G­o­D­a­d­d­y­ ­v­e­ ­A­m­a­z­o­n­ ­W­e­b­ ­S­e­r­v­i­c­e­s­ ­İ­ş­b­i­r­l­i­ğ­i­

G­o­D­a­d­d­y­ ­v­e­ ­A­m­a­z­o­n­ ­W­e­b­ ­S­e­r­v­i­c­e­s­ ­İ­ş­b­i­r­l­i­ğ­i­

Herkesin büyük bir merakla beklediği Huawei Mate 40 konsept tasarım kullanıcılara sunuldu. Şirketin yeni modellerinde nasıl bir tasarım stratejisi izleyeceği ise, kademe kademe ortaya çıkıyor. Ortaya çıkan bu modelde, özellikle de kamera dizilimi ve arka bölümünün şıklığı büyük dikkat çekiyor. Dilerseniz lafı daha fazla uzatmadan firmanın büyüleyici Konsept tasarımına yakından bakalım.

Arka taraftaki kare gibi görünen yerde; dört kamera sensörü ve bir LED flaş ilk dikkat çeken detay oluyor. Hemen yapışığında “100X” ibaresi görünen bir kamera görünüyor ve bunun periskop lens olduğu hemen anlaşılabiliyor. Ayrıca arka kamera ile ilgili, ikincil ekran ciddi bir dikkat çekiyor. Konsept tasarımdan da farketmenin mümkün olduğu gibi; saat, batarya, Wi-Fi ve çalar saat gibi bilgiler bulabilirsiniz. Böylece sadece ön ekranı kullanmak zorunda kalmayacaksınız.

Huawei şirketi genellikle bugüne kadar kimse tarafından yapılmayanı gerçekleştirmeye çalışıyor. Özellikle de Mate serisi ile birlikte bunu çok bariz bir şekilde sürdüren firma, katlanabilir cihazlarda da öncü konumundaydı. Şimdilerde kullanılan bazı yeni teknolojiler Huawei merkezli diyebiliriz. Huawei Mate 40 konseptinde ise, daha ince bir cihaz ve ikincil kamera detayları dikkat çekiyor. Firma bunun diğer akıllı telefon kullanıcıları tarafından da moda olarak kabul edilmesini istiyor.

Huawei Mate 40 konsept tasarım

Bu konseptin henüz diğer detaylarına ulaşılmasa bile, ön kamerası ile ilgili de bazı haberler mevcut. Gelen bilgilere göre ön kamerada, ekran altı teknolojisi kullanacak. Fakat bu teknolojiye henüz hiçbir şirket tam olarak hazır değil. Huawei Mate 40 konsept tasarım ortaya çıkardı ki, firma bunu kullanıma hazır hale getirebilir. Ancak ekran konusunda lider sayılan Samsung bile, bu konuda pek yeterli değil. Kameranın ekran altına yerleştirildiğinde ışığı ne ölçüde alabileceği en büyük sorun olarak karşımıza çıkıyor.

WhatsApp Yedeği Olanlara Kötü Haber! Konuşmalarınız İfşa Olabilir!

Şirketin son dönemlerdeki konseptlerine bakıldığında, olabilecek en ince sınırlara geçtiği fark ediliyor. Böylece tasarım bakımından ilgi uyandırabilecek sonuçlar elde etmek istiyor. Sizce firma yeni akıllı telefonlar ile istediklerini yapabilecek mi? Fikirlerinizi yorumlar bölümünden bizlere aktarabilirsiniz.

Windows 10 desteği sona erecek ve bu işletim sisteminin çıkışından 10 sene sonrasında olacak. Artık Microsoft’un yeni bir Windows tanıtması beklenirken kullandığımız Windows 10’un emeklilik tarihi de ortaya çıktı. 

Microsoft, Windows 10’a olan desteği 14 Ekim 2025 tarihinde sonlandıracak. Bu da işletim sisteminin tanıtımından sonra yaklaşık 10 yıl boyunca bizimle olacağı anlamına geliyor. Kısacası Microsoft bir süredir hayatımızda olan işletim sisteminin mazi olacağını açıkladı. Bu bilgi firmanın güncelleme takviminde yer alan bir ipucuyla ortaya çıktı. Bu da Windows 10’un hayatımızdan ayrılacağına dair ilk resmi ipucunu bize vermiş oldu.

