Z­o­m­b­i­l­e­r­e­ ­F­ı­s­ı­l­d­a­y­a­n­ ­A­d­a­m­ ­G­e­o­r­g­e­ ­R­o­m­e­r­o­­n­u­n­ ­K­a­b­u­s­l­a­r­ı­n­ı­z­a­ ­İ­l­h­a­m­ ­V­e­r­e­c­e­k­ ­1­0­ ­F­i­l­m­i­

Z­o­m­b­i­l­e­r­e­ ­F­ı­s­ı­l­d­a­y­a­n­ ­A­d­a­m­ ­G­e­o­r­g­e­ ­R­o­m­e­r­o­­n­u­n­ ­K­a­b­u­s­l­a­r­ı­n­ı­z­a­ ­İ­l­h­a­m­ ­V­e­r­e­c­e­k­ ­1­0­ ­F­i­l­m­i­

1968 yılında herkes işine bakıyor, kimse sinemada devrim niteliğinde bir adım beklemiyordu. Sonra bir anda Night of the Living Dead filmi vizyona girdi. Siyah - beyaz bu filmde yürüyen ölüler vardı, önemli başrollerden biri siyahiydi ve bu kadar fantastik konusuna rağmen insanlara hiç de uzak bir yapım değildi. Bu filmin yönetmeni George Romero için henüz her şey yeni başlamıştı. 

2017 yılında aramızdan ayrılan usta yönetmen George Romero, tam adıyla George Andrew Romero modern zombi türünün kurucusu olarak kabul edilmekle beraber korku janrına yaptığı katkılar da azımsanacak gibi değildir. George Romero izleyicileri ekrana kilitleyen filmler yapmakla kalmadı aynı zamanda korkuseverler için bir ışık oldu. Usta yönetmenin IMDb puanlarına göre en iyi filmlerini listedik ve kısaca filmlerin hikayelerinden bahsettik.

George Romero, zombi filmleri

Korku edebiyatının usta ismi Stephen King tarafından kaleme alınan aynı isimli romandan George Romero’nun sinemaya uyarladığı The Dark Half filminde, bir gerilim romanı yazarının yaşadığı kişilik çatışmasını izliyoruz. George Stark ismiyle yayınladığı romanlardakine benzer cinayetlerin işlendiğini görmeye başlayan yazar, polisle işbirliği yaparak bu cinayetlerin ardındaki gizemi çözmeye çalışır.

Korku edebiyatının kurucu isimlerinden kabul edilen Edgar Allan Poe tarafından kaleme alınan The Facts About Mr. Valdeman ve The Black Cat isimli hikayelerin yönetmenler George Romero ve Dario Argento tarafından sinemaya uyarlandığı filmde, hırstan gözü kör olmuş bir kadının kocasını öldürmesi sonrası yaşanan olayları izliyoruz. Kadın, kocasını öldürdükten sonra eve gelen bir kara kedi aslında adamın gerçekten ölüp ölmediğini sorgulanmasına neden olacaktır.

Allan, korkunç bir kaza geçirir ve bu kaza sonucunda neredeyse tamamen felç olur. Maymunlarla deney yapan bilim insanı arkadaşı Geoffrey, ona bu durumda destek olması için bir maymun teklif eder. İlk zamanlarda maymun sayesinde Allan’ın hayatı hiç olmadığı kadar keyifli bir hale gelir. Ancak zaman ilerledikçe görürüz ki üzerinde yapılan deneyler sonucu bu maymun son derece garipleşmiştir.

George Romero’nun yazıp yönettiği film, zombilerin her yeri işgal ettiği ve insanların kalın duvarların ardında yaşamaktan başka çare bulamadığı distopik bir dünyada geçiyor. Elbette, bu dünyada da insanlar hırslarına yenik düşmüştür ve sınıfsal ayrımlar yaşamaktadırlar. İnsanların iç dinamiklerinin zaten karmaşık olduğu sırada zombiler akıllanarak örgütlenmeye başlarlar ve insanlara beklemedikleri bir anda organize bir şekilde saldırırlar.

