A­f­r­i­k­a­’­n­ı­n­ ­E­n­ ­G­ü­v­e­n­l­i­ ­Ü­l­k­e­l­e­r­i­n­d­e­n­ ­B­i­r­i­ ­O­l­a­r­a­k­ ­S­a­y­ı­l­a­n­ ­G­a­n­a­ ­H­a­k­k­ı­n­d­a­ ­1­1­ ­İ­l­g­i­n­ç­ ­B­i­l­g­i­ ­(­İ­s­m­i­n­i­n­ ­A­n­l­a­m­ı­ ­E­p­e­y­ ­Ş­a­ş­a­l­ı­!­)­

Batı Afrika'nın incisi Gana; zengin tarihi, canlı kültürü ve sıcakkanlı insanları ile dünyanın en çekici ülkelerinden biri. Altın Sahil olarak da bilinen bu ülke; tarihî zenginlikleri, doğal güzellikleri ve modern gelişmeleriyle her ziyaretçiyi kendine hayran bırakıyor. "Gana'nın dini nedir, güvenli mi, başkenti neresidir?" gibi sorular, bu ülke hakkında en çok merak edilenler arasında yer alıyor.

Gana, sadece coğrafi güzellikleriyle değil aynı zamanda zengin kültürel mirası ve ilginç gelenekleriyle de dikkat çekiyor. Gelin, hep birlikte "Gana'da yaşam nasıl, Gana nasıl bir ülke ve ekonomisi nasıl?" gibi sorulara cevap bulalım.

Ülke, 6 Mart 1957'de Gana'nın ilk devlet başkanı Kwame Nkrumah önderliğinde bağımsızlığını kazanana kadar İngiliz sömürgesi altındaydı. Gana'nın bağımsızlığı, Afrika tarihinde önemli bir dönüm noktasıydı çünkü diğer Afrika ülkelerine de sömürgeci güçlere karşı bağımsızlık mücadelesi vermeleri için ilham kaynağı olmuştu.

Bu olay; Afrika'da özgürlük, umut ve haysiyet ruhu ile karakterize edilen yeni bir dönemin doğuşuna işaret etmişti.

"Gana" ismi, ülkenin 1957 yılında bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte 6. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar Batı Afrika'da varlığını sürdüren antik Gana İmparatorluğu'ndan esinlenilerek benimsenmiş. Gana İmparatorluğu, Kuzey Afrika ve Akdeniz dünyasıyla olan güçlü askerî ve ticari ilişkileriyle biliniyordu.

Gana adı, ülkenin zengin tarihini ve kültürel mirasını yansıtıyor ve halkına geçmişteki ihtişamını ve başarılarını hatırlatıyor.

Başkenti Accra olan Gana, her biri kendine özgü kültürel uygulamalara ve geleneklere sahip çeşitli etnik gruplara ev sahipliği yapmakta. Örneğin müziği; canlı ritimleri, perküsyonları ve gospel'den reggae'ye uzanan vokalleriyle tanınıyor.

Gana dansı; renkli kostümleri, enerjik hareketleri ve toplumun değerlerini ve inançlarını ifade eden sembolik jestleri ile karakterize ediliyor. Gana sanatı da günlük yaşam, doğa ve maneviyat temalarını tasvir eden cesur ve canlı renkleriyle biliniyor.

Her tarafı doğal güzelliklerle kaplı ülke; batıda Fildişi Sahili, kuzeyde Burkina Faso, doğuda Togo ve güneyde Atlas Okyanusu ile sınırlanan Gine Körfezi'nde yer alıyor.

Eğer tropikal iklim seviyorsanız bu ülke tam da size göre diyebiliriz çünkü Gana, sıcaklıkların 21 ila 32 santigrat derece arasında değiştiği tropikal bir iklime ve iki yağmurlu mevsime sahip.

