H­a­t­a­ ­d­ü­z­e­l­t­m­e­l­e­r­i­ ­i­ç­e­r­e­n­ ­i­O­S­ ­1­3­.­2­.­3­ ­g­ü­n­c­e­l­l­e­m­e­s­i­ ­y­a­y­ı­n­l­a­n­d­ı­

H­a­t­a­ ­d­ü­z­e­l­t­m­e­l­e­r­i­ ­i­ç­e­r­e­n­ ­i­O­S­ ­1­3­.­2­.­3­ ­g­ü­n­c­e­l­l­e­m­e­s­i­ ­y­a­y­ı­n­l­a­n­d­ı­

Türkiye’de parmak izi okuyucusuna sahip ilk operatör markalı cihaz olan TT175, metal gövdesi, 5,5 inç full HD çözünürlüğündeki ekranı, gerçek 8 çekirdekli işlemcisi ile performans ve tasarım olarak ilgi çekiyor.

Türk Telekom Grubu, 175 yıllık tecrübesi ile teknoloji liderliğini simgeleyen ve kendi markasını taşıyan ilk akıllı telefonu TT175’i tanıttı.

TT_175_KOYU GRI-2

Yüksek hızlı parmak izi okuyucusu ile kendi sınıfında bir ilke imza atıyor…

TT175, Türkiye’de parmak izi okuyucusuna sahip ilk operatör markalı cihaz olma özelliği ile 0,5 milisaniyede kullanıcısını tanıyor. Aynı zamanda şık metal gövdesi, 5,5 inçlik full HD ekranı ve gerçek 8 çekirdekli işlemcisi ile mükemmel bir akıllı telefon deneyimi sunuyor.

Yüksek çözünürlüklü kameralar, yetenekli Kamera+ uygulaması

TT175 sahip olduğu ön ve arka kamerasıyla kullanıcısına her an kaliteli fotoğraf çekme imkânı sunuyor. 13 MP olan arka kamerasında otomatik odaklama ve LED flaş yer alıyor. Bu kamera ekrana dokunarak netleme, yüz algılama, HDR ve panorama gibi özelliklere sahip. Hareket algılama yeteneğine sahip 5 MP’lik ön kamera elle yapılan “V” işaretini hemen algılıyor ve 3’ten geriye doğru sayarak fotoğraf çekimini gerçekleştiriyor. Ön kamera çekiminde kusursuz fotoğraf elde etmek isteyenler için ayrıca güzel yüz modu da bulunuyor. TT175’in ana kamerası profesyonel seviyedeki Kamera+ uygulaması ile kullanıcılarına yüksek kalitede fotoğraf ve video çekmenin yanı sıra, video montajlama, ek bir uygulamaya gerek duymadan kolaj yapma ve ortam ışığına göre renk ayarlayabilme gibi yaratıcıklarını açığa çıkaran bir kamera deneyimi sunuyor.

tt 1

Üç farklı renk seçeneğine sahip TT175’e çok yakında

Android 6.0 Marshmallow güncellemesi geliyor…

Yalnızca Türk Telekom Grubu mağazalarında satışa sunulacak olan TT175; silver, dark grey ve gold olmak üzere 3 farklı renk seçeneğine sahip. Cihazda yer alan duvar kâğıtları Türk Telekom renklerini ve motiflerini içeren, aynı zamanda mobil trendlere uygun modern tasarımlar arasından Türkiye’deki kullanıcılar için özel olarak seçildi. Android Lollipop işletim sistemiyle sunulan cihaza çok yakında 6.0 Android Marshmallow güncellemesi de gelecek.

TT175, Türk Telekom, TTNET veya Avea faturasına ek taksitlerle satın alınabilecek

Sadece Türk Telekom Grubu mağazalarında satışa sunulacak olan TT175, KDV dahil 899 TL peşin fiyatla veya Türk Telekom, TTNET ve Avea faturalarına ek avantajlı kampanya ve taksitli ödeme seçenekleriyle satın alınabilecek.

TT_175_GOLD-2

TT175 ile birlikte Avea müşterilerine 3 ay ücretsiz Tivibu Cep Avea, 3 ay ücretsiz TTNET Müzik, 1 ay ücretsiz Avea Lig aboneliği ve cihazı ilk ay satın alanlara yeni yılda kullanabilecekleri 50 TL değerinde Google Play alışveriş hakkı hediye edilecek.

