G­o­o­g­l­e­,­ ­A­B­D­ ­Y­ü­k­s­e­k­ ­M­a­h­k­e­m­e­s­i­ ­d­a­v­a­s­ı­n­ı­n­ ­i­n­t­e­r­n­e­t­i­ ­k­ö­k­t­e­n­ ­d­e­ğ­i­ş­t­i­r­e­b­i­l­e­c­e­ğ­i­n­i­ ­d­ü­ş­ü­n­ü­y­o­r­

G­o­o­g­l­e­,­ ­A­B­D­ ­Y­ü­k­s­e­k­ ­M­a­h­k­e­m­e­s­i­ ­d­a­v­a­s­ı­n­ı­n­ ­i­n­t­e­r­n­e­t­i­ ­k­ö­k­t­e­n­ ­d­e­ğ­i­ş­t­i­r­e­b­i­l­e­c­e­ğ­i­n­i­ ­d­ü­ş­ü­n­ü­y­o­r­

Google, devam etmekte olan bir Yüksek Mahkeme (SC) davasında aleyhine verilecek bir kararın, yapay zeka (AI) içeren içerik denetleme kararlarıyla ilgili davalara karşı önemli bir korumayı kaldırarak tüm interneti riske atabileceği konusunda uyardı.

1996 İletişim Ahlakı Yasasının 230. Bölümü (yeni sekmede açılır) şu anda şirketlerin platformlarındaki içeriği nasıl denetlediği konusunda kapsamlı bir ‘sorumluluk kalkanı’ sunuyor.

Ancak, tarafından bildirildiği gibi CNN (yeni sekmede açılır)Google şöyle yazdı: yasal dosyalama (yeni sekmede açılır) YouTube’un kullanıcılara IŞİD yanlısı içerik öneren algoritmaları etrafında dönen Gonzalez – Google davasında YK davacının lehine karar verirse, internet tehlikeli, saldırgan ve aşırılık yanlısı içerikle dolup taşabilir.

Neredeyse 27 yıllık bir yasanın parçası olmak, zaten ABD Başkanı Joe Biden tarafından reform hedefi (yeni sekmede açılır)Bölüm 230, yapay zekalı algoritmalar gibi modern gelişmeleri yasalaştıracak donanıma sahip değildir ve sorunlar burada başlar.

Google’ın argümanının özü, internetin 1996’dan beri o kadar büyüdüğü ve yapay zekayı içerik denetleme çözümlerine dahil etmenin bir zorunluluk haline geldiğidir. Dosyada, “Kullanıcılar içeriği kendileri sıralamak zorunda kalsaydı, neredeyse hiçbir modern web sitesi çalışmazdı” dedi.

“Bol içerik”, teknoloji şirketlerinin arama motoru sonuçlarından uçuş anlaşmalarına ve istihdam web sitelerindeki iş tavsiyelerine kadar kullanıcılara yönetilebilir bir şekilde sunmak için algoritmalar kullanması gerektiği anlamına gelir.

Google ayrıca, mevcut yasalara göre, teknoloji şirketlerinin platformlarını denetlemeyi reddetmesinin sorumluluktan kaçınmak için tamamen yasal bir yol olduğunu, ancak bunun interneti “sanal bir çöplük” olma riskine soktuğunu da belirtti.

Teknoloji devi ayrıca, YouTube’un topluluk yönergelerinin terörizmi, yetişkinlere yönelik içeriği, şiddeti ve “diğer tehlikeli veya rahatsız edici içeriği” açıkça reddettiğini ve yasaklanmış içeriği önleyici olarak engellemek için algoritmalarını sürekli olarak değiştirdiğini belirtti.

Ayrıca, YouTube’un “Şiddet İçeren Aşırıcılık politikasını” ihlal eden videoların “yaklaşık” %95’inin 2022’nin 2. Çeyreğinde otomatik olarak tespit edildiğini iddia etti.

Bununla birlikte, davadaki dilekçe sahipleri, YouTube’un IŞİD ile ilgili tüm içeriği kaldırmayı başaramadığını ve bunu yaparak “IŞİD’in yükselişine” yardımcı olduğunu iddia ediyor.

Google, bu noktada kendisini herhangi bir sorumluluktan uzaklaştırmak amacıyla, YouTube’un algoritmalarının, bir içerik ile bir kullanıcının zaten ilgilendiği içerik arasındaki benzerliklere dayalı olarak kullanıcılara içerik önerdiğini söyleyerek yanıt verdi.

Bu karmaşık bir durum ve internetin manuel denetim için çok büyüdüğü fikrine katılmak kolay olsa da, şirketlerin otomatik çözümleri yetersiz kaldığında sorumlu tutulmaları gerektiğini önermek de bir o kadar ikna edici.

Sonuçta, teknoloji devleri bile web sitelerinde ne olduğunu garanti edemiyorsa, filtre kullanıcıları ve ebeveyn Denetimleri rahatsız edici içeriği engellemek için etkili önlemler aldıklarından emin olamazlar.



işletim-sistemi-1

Popular Articles

Latest Articles