­İ­s­t­a­n­b­u­l­­d­a­ ­K­i­m­s­e­n­i­n­ ­F­a­r­k­ ­E­t­m­e­d­i­ğ­i­ ­G­i­z­l­i­ ­B­i­r­ ­D­e­p­r­e­m­ ­O­l­d­u­­

The Guardian, 2016 yılında İstanbul'da tam 50 güne yayılan bir 'yavaş deprem' gerçekleştiğini belirtti. Earth and Planetary Science Letters'da yayınlanan makaleye göre, merkez üssü İstanbul'un birkaç kilometre güneyinde olan deprem, sondaj deliğindeki gerilim-ölçer cihazıyla saptandı.

Patricia Martinez-Garzon liderliğindeki ekip, bu depremin bütün enerjisini bir kerede açığa çıkarmış olsaydı tam 5.8 büyüklüğünde bir sarsıntıya neden olacağını söylüyor. Ancak yavaş depremlerde, sarsıntıdan doğan enerji saniyeler içerisinde değil, saatlerce hatta aylarca yayılarak açığa çıkıyor.

“Yavaş deprem diye bir şey olmaz. Depremde enerji bir anda açığa çıkar. Enerjinin yavaş yavaş açığa çıkması olmaz. Zaten ‘deprem’ yerin gerginliğinin birden bire boşalmasıdır. Bu gaz değil ki birden bire çıksın. Bizim ‘krip’ (yavaş akma) dediğimiz bir olay var. Bu durumda kırılma olmadan büzülerek yerin iki yanağı yürür, buna da deprem denmez. O ‘krip’ noktasında daha sonra kırılma olabilir. O zaman deprem olur, o vaziyette de enerji zaten açığa çıkar.”

“Yavaş deprem kavramı dünyada son 10 yılda ortaya atılan bir kavram. Depremlerin çok yavaş hızla kırılması durumunu ifade eder. Literatürde bu şekilde kaydedilmiş depremler var. Deprem ağlarının yoğun olduğu yerlerde oluyor. Elektronik-sismik sistemlerin gelişmesiyle birlikte tespit edilebilir hale geldi. Tespiti için özel bir analiz ve yazılım gerekiyor.”