TT175 alana 4.5G SIM kart değişimi ücretsiz

4.5G teknolojisini destekleyen TT175, gelecek yıl Türkiye’de hizmete girecek olan 4.5G servisleriyle uyumlu olacak şekilde tasarlandı. TT175 satın alan ve mevcut SIM kartı 4.5G uyumlu olmayan müşteriler için SIM kart değişim hizmeti ise Türk Telekom Grubu mağazalarında ücretsiz olarak sağlanacak.

Xerox’un fotokopi makinesinin icadı ile başlayan inovasyon yolculuğu bugüne kadar 65 bin patente imza atmasını sağladı. Son yıllarda Xerox teknoloji odağını bozmadan, servis şirketi olmaya çalışıyor, tarihi bir dönüşüm yaşıyor.

Dünyada fotokopi makinesi gibi çığır açan buluşları ve dijital baskı sistemleri ile tanınan teknoloji devi Xerox, tarihi bir dönüşüm geçiriyor. Xerox, dijital baskı sistemleri ve yönetilen baskı hizmetleri dışında; insan kaynakları, çağrı merkezleri, ulaştırma, kent yönetimi, eğitim ve sağlık gibi birçok farklı alanda daha önceleri kimsenin Xerox ile ilişkilendirmeyi aklına getirmeyeceği işleri yapmaya başladı.

Xerox 2

Fotokopi makinesini icat ederek, ismini kopyalama işlemi ile özdeşleştiren Xerox, ilk bilgisayar, mouse, Ethernet kartı, grafiksel kullanıcı arayüzü ve lazer yazıcı gibi binlerce buluşuyla insanlığa önemli katkıları olmuş bir şirket. Xerox, son birkaç yıldır hizmet vermeye başladığı yeni faaliyet alanları ile yüz yılı aşan tarihi içinde geçirdiği önemli değişim ve dönüşümlere bir yenisini daha ekliyor.

“Artık baskı işi iş hacminin daha küçük bir bölümü”

Bugün Xerox 180 ülkede faaliyet gösteren, 145 bin çalışanı olan, yılda 23 milyar dolar cirosu ile dünyanın lider iş süreç yönetimi şirketi. Xerox CIO’su Sophie Vandebroek, 109 yıllık tarihi olan Xerox’u, değişen ihtiyaçlar ışığında yeni iş ve pazarlara açmak için sıra dışı bir dönüşüm hikayesine imza attıklarını söylüyor. Xerox artık bir donanım şirketi olmaktan çok bir servis şirketi. Xerox’un gelirlerinin yüzde 55’ten fazlası iş süreç yönetimi hizmetlerinden geliyor. Xerox ismi baskı cihazlarıyla özdeşleşmiş olmasına rağmen, şu an Xerox’un adı dünyada çağrı merkezleri yönetimi, otoban geçişlerinin yönetimi, şehir otoparklarının yönetimi, emekli maaşları ve sigorta işlemlerinin yönetimi, eğitim ve sınav değerlendirme çözümleri, hastane ve sağlık hizmetleri yönetimi gibi farklı iş süreç yönetimi hizmetleriyle de anılıyor. Xerox yeni bir kimliğe bürünüyor. Teknoloji sektöründeki başarısının yanına eklediği servis kimliğini giderek belirgin hale getiriyor.

xerox 3

Dokunmadan Teşhis

Xerox’un yatırım yaptığı alanlardan biri sağlık hizmetleri. Sağlık sektörüne yönelik hem teknoloji çözümleri hem de iş süreç yönetimi hizmetleri sunuyor. Xerox CIO Sophie Vandebroek, “İnovasyonlarımızın, sağlık alanında da kullanılabilmesi için doktorlar ve tıp camiası ile yakın temas halindeyiz. Hemşireler için geliştirdiğimiz hasta takip çözümü ile hasta tedavisinin kalitesini artırıyoruz. Geliştirdiğimiz bir kamera teknolojisi ile de, hastanın vücuduna herhangi bir kablo bağlamadan, enfeksiyon riski yaratmadan ve rahatını bozmadan kalp atışı, ateş, tansiyon gibi belirtileri uzaktan takip eden dokunmadan teşhis éden bir kamera teknolojisini hastane ortamında test ediyoruz“ diyor.

