S­a­l­g­ı­n­ ­N­e­d­e­n­i­y­l­e­ ­5­G­ ­K­u­l­e­l­e­r­i­n­i­n­ ­Y­a­k­ı­l­d­ı­ğ­ı­ ­İ­n­g­i­l­t­e­r­e­­d­e­n­ ­B­i­r­ ­S­o­s­y­a­l­ ­M­e­d­y­a­ ­D­ü­z­e­n­l­e­m­e­s­i­ ­G­e­l­e­b­i­l­i­r­

Koronavirüs salgınına ilişkin ilk günden bu yana internette dolaşan kirli bilgiler, doğru bilgilerden daha çok insana ulaşıyor. Özellikle sosyal medyanın da etkisiyle zamanla kulaktan dolma bilgilerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Ayrıca haber sitelerinin de bir konuyu tam araştırmadan kamuoyu ile paylaşıyor olması sadece ülkemizde değil, küresel çapta bir sorun.

Temmuz ayının başından bu yana ülkemizde gündem olan ve temel amacının “hakaret ve nefret söylemini bitirmek” olduğu açıklanan sosyal medya düzenlemesi, diğer ülkeler tarafından farklı amaçlarla gerçekleştiriliyor. Şimdi de İngiltere, koronavirüs salgını nedeniyle yanıltıcı bilgilerin önüne geçmek için bir sosyal medya düzenlemesini tartışıyor. 

İngiltere Parlamentosu'nun Dijital, Kültür, Medya ve Spor Komitesi Başkanı Julian Knight, “Doğru yasama yapısının halen ortaya konmadığını görüyoruz ve sosyal medya şirketlerinin vicdanlarına bel bağlamaya devam ediyoruz. Bu yeterli değil. Elimizdeki mevcut yasalar bu amaca uygun değil ve biz hala bekliyoruz. Şu ana kadar bu konuda çok fazla gecikme yaşandığını görüyorum." açıklamasıyla tabloyu gözler önüne seriyor.

İngiltere’de salgına ilişkin ortaya atılan popüler komplo teorilerinden birisi de 5G’nin koronavirüs salgınına neden olduğu iddiasıydı. Teknolojik gelişmeleri yakından takip etmeyenlere bile fıkra gibi gelecek bu teoriye inanan insanların sayısı gün geçtikçe arttı. İngiltere’de insanlar yeni inşa edilmiş olan 5G kulelerini yıkıp yaktılar.

Sosyal medyada yanlış bilginin yayılmasından kullanıcılar kadar platformların kendileri de sorumlu. Zira artık dünyanın bir köşesinde ortaya çıkan hatalı bilgiler, diğer bir köşesinde felakete neden olabiliyor. Özellikle salgın gibi küresel kriz dönemlerinde bu etki daha rahat görülebilir.