Sanayi Devrimi ile birlikte üretimin tanımı değişti, mühendislik öne çıkmaya başladı. Bu dönüşümün öncesinde dünyanın en büyük şirketleri sadece en iyisini, en kalitelisini üreten şirketlerdi. Endüstriyel değişimlerle birlikte tersine mühendislik gibi teknikler ortaya çıkınca, kaliteli olanı herkes üretmeye başladı.
Bu büyük dönüşümün başlangıcı, hala dünyanın en aktif iş alanlarından birisi olan otomotiv sektöründe fazlasıyla hissedildi. Tüketiciler araba alacakları zaman hep aynı kalitede olan çok sayıda seçeneğe erişme fırsatı buldular. Fabrikalar harıl harıl çalışıyordu. Ürünlerin sıradanlaşması “emtialaşma” kavramının hayatımıza girmesine neden oldu. Farklı bir şey gerekiyordu. Gerçekten başarıya ulaşmak isteyen firmalar, aradıkları formülü duygusal mesajlarda buldular.
Mercedes eşsiz motor sesiyle öne çıktı, BMW genç ve enerji doluydu… Volkswagen bir dev olmadan önce halkın arabasıydı. Bu örnekler arttı, haliyle üretim de arttı. Otomotiv pazarı öyle bir doyum noktasına geldi ki yeryüzünde içine hiç binilmemiş sıfır kilometre yüz binlerce aracın bulunduğu mezarlıklar oluşmaya başladı. Buraların hepsi üretim endüstrisinin çöplüğü gibiydi.
İşte otomotiv sektörünün doyum noktasına ulaştığını kanıtlayan, dünyanın en büyük araba mezatlıkları:
()