Otomatik Notlandırma Sistemi

Xerox eğitim alanında da sektörün ihtiyaçlarına cevap veren çözümler sunuyor. Öğretmen ve öğrenciler için geliştirilen web tabanlı sınav değerlendirme yazılımı Ignite ile Xerox ofis cihazlarını, öğrencilerin test sınav kağıtlarını okuyup, değerlendiren, analiz eden bir cihaza dönüştürüyor. Xerox Ignite yazılımı otomatik olarak test sonuçlarını da puanlandırıyor. Geliştirilen sistem aynı zamanda her öğrenci için hangi alanda daha çok yanlış yaptığını ve hangi alanda daha çok çalışması gerektiğini belirten raporlar hazırlıyor. Öğretmenlerin iş yükünü oldukça hafifleten bu sistem şu an Amerika’da bir çok okulda kullanılıyor.

sb10064436bg-001

Otoban Geçişlerinin Kızıl Ötesi Takibi

Ulaştırma sektörü de Xerox’un önemli hizmetler verdiği alanlardan biri. Xerox bugün 24 büyük şehirde toplu taşıma, otoban, köprü ve karayolu gişeleri ücret yönetim hizmetleri veriyor. Isıya duyarlı kızıl ötesi araç içi tarama çözümü ile A.B.D’de kullanılan “Car Pooling” (Araçta taşınan yolcu sayısına göre ücretlendirme) sisteminin doğru işlemesini, hatalı geçişlerin cezalandırılmasını sağlıyor.

xerox1

Şehir Gösterge Panelleri

Şehir gösterge panelleri çözümü ile Xerox, biletleme sistemleri üzerinden toplu taşıma araçlarının trafik akışını, insanların bu araçları kullanım biçimlerini ve kullanım yoğunluğunu saptıyor. Bu sayede toplanan verilerle büyük şehirlerin ulaştırma sistemlerini geliştirip daha iyi hale gelmesine yardımcı oluyor.

Akıllı Otopark: Xerox Merge

Xerox Merge çözümü de Xerox’un ulaşım sorunları için sunduğu çözümlerden biri. Kentsel otopark alanlarının yönetimi alanında kullanılan Xerox Merge sistemi, park alanlarına kurulan sensörler, akıllı telefon uygulamaları ve araçların navigasyon sistemlerinin birbirleri ile konuşarak karşılıklı veri alışverişinde bulunmasını sağlıyor. Xerox Merge, sürücülere gidilen güzergahtaki boş park alanları, ücretler, zamanlama ve alternatif otopark bilgileri hakkında bilgi veriyor, uyarı ve yönlendirmelerle, sürücülerin araçlarını kolayca en uygun yere park etmesini sağlıyor.

Mobilya Dernekleri Federasyonu’nun yaptığı araştırmaya göre; mobilya sektörü için dijitalleşmenin önemli olduğu ortaya çıktı.

Türkiye geneline yayılan üretim tesislerinde tasarlanan mobilyalarının yüzde 42’si ihraç ediliyor. Hammadde ve işçiliği ile yüzde 90 oranında yerli ve milli olan Türk mobilya sektörü, bu özelliklerinden ötürü dünyanın 12. büyük ihracatçısı, 13. büyük üreticisi olarak tanımlanıyor. 

36 bin mobilyacıdan 15 bini aynı zamanda ihracat da yaparken sektörün çatı kuruluşu Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED), Kovid-19 sonrası sektörün yönelimlerini görmek için bir araştırma yaptı.

Araştırma ile “pandemi salgınının en çok hangi faaliyetleri etkilediği, desteklerden nasıl ve ne ölçüde faydalanıldığı, salgın ile mücadele için hangi stratejilerin uygulandığı, dijitalleşmeye bakış, hangi alanlarda dijitalleşme çalışmalarının yapıldığı, ihracat tarafında en çok hangi sorunlarla karşılaşıldığı, tehdit ve risklerin neler olduğu, salgının negatif etkisinin daha ne kadar devam edeceği” sorularının cevabı arandı. 

Araştırmaya göre, sağlık ve güvenlikten ötürü sosyal mesafenin iş yapma biçimlerini şekillendiği yeni dönemde dijitalleşmeye yönelim arttı.  Katılımcıların yüzde 43’ü satış, yüzde 40’ı ise pazarlama süreçlerinde dijitalleşmeye gidilmesinin son derece önemli olacağını düşünüyor. 

