Kitap Ayracı, yazar ve şairlerden küçük hikayeler aktarıyor.
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın çocukluğundan kalma anılar var bugün paylaşacağımız. Gürpınar, kadınlarla dolu, çok kalabalık bir evde büyüdü. Titizliği, dantel kolalamayı, bir kadına dair her şeyi o evde öğrendi. İşte romanlarında kadın karakterleri çok iyi işleyen Gürpınar’ın gözlemi, çocukluğuna dayanıyordu.
Gürpınar, “Günlük yaşama ayna tutan yazar” olarak tanımlanıyordu. 12 yaşında başladığı yazma serüveni, 80 yaşına kadar sürecekti Gürpınar’ın.
Romanları yayımlanmaya başlamıştı artık. İlk Türk romancı Ahmet Mithat Efendi ile tanışma fırsatı buldu. Mithat Efendi, Gürpınar’a elindeki kitabı sallayarak “Bu romanı sen yazmış olamazsın” diye söyleniyordu. Onu anlaması zaman alacaktı. Sonradan Mithat Efendi, Gürpınar’ı çok sevdi ve her konuda destekledi.
Gürpınar, çok titizdi. Özellikle eldivensiz sokağa bir adım atmazdı; mikroplardan kendini bu şekilde koruyordu.
Kırmızı rengine tutkundu. Kravat, papyon gibi aksesuarlar da vazgeçilmeziydi. Her zaman jest ve mimiklerle desteklediği konuşmalarıyla nazik bir beyefendiydi. En az görünümü kadar özendiği yazılarındaki sert mizacıyla da insanları bu sebepten şaşırtıyordu.
Yemek yapmayı da çok severdi. Özellikle dondurma ve reçel konusunda uzmanlaşmıştı. Şimdi müze olan Heybeliada’daki evinde yatak örtüleri, işlemeler, tığ işi motifler hep onun marifetli ellerinden çıkmıştı…