George Romero’nun yazıp yönettiği film bir ortaçağ öyküsü ama burada motosikletli gruplar var. Bu sıradışı filmde, ortaçağ temalı bir fuarda gösteri yaparak geçinen bir grubun zaman içinde motosikletli bir çeteye dönüşerek ortalığa kan kusturmasının hikayesini izliyoruz. Eski şövalyeleri gibi davranan bu insanların altında atlar yerine güçlü motosikletler ve karşılarında silahlı başka gruplar var.

George Romero’nun yazıp yönettiği film Martin isimli bir gencin, 84 yaşında bir vampir olduğuna inanmasıyla başlıyor. Sivri köpek dişleri ya da mistik güçleri olmamasına rağmen vampir olduğuna inanan Martin, kadınlara sakinleştirici enjekte ederek onları kaçırıyor ve jiletle açtığı yaralardan onların kanını emiyor. Ona inanan amcası ile birlikte Pennsylvania’da küçük bir kasabaya yerleşen Martin, burada bir kadına aşık olduktan sonra eski inançlarını sorgulamaya başlıyor.

George Romero’nun yazıp yönettiği film, zombilerin her yeri işgal ettiği ve bir grup insanın yeraltında bulunan gizli bir laboratuvara sığınmak zorunda kaldığı distopik bir dünyada geçiyor. Florida’daki bu yeraltı sığınağında bilim insanları ve askerler vardır. Bilim insanları, zombileri eğitmek gibi delice fikirler öne sürerken; askerler, onları paramparça etmek konusunda ısrarcıdırlar. Bu tartışma bir noktada kavgaya dönecek ve bu küçük grup, sığınaklarından çıkmak zorunda kalacaktır.

George Romero’nun yazıp yönettiği filmde zombi sürüleri adım adım Amerika Birleşik Devletleri’ni işgal etmektedir. Güvenli hiçbir yer yoktur. Bir alışveriş merkezi hariç. Bir radyocu, onun kız arkadaşı ve iki SWAT üyesinden oluşan bir grup, bu alışveriş merkezine sığınırlar. Burada hayatta kalmak yetmeyecek, insanlığın son kalesi olan bu alışveriş merkezini korumak zorunda kalacaklardır.

Her şeyin başladığı ve George Romero’nun korku ve zombi türüne unutulmaz imzasını attığı bu filmde, ülkenin Doğu Yakası’nı yok etmeye başlayan zombi salgınından kaçmaya çalışan bir grup insanın hikayesini izliyoruz. Bir çiftlik evine sığınan bu grup, evin etrafını zombiler sardığı zaman paniğe kapılırlar. Zombiler arasına giren herkes onları avı olacaktır. Grubun tek çaresi, birlikte hareket etmektir.

Senaryosu korku edebiyatının usta ismi Stephen King tarafından kaleme alınan Creepshow filmi, 5 farklı hikayenin işlendiği 5 kısa filmden oluşuyor. EC Comics olarak bilinen 1950’li yılların popüler çizgi roman hikayelerinden ilham alınarak yazılan bu hikayelerin her biri farklı bir konuya sahip. Kıskanç kocalar, korkunç canavarlar, uzaylılar, dev böcekler ve içinde ceset olan evlerin hepsini tek bir filmde toplamayı ancak Stephen King ve George Romero ikilisi başarabilirdi.

Modern zombi türünün kurucusu olarak kabul edilen usta yönetmen George Romero sevenlerin ve korku filmi tutkunlarının mutlaka izlemesi gereken, IMDb puanlarına göre yönetmenin en iyi filmlerini listeledik ve kısaca filmlerin anlattığı hikayelerden bahsettik. 

Popular Articles

Latest Articles