Satış ve pazarlama tarafında dijital alt yapı çalışmalarına başladığını söyleyenlerin toplam oranı yüzde 73 olarak gerçekleşti.

Araştırmanın bir diğer çıktısı ise pandemi krizi ile başa çıkmak için izlenen stratejilere ilişkindi. Buna göre katılımcıların yüzde 35’i pazarlama faaliyetlerine ağırlık verdi, yüzde 20’si banka kredilerini yeniden yapılandırdı. Yüzde 20’si ise istihdamda geçici olarak kısıtlamaya gitti.

Bütün bu stratejileri kullananların oranı ise yüzde 10 olarak gerçekleşti. Araştırma kapsamında katılımcılara devlet desteklerinden ne oranda yararlandıkları da soruldu.

Katılımcıların yüzde 58’i kısa çalışma ödeneğinden faydalandığını, yüzde 35’i KGF desteklerini kullandığını, yüzde 5’i de tüm desteklere başvurduğunu söyledi. 

İhracat tarafında yaşanılan zorlukları da gözler önüne seren araştırmanın çıktısına göre, katılımcılar siparişlerin iptal edilmesinin yanı sıra kısmen devam eden faaliyetler sırasında gümrük ve lojistikte sorunlar yaşadı. Katılımcılara pandeminin iş kabiliyetleri üzerindeki negatif etkisinin ne kadar daha sürmesini bekledikleri de soruldu. Salgının etkisinin 6-12 ay devam edeceğini düşünenlerin oranı yüzde 50 olurken, 1-2 yıl devam edeceğini düşünenler yüzde 25’te kaldı. Katılımcıların yüzde 20’si ise 4-6 ay gibi kısa bir dönem içinde sürecin olumluya döneceğini aktardı. 

MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, araştırmadaki her bir sorunun çıktısının bundan sonraki stratejileri belirlemede etkili olacağını, araştırmanın bu açıdan son derece kıymetli olduğunu ifade etti.  Mobilyanın üretim olarak Türkiye’nin geneline yayıldığını, yüzde 90 oranında yerli ve milli olduğunu ve bu açıdan dışarıya hammadde bağımlılığının bulunmadığını söyleyen Güleç, “Son 20 yılda mobilya sektörü olarak gösterdiğimiz atılım ve buradan aldığımız güç ile oluşturduğumuz stratejinin hedefi 2023 yılında 10 milyar dolar ihracattı. Aynı şekilde dünyanın 5. büyük mobilya ihracatçılarından biri olmayı hedefliyorduk. Kimsenin beklemediği ve bir dünya krizine neden olan Kovid-19 salgını, bütün ülke ve sektörleri etkilediği gibi bizi de etkiledi.  10 milyar dolar ve beşinci büyük ihracatçı olma hedeflerinden vazgeçmiş değiliz. Bunu yapabilmenin yeni yolları ve stratejilerine bakıyoruz” diye konuştu. 

15 bini ihracatçı olmak üzere 36 bin mobilya üreticisinin toplam 250 bin kişiyi istihdam ettiğini sözlerine ekleyen Güleç, ticaret yollarını değiştiren salgından sektör adına bir başarı hikayesi çıkarmak için yeni tanıtım ve pazarlama kanalları üzerine çalıştıklarını söyledi.  Güleç şunları kaydetti: “Sektör olarak dijital satış, e-b2b görüşmelerine imkan tanıyan platformlar, ülke ticaret heyetlerinin sanal olarak gerçekleşmesine izin veren online yapılar konusunda çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Sağlık ve güvenlik için mesafeyi korumanın önemli bir hale geldiği dönemde, değeri iyice artan bu kanalları etkin kullanmak ve tanıtımlarımızı buralardan yapmak jeopolitik avantajlarımızla birleşince ihracat tarafında çok daha pozitif bir hikaye oluşturmamızı sağlayabilir. Firmaların özellikle ihracat tarafında e-ticaret sitelerine üyelikleri, sanal ticaret heyetlerine ve sanal fuarlara katılımları yakın zamanda destek kapsamına da alındı. Birbirini destekleyen, tamamlayan bütün bu girişimlerin çok daha hayırlı sonuçlara vesile olacağına inanıyoruz.”

