İtalya'nın eski başkenti Torino, Avrupa'nın en parlak destinasyonlarından biri olarak göze çarpıyor.
Şehri ziyaret eden Bahar Akıncı, Skylife Dergisi'ne bir gezi yazısı hazırlayarak Torino'da yaşadığı tecrübeleri anlattı: İtalya’nın kuzey batısındaki Piomonte Bölgesi’nde bulunan barok cepheler, avlular, bulvarlar ve Po Nehri’ne eşlik eden olağanüstü Alpler manzarası ile çevrili bu güzeller güzeli şehre ikinci gelişim.
İlk ziyaretimde hem Çikolata Festivali hem de Slow Food hareketinin ana vatanı olması sürüklemişti beni Torino’ya. İşte bu kez geçen yıl tadı damağımda kalan kenti baştan başa yürüyerek bitirmek ve nefis sonbaharı içime çekmek için yeniden buradayım.
Kentin 2 bin yıl öncesine dayanan ve bir simetri harikası kabul edilen ızgara şeklindeki planı sayesinde Torino’da yön bulmak hiç zor değil. Via Roma, prestijli dükkân ve kafelerin sıralandığı ana cadde.
İtalya'nın eski başkenti Torino-Foto Galeri
Bu ünlü caddeyi takip eden Piazza San Carlo ve Piazza Castello ise şehrin kalp atışlarını takip edebileceğiniz iki güzel meydan. Savoy Kraliyet Sarayı tüm bölümleriyle UNESCO Dünya Kültür Mirası ilan edilmiş.
Duomo olarak anılan Rönesans Katedrali, 17. yüzyıl tarihli Palazzo Reale, kaleyi andıran Palazzo Madama, Palatine Kuleleri, Meryem Ana İkonası ile ünlü Santuario della Consolata şehrin görülmeye değer yerlerinden. Torino’nun baş döndürücü enerjisi çoğu kez akşamları bile hız kesmiyor.
Bir kafede oturup espressonuzu yudumlarken akıp giden kalabalığı izlemek, her köşe başında görkemli bir bina ile karşılaşmak, restoranları, küçük galerileri, çikolata dükkânlarını ve şık giyimli Torinoluları izlemek bile başlı başına bir keyif.
