntılar hikayelerinin doğru görünmesini sağlar ve hatta kendi uydurma hikayelerine bile inanabilirler. Bu, yalan söylediklerinin tam olarak farkında bile olmadıkları ama doğruyu söylediklerini düşündükleri için onlarla başa çıkmanızı çok zorlaştırır.
Bir kişi tamamen bir hikaye uydurduğunda, ifadelerini bozma olasılığı yüksektir. Olayları hem geçmişe dayalı hem de şimdiki zamanda atlayarak anlatırlar. Bunun nedeni, beyinlerinin dilbilgisi açısından doğru bir cümle oluşturmayı unutacak kadar sahte bir hikaye bulmakla o kadar meşgul olmasıdır. Birisi bunu düzenli olarak yapmadığı sürece, aniden böyle bir değişiklik fark ederseniz, yalan söylediğinden şüphelenmelisiniz.
Birine mesaj attığını gördüğünüzde kim olduğunu sorabilirsiniz. Böyle bir durumda, cevapları çok kısa ve belirsiz olabilir ve birdenbire bir şeyler yapmak için acele ederler. Sohbeti sonlandırırlar, sorunuzu cevapsız ve sizi saklayacak bir şeyleri olup olmadığını merak eder halde bırakırlar. Böyle bir durumda yapılacak en iyi şey, diğer kişiyle tanışmak ve tepkilerini görerek onunla yüz yüze konuşmaktır.
Bazen yalancılar kendi eylemleriyle yüzleşemez ve onlar için hesap veremezler. Bu yüzden birinci şahıs zamirleri kullanmaktan kaçınarak, bunun yerine daha genel ifadeler kullanırlar. Örneğin, patronunuz "biz" terimlerini çok sık kullanıyorsa, muhtemelen sorumluluklarından kendilerini uzaklaştırmaya çalışıyordur. Bu şekilde, üzerinde kontrol sahibi olmadığınız bir şeyden sizi sorumlu hissettirirler.
Soru sorduğunuzda o kişi yalan söylüyorsa, sorunuzu ayrıntılı olarak yanıtlamak yerine sizinle ekstra duygusal olmaya başvuracaklardır. Bunun nedeni, o anda sizin duygularınızı anlayabilmeleri ve yanlış duygular göstererek onları manipüle etmeye çalışmalarıdır. Bu duygusal bulaşma, kararınızı etkilemeyi ve dikkatinizi ilk sorunuzdan başka yöne çekmeyi amaçlamaktadır.