Microsoft’un işletim sistemine olan desteğin biteceği bilgisini ne zaman eklediğini bilmiyoruz. Lakin, dolaşan bilgilere göre daha önce Windows 10’un desteğinin sonlanacağı bilgisi sitede yer almıyordu. Bunun yerine Windows sürümlerine olan desteğin sonlanma tarihleri vardı. Böylece bu da Windows 11 beklentilerinin ayyuka çıktığı süreçte önemli bir ipucu olarak karşımıza çıkıyor.

 

Tabii ki Microsoft bundan önce de son derece ciddi ipuçları verdi. Ne var ki Windows 10’un bir şekilde hayatımızda olacağına dair önceki açıklamalar temkinli olmamıza sebep oluyordu. Şimdi ise resmi sitedeki bu bilgi Windows 11’in büyük ihtimalle yakında karşımıza çıkacağına dair kuşkuları büyük ölçüde azalttı. Bildiğiniz üzere Microsoft kısa süre içinde “yeni nesil” Windows hakkında açıklama yapacağı bir etkinlik planlıyor.

24 Haziran’da gerçekleşecek ve Windows’un geleceği hakkında olacağını bildiğimiz etkinlik bölge saatiyle 11’de başlayacak. Firma’nın ciddi anlamda 11 sayısına vurgu yapmayı sürdürmesi tesadüf ihtimalini gittikçe düşürüyor. Bununla birlikte firma gönderdiği davetiyede 11 siluetini andıran imgelere yer verdi. Ayrıca, firma yetkilileri yaptıkları açıklamada “Yeni nesil Windows” ifadesine sık sık yer verdi. Ancak Windows 10 için de beklenen büyük güncellemeler Windows 11 konusunda temkinli olmaya sebep oluyordu. Son olarak, Microsoft daha önceki Windows açılış seslerini tam 11 dakika olacak şekilde uzattığı bir video da paylaşmıştı.

Microsoft Store ile bir yazılım sistemi de kurmayı amaçlıyor

Peki yeni bir Windows tanıtılırsa bu işletim sistemi hakkındaki beklentilerimiz neler olacak? İlk olarak yeni Windows’un görünüş olarak yepyeni olacağını düşünüyoruz. Ayrıca artık çok sayıda oyunun da yer aldığı mağazanın ciddi gelişim göstermesi beklentimiz var.

Aslında Windows 10 ilk çıkışında son büyük işletim sistemi değişikliği olma amacındaydı. Microsoft bunun yerine birkaç yılda bir işletim sistemini güncellemeyi planlıyordu. Üstelik bunu yaptılar da. Her sene işletim sistemine birçok yeni özellik getiren güncellemeleri gördük. Ancak belli ki bu güncellemeler hızla değişen teknolojiye ayak uydurmak için yetersiz kaldı…

Diğer haberler:

>> Microsoft, Windows 11 Hakkında Bir İpucu mu Paylaştı?

>> Linux İşletim Sistemi Hakkında Bilinmeyenler, Nedir ve Ne İçin Kullanılır

 

Türk Ekonomi Bankası (TEB), NCR’nin gişe hizmetleri verecek yeni görüntülü, uzaktan destekli teknolojisini kuran Avrupa’nın ilk finans kurumu oldu.

Tüketici işlemleri teknolojileri alanında küresel lider konumundaki NCR Corporation (NYSE: NCR) ile yakından çalışmalar yürüten TEB, kısa süre önce İstanbul Çekmeköy şubesi içerisinde ilk NCR İnteraktif ATM’sini (NCR Interactive Teller) hizmete açtı. Bu yolla amaçlanan, bekleme süresinin azaltılması, müşteri deneyiminin geliştirilmesi ve müşterinin kuruma olan bağlılığının arttırılması, böylece TEB’in işlerinde verimlilik ve karlılık artışı sağlanmasıdır.

Bu yenilikçi adım, TEB’in 1990 yılında ilk ATM’si ile başlamış NCR ile arasındaki iş ilişkisinin devamı niteliğindedir. Bugün, NCR, TEB’in ATM’lerinin %90’ından fazlasını tedarik ediyor. Aynı zamanda ATM ağının nakit yönetimine ve ATM ağının arıza izlenmesine ve operasyonuna destek olan NCR yazılımları sağlıyor. TEB, ağa izinsiz girişleri veya iç güvenlik tehditlerini ortadan kaldıran ve işletme giderlerini düşüren kapsamlı bir ATM güvenlik çözümü olan NCR Solidcore Suite for APTRA™ çözümünü de kullanıyor.

