Hollywood’un en saygın yönetmenlerinden Martin Scorsese, 10 yıldan bu yana üzerinde çalıştığı The Irishman’i nihayet seyircilerle buluşturdu. Fakat alıştığımız gibi sinemada değil, Netflix’te.
Dünyanın dört bir yanından milyonlarca kullanıcıya ev sahipliği yapan platform, orijinal programlarına her yıl milyonlarca dolar harcıyor. Daha önce küçük ve orta ölçekte birçok Netflix filmi izlemiştik; ancak hem bütçesi (159 milyon dolar), hem yönetmeni hem de oyuncu kadrosu ile bu denli dev bir yapımı Netflix’te izlemek, hem sinema sektörü hem de biz izleyiciler için oldukça şaşırtıcı olsa gerek.
Al Pacino, Robert De Niro ve Joe Pesci de dahil olmak üzere pek çok başarılı ismi bir araya getiren The Irishman, şu ana kadar eleştirmenlerden ve izleyicilerden tam not aldı. 3,5 saatlik süresiyle dört bölümlük bir mini dizi tadında olan film, bu yılki Oscar koşusunun en büyük favorilerinden biri konumunda.
Altın Küre’de beş farklı dalda aday gösterilen The Irishman’i şu ana kadar yaklaşık 27 milyon Netflix hesabı izledi. Bununla birlikte tek bir hesabın genellikle birden fazla insan tarafından kullanıldığını hesaba kattığımızda, izleyici sayısı daha da artacaktır.
Paylaşılan verilere göre Netflix kullanıcılarının yüzde 40’ı, platformdaki içerikleri dizüstü bilgisayarlarından izlerken, yüzde 25’i televizyonlarından izliyor. Akıllı telefon ve tablette seyredenlerin oranı ise sırasıyla yüzde 30 ve yüzde 5; ancak son altı aydaki veriler, Netflix kullanıcılarının sadece yüzde 10'unun Netflix içeriklerini akıllı telefonlarından izlediklerini ve ezici bir şekilde yüzde 70'inin ise bu deneyimi televizyonlarda yaşadıklarını gösteriyor.
Bu verileri sizlere aktarmamın nedeni, Scorsese’nin The Irishman’in akıllı telefon ve tablet gibi küçük ekranlarda izlenmemesi gerektiğini söylemesi. Fakat birçok insan, ünlü yönetmenin bunu Netflix için bir film yapmadan evvel düşünmesi gerektiğini belirtti. İşin doğrusu bu düşüncenin pek de yanlış olmadığı ortada.
Netflix’in 3,5 Saatlik Filmi The Irishman'in, İlk 5 Günde Yakaladığı Muazzam İzlenme Başarısı
İster video ister müzik odaklı olsun tüm akış platformlarını akıllı telefonlar üzerinden kullanabilmek, erişilebilirlik ve hız anlamda müthiş bir kolaylık sağlıyor. Fakat bu durum, sinemanın geleceği açısından çok büyük kırılmaya işaret ediyor. Belki de akıllı telefonlar yakında varsayılan sinema deneyimi olabilir. Nitekim yıldan yıla azalan sinema izleyicisi sayısı, streaming yayın platformlarının sinema üzerindeki etkisini net bir şekilde gösteriyor. Şüphesiz ki insanların çoğunluğu hala büyük ekranlarda film izlemeyi tercih ediyor; ancak sahip oldukları avantajlar sebebiyle gelecek akıllı telefonların olabilir.