mobilya sektörü

Türk mobilya sektörü olarak 2019 yılında 3,5 milyar dolarlık ihracat yaptıklarını, aynı şekilde iç piyasada 50 milyar liralık satış gerçekleştirdiklerini aktaran Güleç, “Kovid-19 salgını olmasaydı 2020 sonu için projeksiyonumuz iç piyasada 60 milyar liralık satış, ihracat tarafında ise 4,5 milyar dolarlık ekonomik büyüklüktü. Ocak ve şubat aylarını ihracat tarafında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15’lik büyüme ile tamamladık. Mobilyada KDV indiriminin sürekli hale getirilmesi de yılın devamı için çok daha pozitif tablolar taşıyordu. Fakat salgın, stratejilerimizi yeniden oluşturmamıza neden oldu. Haziran itibariyle başlayan normalleşme ve mobilya almak isteyenleri finansal açıdan destekleyecek kredi paketleri hane halkının ertelediği ihtiyaçlarını hızla hayata geçirmesine neden olacak. Bu anlamıyla mobilyada ikinci yarı dönemde daha hareketli bir süreç bekliyoruz; üreticilerimiz çalışmalarıyla, indirimleriyle, kampanyalarıyla sürece iyi hazırlandılar” diye konuştu. 

 

Xiaomi 28 Aralık 2020 tarihinde Çin’in Bejing kentinde, en son amiral gemisi akıllı telefonlarının yanı sıra MIUI 12.5 adlı özel arayüzünün en son sürümünü tanıttığı büyük bir etkinlik gerçekleştirmişti.

Bu haberimizde MIUI 12 ‘nin devamı niteliğinde olan MIUI 12 .5 ‘i mercek altına alıyoruz. Bu yeni yazılım güncellemesi büyük gizlilik iyileştirmeleri, optimize edilmiş uygulama işleme ve bildirim alma, bağlı Windows cihazlarında zahmetsizce bazı işler yapma yeteneği ile birlikte gelecek.MIUI 12.5

Xiaomi, yeni güncellemenin adının kulağa küçük bir şey gibi geldiğini söylüyor. Bu gerçek gibi gözükmüyor ve aslında ileriye doğru büyük bir adım ve 2021’de telefonlarına güç veren şey olacak. Şirket neden 13 adı ile devam etmediği konusunda karar verdiğini açıklamadı, ancak tahminimize göre işin ucunda bazı batıl inançlar var.

Yeni MIUI 12 .5 ile estetik ve görsel tasarım daha da iyileştirilmiş olarak gözüküyor. Sahnedeki şirket yöneticisi arayüzü iOS ile karşılaştırdı ve geçiş efektlerinin hemen hemen aynı olduğunu söyledi. Xiaomi ayrıca Apple, Huawei, Oppo, vivo ve Meizu ile karşılaştırıldığında en az sistem uygulaması getiren şirket olmakla övünüyor.MIUI 12.5

Yine şirket yetkilisinin söylediklerine göre çekirdek yapının yeniden yazıldığı için eski sürüme göre MI UI 12.5 yüzde ​​20 daha az bellek ve yüzde 25 daha az güç kullanıyor ve arka plan bellek kullanımı ortalama yüzde 35 azalmış durumda. Yeni yazılım güncellemesi ile Xiaomi telefon sahibi kullanıcılar ayarlar, kamera ve telefon görüşmeleri için yalnızca bir avuç önceden yüklenmiş uygulama ile karşılaşacaklar. Artık yeni Bloatware ile Xiaomi telefonlara başka bir uygulama yüklü gelmeyecek.

MIUI 12.5 ‘de tıpkı MI UI 11 ve MI UI 12 ‘de olduğu gibi, yeni bir dinamik duvar kağıdımız daha var. Bu sefer Sichuan, Çin’deki Four Sisters Dağı’nın en yüksek zirvesi ve etrafınızdaki gerçek hava durumuna göre gerçek hayata adapte oluyor. Manzaralarda ve seslerde de daha fazla özelleştirme var. Birden çok bildirim, dünyanın çeşitli yerlerinden esinlenerek dört farklı tonda gelecek.

Yeni MI UI 12 .5 ile güvenlik konusunda da geliştirmeler yapılmış. Uygulamaların konumunuza, özel verilerinize, panoya erişimini engellemenize izin verecek ve şifreleri veya diğer hassas bilgileri kaydetmeyecek.