TEB

ATM’DEN YÜZ YÜZE HİZMET TEB’DEN

TEB Bireysel ve Özel Bankacılık Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Mendi; “Perakende şube ağımızı, yeni teknolojilerle güçlendirerek, müşteri deneyimini geliştirmek, TEB için temel bir stratejidir. Bizim hedefimiz, müşterilerimize değerli, rahat ve interaktif hizmetler sunarak müşterilerimiz ile daha derin ilişkiler kurmak” dedi. Mendi sözlerine şöyle devam etti: “Bu stratejiyi ilerletmeye ve gerçekleştirmeye yardım etmeleri için NCR’nin şube dönüşüm uzmanları ile yakın çalışmalar yaptık. NCR İnteraktif ATM şimdiden TEB müşterilerinin bankacılık deneyimini geliştiriyor; onlara uzaktan canlı yardım hizmeti sunuyor, böylece şube içlerindeki klasik kuyrukları azaltıyor ve işimizi daha etkin şekilde yapabilmemize olanak tanıyor.”

NCR_Turkiye_Genel_Muduru_Yalcin_Orhon

NCR’nin görüntülü, uzaktan destekli yazılımı, TEB müşterilerinin, normal ATM işlemlerinin %95’ine kadar bankacılık işlemlerini canlı bir uzak ATM görevlisi ile yapabilmelerini sağlıyor; böylece TEB’in hizmet olanaklarını günümüz ATM kanalınınkilerin çok ötesine taşıyor. İnteraktif ATM cihazı, uzak bir merkezde bulunan bir ATM görevlisinin, oldukça kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmak için cihazın tüm kontrolünü alarak müşteri ile karşılıklı bir görüntülü ve sesli iletişim kurmasını sağlıyor. Görüntülü iletişim ile uzaktan işlem yapma özelliklerinin birleştirilmesi sayesinde, görevliler aynı anda birden çok şubeye hizmet verebiliyor, üstelik bunu müşterileri ile yüz yüze iletişim kurarak yapabiliyor. Bu yolla işletme giderlerinde de düşüş sağlanıyor.

TEB_2

NCR Türkiye Finansal Hizmetler Müdürü Yalçın Orhon “Avrupa’daki finans kurumları İnteraktif gişe çözümü ile müşterilere sunabilecekleri sıra dışı deneyimi fark etmeye başlıyorlar” diye konuştu. Orhon şunları söyledi: “Daha uzun hizmet saatleri ve daha derin interaktif ilişkiler sayesinde, İnteraktif gişe çözümü, finans kurumlarının etkin şekilde müşterilerine gelişmiş hizmetler ve daha iyi bir deneyim sunabilmelerinde kendilerine yardımcı olmaktadır, üstelik bunu da insan faktörü kaybedilmeden yapmaktadır. TEB Avrupa’da bu faydaların farkına varan ilk kurum, kısa süre içinde diğer müşteriler de TEB’i takip edecek.”

Denetim ve danışmanlık şirketlerinden EY, dünya çapında yaklaşık bin 200 büyük ölçekli şirketin üst düzey yöneticisinin katılımı ile hazırladığı Küresel Bilgi Güvenliği Araştırması (Global Information Security Survey – GISS) sonuçlarını açıkladı. Şirketlerin günümüzün dijital ekosisteminde siber güvenlik tehdit ve saldırılarına karşı yaptıkları hazırlık ve yatırımlar ile ilgili çarpıcı bulgular ortaya koyan araştırmaya göre; üst düzey yöneticilerin yarısından fazlası (%56) siber tehditlerin şirket strateji ve planları üzerindeki artan etkisinden endişe ediyor. Bununla birlikte araştırmaya katılan yöneticilerin %87’si siber güvenliğe ayrılan bütçenin 2018 yılında %50 artması gerektiğini belirtiyor, ancak yalnızca %12’si ayrılan bütçede %25’ten yüksek bir artış gerçekleşmesini bekliyor.

Siber güvenlik alanında nesnelerin interneti (IoT) uygulamalarının yaygınlaşması ile birlikte ortaya çıkan yeni riskler, şirketleri siber tehditlere karşı savunmalarını güçlendirmeye itiyor. Ayrıca bireysel ve basit siber saldırıların şirketler için halen yüksek risk taşıdığının vurgulandığı araştırmada; bu durumun standart güvenlik prosedürlerinin uygulanışında halen bazı eksiklikler olduğuna işaret ettiği belirtiliyor.

