T­e­l­e­v­i­z­y­o­n­u­n­ ­İ­n­s­a­n­l­a­r­ı­ ­Y­ö­n­l­e­n­d­i­r­d­i­ğ­i­n­i­ ­v­e­ ­B­i­l­i­n­ç­ ­A­l­t­ı­n­a­ ­G­i­r­d­i­ğ­i­n­i­ ­A­ç­ı­k­l­a­y­a­n­ ­K­u­r­a­m­:­ ­E­k­m­e­ ­K­u­r­a­m­ı­

İlk olarak psikoloji ve medya üzerine çalışmalar yürüten bilim profesörü George Gerbner tarafından ortaya atılan ve birçok bilim insanının desteklediği Ekme Kuramı, televizyonların insanların hayatı üzerindeki etkilerini oldukça iyi bir şekilde gözler önüne seriyor.

Bilimsel bir teori olarak kabul edebileceğimiz Ekme Kuramı, dünyada televizyonun etkileriyle ilgili yapılmış en uzun araştırma olma niteliğini de taşıyor. Gerbner'in bu kuramı temel olarak televizyonun insanların ailesinden anlatıcı konumunda biri olduğunu ve buna bağlı olarak da televizyondaki yayınların düşünceler ve bilinç üzerinde tekel bir görüş yarattığını söylüyor. Kısacası Gerbner abimiz, "fazla televizyon izlemek aptallaştırır" sözünü bize bilimsel olarak bu kuramıyla açıklamış.

Ancak Gerbner, ailenin söz sahibi olan bu televizyonun insan davranışlarını değil fikirlerini değiştirdiğini savunuyor. Gerbner'e göre insanlar televizyonda gerçek yerine kurgu dünyalarını görüyor ve bu kurgu dünyalarından yola çıkarak tutumlarını değiştiriyor. Özellikle fazla televizyon izleyen insanlar bu durumdan etkilenirken televizyon insanlar üzerinde tekel bir görüş de oluşturabiliyor.

Gerbner bu konuyu televizyonun insanları şiddete yönlendirmeyeceğini ancak dünyadaki şiddet hakkında kendi istediği tutum sahibi yapacağını savunarak destekliyor. Yani televizyon aslında sandığımızdan çok daha fazla psikolojik olarak insan yaşamını etkiliyor.