Eyüp Sultan Camii, hem kendi bedenini, hem de ismini taşıdığı kişinin saçtığı güzellikleri tüm şehre yansıtır.
Şehri ziyaret eden Gökçen Ata, Skylife Dergisi'ne bir gezi yazısı hazırlayarak İstanbul'da yaşadığı tecrübeleri anlattı: Altın boynuz unvanlı Haliç’in kıyıları, bahtsız bir devir yaşadıktan sonra yeniden canlandı.
Vaktiyle suyun her iki yakasına inşa edilen, ama bir devrin mezbeleliğiyle gözden kaybolan İstanbul mirasları, yapılan temizleme ve düzenlemeler sayesinde tekrar ve eski güzelliğiyle ortaya çıkıp şehir halkıyla helalleşti.
İstanbul'dan en güzel fotoğraflar
Balıklar geri döndü, ağaçlar sahile indi. Caferağa medresesindeki genç ustalar, yıllar önce kaybolup giden Eyüp oyuncakçıları ve çinilerini geri getirmeye koyuldu.
Bu keskin dönüşümü düşünerek yürüyorum… Sağımda Haliç’in suları bir teknenin geçişiyle hareketlenmiş kıpraşıyor.
Eskiden fabrikaların işgal ettiği Ayvansaray kıyı şeridi geniş bir parka dönüştüğünden beri sakin. Ağaçların arasında büyükler oturmuş, çocuklarsa kendi âleminde.
Vakit darlığı olmasa bir ağaç altında kestirmek çok güzel olurdu ya neyse, bir dahaki sefere… Benim gözümde Haliç boyu, gezmek için bir tam günü hak eder.
Eminönü-Eyüp arasındaki 7 kilometrelik sahil hattını yürürken içerilere; mesela Balat sokaklarına, Fener Rum okuluna, sahildeki Bulgar Sveti Stefan Kilisesi’ne girip çıkmak lazım, ama bunları da bir dahaki sefere bırakıp devam ediyorum.