Şirketlerin siber güvenlikte pasif korunma yaklaşımının ötesine geçerek, istihbarat, tespit ve direnç mekanizmalarını güçlendirecek çalışmalara odaklanması gerektiğini dile getiren EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Ortağı Emre Beşli, şu değerlendirmede bulundu:

“Son dönemde gerçekleştirilen ve amacına ulaşan siber saldırılarda en yaygın ve bilindik metotların kullanıldığını gözlemliyoruz. Bu durum saldırıya uğrayan şirketleri, zayıf noktalarını güçlendirmeye teşvik ediyor. Öte yandan yeni teknolojilerle birlikte farklı boyutlarda genişleyen global iletişim ağı, çeşitli fırsatların yanı sıra yeni siber güvenlik kırılganlıklarını ve risklerini de beraberinde getiriyor. Dolayısıyla köklü bir dijital dönüşüm sürecinden geçen şirketlerin saldırıya maruz kalmadan önce adım atmaları, bir tercihten ziyade zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Şirketlerin içerisinde faaliyet gösterdikleri dijital ekosistemi her açıdan iyi analiz etmeleri iş devamlılığının ve itibarın korunmasında büyük önem taşıyor. Şirketlerin, siber güvenlik konusunun bir IT sorunundan çok daha fazlası olduğu anlayışıyla hareket etmesi ve siber güvenlik yönetimini güçlendirmeye odaklanmaları gerekiyor.”

Araştırma sonuçlarına göre; üst düzey şirket yöneticilerinin %90’ından fazlası siber güvenlik harcamalarının 2018 yılında artmaya devam edeceğini öngörüyor. Katılımcıların %76’sı şirkete zarar veren bir siber güvenlik ihlali yaşanmasının siber güvenlik harcamalarını artıracağını ifade ediyor. Buna karşın, yöneticilerin %64’ü (2016’da %62 seviyesindeydi) ise şirketi herhangi bir zarara uğratmayan bir saldırının siber güvenlik bütçesinde bir artış getirmeyeceğini belirtiyor. Siber saldırıların oluşturduğu zararın her zaman anında gözlemlenmediğinin belirtildiği araştırmada; şirketlerin saldırıya uğramadan önce hazırlık yapmaları gerektiğinin altı çiziliyor. Araştırmaya katılan yöneticilerin pek çoğu, kaynak dağılımındaki yetersizliğin siber güvenlik risklerini yükseltebileceğini belirtiyor.

Kötü amaçlı yazılım ve e-dolandırıcılık risklerinin geçen yıla göre yükseliş gösterdiğinin ifade edildiği raporda; yöneticilerin %64’ünün kötü amaçlı yazılım (2016’da %52) ve e-dolandırıcılık (2016’da %51) kaynaklı tehditleri önemli konular olarak gördüğü belirtiliyor. Araştırmada ayrıca çalışan kaynaklı ihmallerin halen kurumsal siber güvenlik konusundaki en büyük kırılganlıklardan birini oluşturduğu ifade ediliyor.

Araştırmaya göre; yöneticilerin dörtte üçü (%75) şirketlerinin sahip olduğu güvenlik sisteminin karmaşık siber saldırılar karşısında yeterince güçlü olmadığını düşünüyor. Bununla birlikte yöneticilerin %12’si resmi bir ihlal tespit programına sahip olmadıklarını belirtirken, %35’ ise uygulanan veri koruma politikalarının plansız veya geçici olduğunu ifade ediyor.

EY araştırması, şirketlerin yaklaşık yarısında (%43) resmi bir tehdit istihbarat ve analiz programı ve bununla ilişkili bir sürecin bulunmadığına işaret ederken, katılımcıların yalnızca %12’si sürekli takip ve aktif savunma mekanizmaları, siber tehdit analizi ve güvenlik operasyonu merkezlerine yaptıkları yatırımlar ile karmaşık bir siber saldırıyı tespit edebileceklerini dile getiriyor.

Çevrimiçi müzik servislerinin artması ile darbe alan SoundCloud, aldığı yeni yatırım ile iflasın eşinden dönecek.

Spotify, Apple Music, Deezer, Tidal ve YouTube Music gibi çevrimiçi müzik platformlarının yaygınlaşması SoundCloud’ın gelir kapısına taş koymuştu. Profesyonel olarak müzik üretmeyenlere de ev sahipliği yapan SoundCloud’ın Premium paketi de firmanın kötü gidişatını engelleyememişti.