Şimdilik çin ile sınırlı olacak ilk kapalı beta için bir düzineden fazla akıllı telefon uygun bulunmuş durumda. Tüm Mi 10 cihazlarının yanı sıra Redmi K30 ve hatta bazı Redmi Note 7 sürümleri ve Xiaomi Mi 9 serisi gibi 2019’un başından itibaren piyasaya sunulan bazı telefonlar MI UI 12 .5 kapalı beta sürümünü alabilecek.

İlgili haberler

>> MIUI 12.5 Güncellemesi Alacak Xiaomi Telefonlar Tam Liste!

>> MIUI 12.5 güncellemesi sürpriz bir şekilde ortaya çıktı

Red Hat Türkiye Genel Müdürü Haluk Tekin ile 5G ve Açık Kaynak konusunda keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Bakın Red Hat neler neler yapmayı planlıyor..

5G gelişmiş tüm uygulamaları ve hizmetleri kullanıcıya ulaştıran temel mimari olacak. Büyük bir kısmının açık kaynaktan güç aldığı 5G, son kullanıcıların da faydalanacağı yaygın bir teknoloji haline gelecek.

Telekomünikasyon sağlayıcıları ya da kısaca telkolar, 5G’yi sınır bilişimle birlikte kullanarak müşterilerine daha iyi bir deneyim sunabiliyor. Ayrıca daha esnek, çevik ve dayanıklı bir ağ sayesinde önemli miktarda veri üreten ve tüketen uygulamaların da ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. 5G’nin gerçekten yeni nesil bir teknoloji olabilmesi için sınır bilişimin sunduğu yerelleştirilmiş kaynaklara sahip olması gerekiyor.

Red Hat teknolojilerini tercih eden telko müşterileri, Red Hat OpenShift ve Red Hat OpenStack Platform veya OpenShift Virtualization sayesinde konteynerleştirilmiş ve sanallaştırılmış ağ özelliklerini (NFV) kullanabiliyor. Bulut yerlisi iş yüklerinin sağlık durumunu Kubernetes ile yönetirken, geleneksel ağ altyapısını ve fonksiyonlarını da Red Hat Ansible Automation Platform sayesinde otomatikleştirebiliyor.

5G ile ilgili güncel çalışmalarımıza örnek olarak Verizon ile gerçekleştirdiğimiz çalışmadan bahsetmek isterim. Verizon’un modern ağ operasyonlarının özü olan 5G çekirdeği, sektörün lider kurumsal Kubernetes platformu olan Red Hat OpenShift’in temeli üzerine inşa ediliyor. OpenShift, Verizon’un karmaşıklığı artırmadan 5G’yi ve sınır bilişim inovasyonunu geliştirmesine yardımcı olan konteynerli bir altyapı sağlıyor.

Kullanıcılara daha yakın olan sınır bilişim sayesinde Verizon, işlem gücünü ve 5G çekirdeğini veri merkezinin ötesine taşıyarak yenilikçi uygulamaların amaçlanan deneyimi sunmasını mümkün kılıyor. Aynı zamanda gelişmiş analitik, yapay zeka/öğrenen makineler (AI/ML), artırılmış gerçeklik ve daha fazlası dahil olmak üzere yeni müşteri etkileşimi fırsatlarını gerçeğe çevirebilecek gelişmekte olan yeni iş yüklerine de alan açıyor.

Büyük bir kısmının açık kaynaktan güç aldığı 5G ve 5G ile birlikte kullanımı ciddi ölçüde artacak yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (ML) gibi gelişmekte olan teknolojiler, geleceğin belirleyici unsurları arasına adlarını yazdırdı bile.

Bu teknolojiler, bugünkü hayatımızda temas ettiğimiz her alana etki edecek. Gelişmiş mobil bağlantı hızı, kurumsal sınır bulut hizmetleri, nesnelerin interneti, sıfıra yakın bekleme süresi, telefon üzerinden tedavi, kişiselleştirilmiş robot, zenginleştirilmiş gerçeklik, sanal gerçeklik hizmetleri gibi avantajlarıyla bugün belki de hayalini bile kuramayacağımız şekilde hayatımızı değiştireceğini düşünüyorum.

