A­k­s­i­y­o­n­ ­D­o­l­u­ ­S­a­h­n­e­l­e­r­i­y­l­e­ ­H­a­t­ı­r­l­a­d­ı­ğ­ı­m­ı­z­ ­J­o­h­n­ ­T­r­a­v­o­l­t­a­’­n­ı­n­ ­Y­e­r­ ­A­l­d­ı­ğ­ı­ ­E­n­ ­İ­y­i­ ­1­1­ ­F­i­l­m­

A­k­s­i­y­o­n­ ­D­o­l­u­ ­S­a­h­n­e­l­e­r­i­y­l­e­ ­H­a­t­ı­r­l­a­d­ı­ğ­ı­m­ı­z­ ­J­o­h­n­ ­T­r­a­v­o­l­t­a­’­n­ı­n­ ­Y­e­r­ ­A­l­d­ı­ğ­ı­ ­E­n­ ­İ­y­i­ ­1­1­ ­F­i­l­m­

Tam adıyla John Joseph Travolta, 18 Şubat 1954 tarihinde ABD’nin New Jersey eyaletinde dünyaya geldi. Kısa bir Amerikan futbolu kariyerinin ardından genç yaşta sinema dünyasına adım attı. Art arda rol aldığı önemli film ve dizilerle beraber 1970’li yıllarda John Travolta adı parlayan yıldızların arasında yazıldı. Hatta bu dönemde En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar ödülüne aday gösterilen en genç isim oldu.

1980’li yıllarda John Travolta piyasadan silinecek gibi olduysa da 1990’lı yıllarda hızlı bir geri dönüş yakaladı. Elbette bu dönemde yıldızını parlatan yapım Pulp Fiction oldu. Adını sık sık Scientology Kilisesi ile birlikte de duyduğumuz John Travolta’nın rol aldığı IMDb puanlarına göre en iyi filmlere gelin yakından bakalım ve kısaca izleyiciye sundukları hikayeleri görelim. 

John Travolta

Marvel dünyasının en eli kanlı kahramanlarından bir tanesi olan Punisher ilk kez 1989 yılında sinemaya uyarlandı ama pek beğenilmeyince 2004 yılında yeni bir solo filmi çekildi. Hikayesini herkes az çok bildiği için detaylara pek girmeye gerek yok ama 2017 yapımı dizisi ile karşılaştırınca biraz soluk kalabileceğini söyleyebiliriz. Yine de bu oyuncu kadrosu ile böyle bir hikaye kaçmaz. 

Küçük bir kasabaya içme suyu sağlamakla görevli olan bir şirket, aslında insanları zehirliyordur. Pek çok çocuk lösemi nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Bu güçlü şirket karşısında çaresiz kalan kasaba halkı Jan Schlichtmann isimli girdiği her davayı kazanan bir avukatı kendi yanlarına çekmeyi başarırlar. Fakat bir sorun vardır, hukuk her zaman haklı olandan yana değildir. 

Demokrat bir politikacı olan Jack Stanton, seçimlerin olacağı haberini alınca hemen kollarını sıvar ve partisinin başkan adayı olmak için yarışa katılır. Elbette ABD için seçim demek korkunç bir yarış demektir. Böyle bir durumda bile en büyük destekçisi olan eşi giderek Jack Stanton’dan uzaklaşmaya başlar çünkü ona yeterince vakit ayırmaz. Karakterimiz artık tek bir yarışta birinci gelmeye çalışmayacaktır. 

Hairspray filminde karakterimiz fazla kilolu bir genç kız. Bu genç kızımız bir dans yarışmasının hayranıdır ve hayali bir gün bu tüm bölümlerini kaçırmadan izlediği yarışmaya katılmaktır. Bir gün bu hayali gerçekleşir ve yarışmaya katılmaya hak kazanır. Fakat bu yarışta önüne geçmeye çalıştığı rakipleri değil, şişman olduğu için ona karşı olan önyargılardır. 

