N­A­S­A­’­n­ı­n­ ­W­e­b­b­’­i­ ­N­G­C­ ­3­4­6­’­n­ı­n­ ­r­u­h­a­n­i­ ­g­ö­r­ü­n­t­ü­s­ü­n­ü­ ­y­a­k­a­l­a­d­ı­

N­A­S­A­’­n­ı­n­ ­W­e­b­b­’­i­ ­N­G­C­ ­3­4­6­’­n­ı­n­ ­r­u­h­a­n­i­ ­g­ö­r­ü­n­t­ü­s­ü­n­ü­ ­y­a­k­a­l­a­d­ı­

Küçük Macellan Bulutu (SMC) olarak bilinen komşu cüce galakside, burada gösterilen NGC 346 adlı dramatik bir yıldız doğum bölgesi yer alıyor. SMC’deki en parlak ve en büyük yıldız oluşum bölgesi olduğundan, çeşitli teleskoplar tarafından yoğun bir şekilde incelenmektedir. NASA’nın Hubble Uzay Teleskobu binlerce yıldızla dolu görünür ışıkta bir görüntü gösterdi. Daha yakın zamanlarda, NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu hem soğuk hem de sıcak tozu vurgulayan yakın kızılötesi bir manzara sundu. Webb şimdi orta-kızılötesi bakışını NGC 346’ya çevirerek genç önyıldızlarla dolu parlak lekelerle süslenmiş gaz ve toz şeritlerini ortaya çıkardı.

NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu’nun en güçlü yönlerinden biri, gökbilimcilere yeni yıldızların doğduğu alanların ayrıntılı görüntülerini verebilme yeteneğidir. Burada Webb’in Orta Kızılötesi Aygıtından (MIRI) alınan yeni bir görüntüde gösterilen en son örnek, Küçük Macellan Bulutu’ndaki en parlak ve en büyük yıldız oluşum bölgesi olan NGC 346’dır.

Küçük Macellan Bulutu (SMC), Samanyolu’nun güney takımyıldızı Tucana’da çıplak gözle görülebilen bir uydu gökadasıdır. Bu küçük yoldaş galaksi, kendi galaksimizle karşılaştırıldığında nükleer füzyon ve süpernova patlamaları yoluyla yıldızlarda oluşan daha az ağır elemente sahip olması nedeniyle Samanyolu’ndan daha ilkeldir.

Kozmik toz, silikon ve oksijen gibi ağır elementlerden oluştuğu için bilim insanları, SMC’de önemli miktarda toz bulunmamasını bekliyordu. Ancak yeni MIRI görüntüsü ve NGC 346’nın Webb’in Yakın Kızılötesi Kamerasından Ocak ayında yayınlanan önceki görüntüsü, bu bölgede bol miktarda toz olduğunu gösteriyor.

Bu temsili renkli görüntüde mavi dallar, polisiklik aromatik hidrokarbonlar veya PAH’lar olarak bilinen tozlu silikatlar ve isli kimyasal moleküller içeren malzemeden kaynaklanan emisyonun izini sürüyor. Bölgenin merkezindeki en parlak ve en büyük yıldızların ısıttığı sıcak tozdan daha dağınık kırmızı emisyon parlıyor. Sol merkezdeki yay, yayın merkezine yakın yıldızdan gelen ışığın yansıması olabilir. (Benzer, daha sönük yaylar, sol alt ve sağ üstteki yıldızlarla ilişkili olarak görülüyor.) Son olarak, parlak lekeler ve filamentler, çok sayıda önyıldızın bulunduğu alanları işaretliyor. Araştırma ekibi en kırmızı yıldızları aradı ve 1.001 nokta nokta ışık kaynağı buldu; bunların çoğu hâlâ tozlu kozalarının içinde gömülü olan genç yıldızlardı.







Bu yakınlaştırılmış video, NGC 346’nın gökyüzündeki göreceli konumunu göstermektedir. Merhum astrofotoğrafçı Akira Fujii’nin yerden çekilmiş bir fotoğrafıyla başlıyor. Gökyüzünün daha küçük bölümlerine yakınlaştıkça, Avrupa Güney Gözlemevi’nin (ESO) Vista teleskopu ve ardından ESO’nun La Silla Gözlemevi’nden alınan bir görüntüye dönüşüyor. NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu üzerindeki MIRI’den (Orta Kızılötesi Cihaz) alınan NGC 346 görüntüsüne çapraz geçişle sona eriyor. Katkıda bulunanlar: NASA, ESA, CSA, Alyssa Pagan (STScI)

Gökbilimciler, Webb’in hem yakın kızılötesi hem de orta kızılötesi verilerini birleştirerek, bu dinamik bölgedeki yıldızların ve ön yıldızların daha kapsamlı bir sayımını yapabiliyor. Sonuçlar, SMC’de görüldüğü gibi, milyarlarca yıl önce, evrende “kozmik öğlen” olarak bilinen, yıldız oluşumunun zirvede olduğu ve ağır element konsantrasyonlarının daha düşük olduğu bir dönemde var olan galaksilere ilişkin anlayışımız için ipuçları taşıyor.

Popular Articles

Latest Articles