Gana'nın coğrafyası, zengin bir flora ve fauna çeşitliliğini destekleyen bir dizi ekosistemle çeşitlilik gösteriyor. Güneydeki tropikal yağmur ormanları, kuzeydeki savan otlakları ve Atlantik kıyısı boyunca uzanan kıyı sulak alanları dahil olmak üzere altı ana bitki örtüsü bölgesine sahip.

Gana'nın vahşi yaşamı da en az kendisi kadar renkli. Ülke; fillere, antiloplara, babunlara, maymunlara, timsahlara ve çok sayıda kuş türüne sahip.

Gana; millî parkları, vahşi yaşam ve orman rezervleri için ülkede yüzölçümünün yaklaşık yüzde 16'sını kapsayan çok sayıda koruma alanını bulunduruyor. Kakum Ulusal Parkı birçok kuş türüne, maymunlara ve diğer yaban hayatına ev sahipliği yapan tropikal bir yağmur ormanı rezervi olarak biliniyor.

Yani anlayacağınız, bu zengin ülke sadece çeşitli etnik grupları değil aynı zamanda pek çok hayvan türünü de benimsemiş durumda.

Fildişi Sahili'nden sonra dünyanın en büyük kakao üreticilerinden biri olarak bilinen Gana, ülkenin toplam ihracat gelirlerinin yaklaşık yüzde 25'ini oluşturuyor. Yani bayramlarda ve kahvaltıda tükettiğimiz o leziz çikolataların ev sahipliğini Gana yapıyor.

Gana kakaosu, küçük aile çiftliklerinde kakao yetiştiren küçük çiftçiler tarafından üretilen yüksek kalitesi ve farklı aromasıyla pek çok ülkenin vazgeçilmez uğrak noktası olmayı başarıyor.

Son zamanlarda Gana, günde 200.000 varil petrol üretimiyle denizlerinin altında saklı zenginlikleri keşfetmiş ve petrol ve gaz sektöründe adını duyurmuş bir ülke oldu.

Madenler, Gana ekonomisi adına ciddi bir ivme kazandırdı fakat bu parlak madalyonun diğer yüzünde doğanın korunması ve bu servetin her Ganalının hayatına dokunacak şekilde adil bir biçimde paylaşılması gerektiği gerçeği yatıyor.

Gana; dilin renkleriyle, geleneklerin dokusuyla ve inançların derinliğiyle her bir köşesinde farklı bir dünya barındıran çok kültürlü bir cümbüş sunuyor. Topraklarında birbirinden farklı geleneklere, öykülere ve ritüellere sahip 100'den fazla etnik grup, Gana çatısı altında birleşiyor.

Bir yandan Hristiyanlık çanlarını dinlerken İslam'ın ezan seslerini de duymanız bir hâyli olası. Anlayacağınız, dini epey karışık.

İngilizce resmî dili olmasına rağmen Gana'da konuşulan üç büyük dil daha var: Ewe, Ga ve Dagbani. Ewe, çoğunlukla Gana'nın doğu bölgelerinde bulunan Ewe halkı; Ga, Büyük Akra bölgesinde bulunan Ga halkı; Dagbani ise kuzey bölgelerinde bulunan halk tarafından konuşulan Gur dili olarak biliniyor.

Gana, genellikle Afrika'nın en güvenli ve istikrarlı ülkelerinden biri olarak kabul ediliyor. Ülkenin güçlü demokratik yapıya sahip olması; siyasi istikrarı ve halkın genelde barışçıl doğası, Gana'yı diğer birçok Afrika ülkesine kıyasla güvenli yapıyor.

Elbette diğer tüm ülkeler gibi Gana'da da ziyaretçilerin güvenliğine dikkat etmeleri, yerel yasaları saygıyla takip etmeleri ve seyahatleri sırasında sağduyulu davranmaları önemli çünkü şehirlerde küçük suçlar ve dolandırıcılık gibi olaylar olabilir. Ziyaretçilerin yorumlarına göre Gana; misafirperver insanları, dostane davranışlarıyla ön plana çıkıyor.