John Travolta’nın  En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar adayı gösterildiği Saturday Night Fever filmi, müzikal dünyasının gerçek efsaneleri arasındadır. Genç bir adam olan Tony’nin en büyük tutkusu dans etmektir. Bir gün dans pistinde Stephanie adlı bir kızla tanışır ve partner olurlar. İşte bu noktadan sonra Tony için hayat bir daha asla eskisi gibi olmayacaktır. 

Genç ve hırslı bir gangster olan karakterimiz, birlikte çalıştığı mafya ölünce rakip mafya için çalışmaya başlar. İlk işi ise bir tahsilattır. Ancak adam uçak kazasında ölmüştür. Neyse ki adamın eşine uçak firması epey yüklü bir tazminat ödeyecektir. Karakterimiz tam bu tazminat için kadının evine gittiği sırada öğrenir ki borçlu adam aslında yaşıyor ve Las Vegas’ta keyif çatıyor. Tabii bu keyif fazla uzun sürmeyecektir. 

Annesinin ölüm haberini alan karakterimiz hemen yola çıkar ve doğduğu yer olan New Orleans’a gelir. Burada ilginç bir manzara ile karşılaşır, annesinin aslında iki tane de ev arkadaşı vardır. Aralarında rahatsız edici bir gerginlikle aynı çatı altında kalmak zorunda olan üçlü, birbirini tanıdıkça aslında pek çok ortak noktaları olduğunu öğrenirler. Hatta tüm bunlar bir romana konu olacaktır. 

Tutkulu bir yaz aşkı geçiren Danny ve Sandy, yaz bitince ayrılır ve okullarına dönerler. Danny, deri ceketli çetesinin lideridir ve devamlı yaz aşkını anlatmaktadır. İlginç olan ise Sandy de bir çeteye üyedir. Üstelik bu çete, Danny’nin çetesinin düşmanıdır. Yani bir tür modern Romeo ve Juliet hikayesi diyebiliriz. 

Başarılı bir FBI ajanı olan Sean Archer, oğlunun da katili olduğundan şüphelendiği Castor Troy’un peşindeyken onun korkunç bir bomba yaptığını öğrenir. Ne kadar uğraşsa da Castor’un kardeşi Pollux’tan bilgi alamayınca yüzünü değiştirmeye karar verir. İşte bu noktadan sonra işler epey karmaşık bir hale gelecektir.  

B filmler için ses kaydederek geçimini sağlayan bir teknisyen olarak karakterimiz bir gün sıra dışı bir ses duyar ve kaydetmeye başlar. Sesi dinledikçe yeni bilgiler öğrenmeye başlayan karakterimiz bu işin peşine düşmeye karar verir. Kendini içinde bulduğu garip komplodan çıkmak ise hiç de kolay olmayacaktır. 

Amerikan sinemasının en sıra dışı yönetmenlerinden olan Quentin Tarantino imzalı Pulp Fiction, 7 dalda Oscar ödülüne aday gösterilmiş ve En İyi Senaryo dalında Oscar ödülü kazanmıştır. Aynı zamanda Cannes Film Festivali’nde de Altın Palmiye Ödülü kazanan filmi henüz izlemediyseniz çok şey kaçırdınız demektir. 

1989 yapımı Look Who's Talking ile başlayan, 1990 yapımı Look Who's Talking Too ile devam eden ve 1993 yapımı Look Who's Talking Now ile noktalanan Bak Şu Konuşana serisi bekar bir annenin hem iyi bir eş hem de iyi bir baba aramasıyla başlıyor. Seriyi ilginç yapan ise hikayemizi bebeğin gözünden izliyoruz. Evet, bebek konuşuyor; hem de neler neler söylüyor.

Aksiyon filmlerinin sevilen oyuncusu John Travolta’nın rol aldığı IMDb puanlarına göre en iyi filmlerden bazılarını listeledik. Elbette bu liste çok daha uzun olabilirdi. Listemizde olmasını istediğiniz John Travolta filmlerini yorumlarda paylaşabilirsiniz.  

Popular Articles

Latest Articles