2021 için öncelikli hedeflerimiz yerel yatırımlarımızı, ülkemizdeki varlığımızı ve ülkemize sunduğumuz katkıları güçlendirme başlıkları altında şekilleniyor diyebilirim.

Bu yıl Türkiye’deki iş ortaklarımıza yaptığımız yatırımların sayısını, miktarını ve iş ortaklarımızın uzmanlık alanlarını daha da artıracağız. Aynı zamanda iş ortaklarımızın ve çalışanlarının sayısını artıracak adımlar da atacağız.

Çünkü son yıllarda büyük bir popülerlik kazanan açık kaynak, dünyaya ve yaşamlara yön veren inovasyonların arkasındaki güç olarak geleceği bugünden şekillendiren teknolojilerde çok önemli bir paya sahip. Şirketler de doğal olarak bu inovasyon potansiyelinden avantaj yaratabilmek için açık kaynak teknolojileriyle yaptığı proje sayısını artırıyor. Bu noktada mutlaka yerel iş ortaklarımızdan destek almaya devam edeceğiz.

Bunun yanında her sektörde referans müşteri edinmeyi de hedeflerimize ekledik. Ülkemizdeki önemli markalarla tüm dünyaya duyurabileceğimiz öncü projeler ve uygulamalar geliştirmek için çalışıyoruz.

Tüm bu hedeflerimiz sayesinde ülkemizdeki iş ortaklarını, müşterileri ve ekibimizi kapsayan bir strateji oluşturuyoruz.

Kurumların çalışma şeklini neredeyse tamamen değiştiren hibrit bulut altyapısında açık kaynağın çok büyük bir rolü var. Dünyanın öncü konteyner platformu ve birçok büyük şirketin tercihi olan Kubernetes de yine gücünü açık kaynak topluluğundan alıyor. Sektörün öncü Kubernetes platformu olan Red Hat OpenShift ise iş süreçlerinde göz ardı edilemeyecek kadar önemli faydalar sunan yapay zeka (AI) ve öğrenen makineler (ML) teknolojilerinin iş akışlarına hız katıyor. Bugün Türkiye’de Turkcell dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki birçok lider şirket Red Hat OpenShift’i tercih ediyor.

Yıllardır teknoloji dünyasının yakından takip ettiği ve hem kurumsal hem de bireysel hayatı eskisinden çok daha farklı hale getirecek 5G’nin de temelinde yine açık kaynak teknolojileri yatıyor. Red Hat olarak 5G teknolojisinde kilit bir konumda yer alan sınır bilişim alanında önemli adımlar atıyoruz. Teknolojiler insanların hayatlarını kolaylaştırmak için geliştiriliyor. Dolayısıyla geleceğin teknolojilerini bize bugünden sunan açık kaynak dünyası da doğrudan veya dolaylı olarak herkesin gündelik hayatına olumlu katkılar sağlıyor.Red Hat Haluk Tekin 5G

Dijitalleşme her alanda hızlanıyor ve dünyada buna yönelik çok ciddi bir iş açığı oluştu. Beyin göçü sadece bizde değil, tüm dünyada ciddi bir problem. Teknolojiyi geliştiren ülkeler bu kısıtlı insan kaynaklarını iyi şartlarla, günümüzün uzaktan çalışma modasının da avantajıyla kendilerine çekmeye başladı. Pek çok popüler konu var ama yazılım geliştirme alanına ilgisi olan gençlere hepsinden önce Python, Go, Java ve JavaScript programlama dillerini öğrenmelerini öneriyorum.

Bu sayede pek çok ileri teknolojinin altyapısını öğrenmek için de bir adım atmış olacaklar. Sistem yöneticiliği konusunda kendini geliştirmek isteyenler muhakkak Linux ve arkasından da günümüzün popüler açık kaynak konteyner orkestrasyon aracı Kubernetes’e eğilmeli. Bir yandan güvenlik açıkları ve buna yönelik yetişmiş eleman ihtiyacı da büyük bir hızla büyüyor, dolayısıyla burası bir diğer ilgi çekici alan. Teknoloji ne kadar hızlı ilerlerse güvenlik o kadar büyük bir problem olacak. Daha ileri noktada ise AI/ML ve veri bilimi konuları yoğun eleman açığı olan diğer konular. Bu konuları bilenler şu an piyasada çok daha rahat iş bulabiliyor.

Popular Articles

Latest Articles