I­n­t­e­l­-­U­E­,­ ­“­d­ü­n­y­a­ ­p­a­k­e­t­i­n­i­ ­y­a­k­a­l­a­m­a­k­ ­i­ç­i­n­ ­e­s­k­i­ ­z­a­f­e­r­l­e­r­i­n­ ­i­t­t­i­f­a­k­ı­”­

I­n­t­e­l­-­U­E­,­ ­“­d­ü­n­y­a­ ­p­a­k­e­t­i­n­i­ ­y­a­k­a­l­a­m­a­k­ ­i­ç­i­n­ ­e­s­k­i­ ­z­a­f­e­r­l­e­r­i­n­ ­i­t­t­i­f­a­k­ı­”­

VSaskıya alınmış bir an gibi, şimdiki zamanın dışında. Berlin’in batısındaki küçük Magdeburg kasabasında, Avrupa’da bir yabancı sanayici tarafından vaat edilen en büyük yatırımı kutlamak için şampanyaların mantarı açılırken, 1.500 kilometreden daha yakın mesafedeki Kiev’e bombalar yağıyor. Kötü zamanlama?

Bilakis Avrupalılar için olduğu gibi Intel için de bu etkinlik yeni bir anlaşmanın kurucusu olmayı hedefliyor. Covid-19 salgını ve ardından savaş, Uluslararası Para Fonu’nun dediği şeyi şiddetle hızlandırdı. “yeni dünya ekonomik ve siyasi düzeni”, özellikle tedarik zincirlerinin yeniden yapılandırılması ile karakterize edilir.

Bu önemli yatırım vaadi – hemen 30 milyar avro ve başarılı olursa on yılda 80 milyar – Avrupa Komisyonu’nun Avrupa’yı elektronik yarışına geri getirme emellerine ciddi bir destek veriyor. Bunun için, bir kısmı Amerikalıların Almanya ve İtalya’ya yerleşmesine, İrlanda’da genişlemesine ve Fransa’da laboratuvarlar açmasına yardımcı olmak için kullanılacak olan 40 milyar avrodan fazlasını ayırmayı vaat ediyor.

Amerikalı bir sanayiciye verilen bu kamu parası tufanı, insanları korkutuyor. 30 milyarlık ilk yatırımın %40 ila %50’sinin Eski Kıta vergi mükelleflerinin cebinden geleceği tahmin ediliyor. Avrupa’nın neden Amerika’nın kollarına atıldığını anlamayan Infineon veya STMicroelectronics gibi sektördeki Avrupalı ​​üreticileri kızdıracak kadar. Atlantik’in diğer tarafında Wall Street, piyasalarında zor durumda olan ve bir yıldır ne pahasına olursa olsun harcama yapan bir şirketin manevrasını takdir etmiyor.

Elektroniğin öncüsü olduğu gibi Eski Kıta için de tüm bunların nedeni basit: pelotona geri dönmek. 1990’ların sonunda, Amerika Birleşik Devletleri dünya elektronik çip üretiminin %40’ını ve Avrupa’nın %20’sini oluşturuyordu. Bugün ise sırasıyla %15 ve %10 seviyelerindeler. Gerisi Asya’da. Küresel jeopolitika göz önüne alındığında, bu durum savunulamaz olarak görülüyor.

Ancak on yıl içinde ikiye katlanacak bir pazarda %20’lik bu seviyeyi tekrar yakalayabilmek için Avrupa’nın 50 milyar dolardan (45,6 milyar euro) 200 milyar dolara çıkması ve aynı miktarı yatırıma harcaması gerekecek. Avrupalı ​​oyuncular böyle bir çabayı gösterecek kadar büyük değiller. Asyalıların İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaptıkları gibi, zaman kazanmanın tek çözümü, örneğinin kumaşın geri kalanına yayılmasını umarak sektör şampiyonunu ağırlamak.

Bu makalenin %18,81’ini okumak için kaldınız. Aşağıdakiler yalnızca aboneler içindir.

Popular Articles

Latest Articles