Firma bugün SiriusXM’den aldığı 75 milyon dolarlık yatırım ile iflasın eşiğinden dönecek gibi görüyor. Geçtiğimiz yılın Temmuz ayında işgücünün yüzde 40’ını kesen firma 173 kişiyi işten çıkarmıştı. Firma ayrıca maliyetleri düşürmeye çalışırken San Francisco ve Londra ofislerini de kapattı. Aynı yılın ilerleyen saatlerinde SoundCloud’a 170 milyon dolarlık bir yatırım gelmişti.

Neredeyse üç yıl sonra firma, yıllık 200 milyon dolardan fazla gelir elde etmeye doğru ilerlediğini belirtiyor. Gelen bu 75 milyon dolarlık yatırımın direkt olarak servis ve hizmetlere ayrılacağı söyleniyor.

soundcloud

Amerika’da oldukça popüler olan çevrimiçi müzik servisi Pandora’nın da sahibi olan SiriusXM, ilerleyen yıllarda müzik sektöründeki atılımlarına devam edecek gibi görünüyor.

Bakalım SiriusXM, önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde Spotify, Tidal, Deezer ve Apple Music gibi devlere kafa tutacak potansiyele sahip olacak mı?

Bir Amazon.com şirketi olan Amazon Web Services (AWS), GoDaddy ile işbirliği yaptığını açıkladı. Birkaç yıl sürmesi beklenen dönüşme süreci ile GoDaddy, altyapısının büyük bir kısmını AWS’ye taşıyacak. Aralarında makine öğrenimi, analitik, veritabanları ve container’lar da olmak üzere AWS hizmetlerinin kapsama genişliğinden faydalanacak olan GoDaddy, bu sayede ürün ve hizmetlerinin global çapta daha hızlı bir şekilde konuşlandırılmasını sağlayacak.

Container’laştırılmış uygulamaları aktif bir şekilde kullanan GoDaddy, şimdi de AWS’nin Amazon Elastic Container Service for Kubernetes (Amazon EKS) ürününden yararlanacak. GoDaddy, bu sayede Kubernetes işlerini Amazon EKS üzerinden yürütebilecek. Amazon Elastic Compute Cloud (Amazon EC2) P3 Instances ile de GoDaddy makine öğrenimi süreçlerini hızlandırmasının yanı sıra kullanıcıların alan adlarının değerini öğrenmesini sağlayan Domain Appraisals aracının performansını yükseltecek. Bunlara ek olarak, GoDaddy ve AWS GoDaddy’nin Yönetilebilir WordPress ve Web Sitesi Mimarı gibi alan adı ve web sitesi kurulum ürünlerini AWS müşterilerine sunmaya da hazırlanıyor.

GoDaddy CTO’su Charles Beadnall, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “17 milyondan fazla müşterisi olan bir teknoloji sağlayıcısı olarak hızla büyüyen şirketimizi desteklemek için güvenilir, global altyapı sunan; teknoloji alanında inovasyon konusunda başarılı performansa sahip bir iş ortağı seçmemiz bizim için çok önemliydi. AWS’yi seçmemizin nedeni de üstün bulut teknolojisi ile bugün ve gelecekteki ihtiyaçlarımızı en iyi şekilde karşılayabileceğini düşünmemiz oldu. AWS ürünlerini kullanarak müşterilerimize kendi işlerini yönetmeleri ve online platformlarda başarılı olmaları için ihtiyaçları olan güçlü araçları sunmak doğrultusunda daha hızlı ve ölçeklendirilebilir şekilde inovasyon yapabileceğiz.”

AWS Global Ticari Satışlar Başkan Yardımcısı Mike Clayville ise, “Büyük, hızla büyüyen şirket olarak GoDaddy AWS’nin inovatif hizmetlerini dünyanın dört bir yanındaki müşterilerine sunabilecek. Sektör lideri hizmetlerimiz ile GoDaddy makine öğrenimi gibi yükselen teknolojilerden faydalanabilecek, fikirlerini hızlıca test edebilecek ve müşterilerine daha sık yeni araç ve çözümler sunabilecek. İnsanlara, fikirlerini online platformlarda gerçekleştirme fırsatını sunan GoDaddy ile işbirliğimiz konusunda heyecanlıyız.”

Popular Articles

Latest Articles