Nasıl ki Yeşilçam dediğimiz zamanlar o dönemki Türk sinemasından bazı önemli filmler hatırlıyoruz, 2000’lı yılların Türk sineması dediğimiz zaman ise yönetmen ve senarist Çağan Irmak aklımıza geliyor. 1970 doğumlu olan Çağan Irmak, hem dizi hem de sinema sektörümüze attığı önemli imzalar sayesinde şüphesiz tüm izleyenlerin kalbine dokunmuş isimlerden biridir.
Çağan Irmak uzun yıllar dizi yönetmenliği yapmış ve hala yapmakta olsa da onun izleyicilerin gönlünde yer tutmasını sağlayan yaptığı sinema filmleri olmuştur. Bu filmler bazen hem sinema yazarları hem de izleyici tarafından eleştirilse bile kabul etmeliyiz ki Türk seyircisinin kalbine dokunmayı başarmıştır. Mutlaka izlemeniz gereken bazı Çağan Irmak filmlerini listeledik ve kısaca anlattıkları hikayeden bahsettik.
Mustafa kendi halinde, sıradan bir insandır. İyi bir işi, iyi bir eşi, tatlı bir çocuğu; kısaca oldukça mutlu bir hayatı vardır. Derken karısı bir gün trafik kazasında hayatını kaybeder, yanında ise Mustafa’nın daha önce hiç duymadığı Fikret isimli biri vardır. Hayatını berbat eden bu olayı aydınlatmak için Fikret’i kaçıran Mustafa, aslında hayatının hiç de dışarıdan göründüğü kadar toz pembe olmadığını öğrenecektir.
Vizyonda olduğu dönem neredeyse herkes tarafından izlenmeyi başaran Babam ve Oğlum filmi, ülkemizin kanayan yaralarından biri olan 12 Eylül darbesi etrafında yaşanan bir aile dramını anlatıyor. Babasına ve kasabasına küserek yıllar önce büyük şehre giden Sadık, yıllar sonra yanında oğlu Deniz ile birlikte kasabasına döner. Her şey bıraktığı gibi duruyor görünse de aslında aradan geçen yıllar herkeste kapanması zor yaralar açmıştır.
Türk sinemasının modern döneminde ender görülen fantastik hikayelerden birine sahip olan Ulak filmi; zamanın olmadığı, nerede olduğunu kimsenin bilmediği bir köyde, bir masal diyarında geçmektedir. Bir gün köye gelen bir ulağın anlattığı hikayeler, köyün çocuklarını büyülese de büyükleri rahatsız edecektir. Bu rahatsızlık ise izleyenleri ürperten bir gizemli sis perdesi yaratacaktır.
Film müzikleri sayesinde pek çok unutulmaz şarkıyı yeniden popüler kültüre kazandırmış olan Issız Adam filmi, birbirlerine tamamen zıt iki farklı karakter olan Ada ve Alper’in bir tesadüf sonucu tanışarak yaşadıkları aşk hikayesini anlatıyor. Sosyopatlık seviyesinde sorunları olan ve aşkı hiç tatmamış Alper ile tam bir sosyal kelebek olan Ada arasında yaşananlar rahatsız edici olduğu kadar romantik bir öykü de sunuyor.
Yönetmenin az bilinen filmlerinden biri olan Karanlıktakiler, otuzlu yaşlarında bir adam ile artık yaşlanmış olan annesi arasındaki garip ilişkiyi konu alıyor. Artık bir yetişkin olan ama annesiyle yaşamaya devam eden Egemen, annesinin kedisine saplantılı bir şekilde bağlı olmasından rahatsız olsa da kaçıp gidebileceği tek yer iş yeridir. İş yeri ise onun için aynı zamanda aşık olduğu patronunu görme vesilesi olur.
Babam ve Oğlum filmindeki drama benzer bir öykü yaratan Çağan Irmak, Dedemin İnsanları filminde Ege’de küçük bir kasabada yaşayan Girit göçmeni bir ailenin hikayesini anlatıyor. Bu ailenin en küçüğü olan 10 yaşındaki Ozan, arkadaşlarının yaftalamalarına üzülerek dedesi ile konuşmaya başladığı zaman aslında o küçük kasabada yaşanan derin acıları da gün yüzüne çıkarmış oluyor.
İki farklı karakter. Bir tanesi bedensel engelleri nedeniyle annesine bağlı yaşamak zorunda olan ama asla gerçekleşmeyeceğini düşündüğü hayaller kurmaktan çekinmeyen İhsan ve hayalleri için evini terk ederek mutlu ilişkisine odaklanan Temmuz. Temmuz, işini ve ilişkisini kaybettikten sonra yolu İhsan ile kesişir. Bu iki farklı karakterin aslında ne kadar ortak yanları olduğu ortaya çıkınca aralarında bir abi kardeşi ilişkisi doğacaktır.
Muhafazakar, küçük kasabada yaşayan ve zıt karakterlere sahip iki kız kardeşten Hanife kendi halinde sessiz biriyken, Hatice haylaz ve umursamaz biridir. Hatice’nin ünlü bir şarkıcı olma hayallerinin ateşi ise kaymakamın oğlunun kasabaya gelmesiyle iyice körüklenir. Unutursam Fısılda filmi bu iki kız kardeşin bugününü ve geçmişini anlatarak hem o dönemin Türkiye’sini hem de aile ilişkilerini gözler önüne seriyor.
Kendini yıllar boyunca evine, eşine ve çocuklarına adamış bir ev hanımı olan Nadide Hanım’ın hayatı, 30 yıllık eşini kaybetmesiyle bir anda değişir. Kendini büyük bir boşlukta bulan Nadide Hanım, radikal bir karar alarak üniversiteye başlar. Bir ders kapsamına denize açıldıkları zaman ise hem bu cesur kadını küçümseyenler hem de seyirciler, umulmadık bir maceranın içinde bulurlar kendilerini.
Kaan, çalışkan bir adamdır. Yıllar boyunca dişiyle tırnağıyla kendine güçlü bir kariyer yapmış ve iyi bir aile kurmuştur. Ancak bu sırada onu yetiştiren babasını unutmuştur. Babası rahatsızlandığı zaman yanına gidemediği için onu yanına almak ister. Fakat yıllar boyunca sağlıklı bir ilişki kuramamış olan bu baba - oğul, aynı evin çatı altında girdikleri zaman yıllardır gizledikleri tüm duygular açığa çıkmaya başlar.
Türk sinemasının en üretken yönetmen ve senaristlerinden olan Çağan Irmak’ın izleyenlerin kalbine dokunduğu bazı filmlerini listeledik ve kısaca filmlerin hikayelerinden bahsettik. Bu filmler gösteriyor ki aslında hem dram hem de komedi, bizim içinde yaşadığımız vazgeçilmez duygularımızdır.