Oyun oynamak, genel anlamda rahatlatıcı bir yapıya sahip olsa da, bazı oyunlar bizleri çileden çıkarabiliyor. Örneğin; takım başarısına dayalı bir rekabetçi oyunu tanımadığımız insanlar ile çevrimiçi bir şekilde oynadığımızda bu tarz sinir bozucu durumlara daha sık denk gelebiliyoruz. Oldukça yoğun geçen bir günün ardından bu şekilde bir durum ile karşılaşmak, çok daha fazla sinir bozucu olabiliyor. Bu yüzden; bu tarz durumlarda farklı türden oyunlara yönelmemiz gerekiyor.
Her oyuncunun, kendisini her seferinde rahatlatmayı başaran özel bir oyunu mutlaka vardır. Bu bir strateji oyunundan tutun, rogue-like bir yapıma kadar gidebilir. Bazı oyunlar ise daha sade bir yapıya sahip oldukları için bu konuda çok daha başarılı olabilir. Biz de, tam olarak bu tarzdan oluşan bir liste hazırladık.
Oldukça tatlı piksel piksel grafikleri ve oyuncuya sunduğu serbestlik ile öne çıkan A Short Hike, küçük bir maceraya yelken açmak isteyen oyuncular için birebir olabilir. A Short Hike, basit oynanış yapısı ve özgün atmosferiyle oldukça kısa ama unutulmaz bir macera sunuyor. Yaklaşık bir buçuk saatlik bir oynanış süresine sahip olan yapım, stresli bir günün tüm yorgunluğunuzu üzerinizden alabilir.
Euro Truck Simulator 2’yi, ya da; kısaltılmış adıyla ETS 2’yi en az bir defa duymuşsunuzdur. Simülasyon türünün efsanelerinden olan ETS 2, aradığınız rahatlatıcı deneyimi sunan yapım olabilir. Müşterilerden sipariş alıp, kamyonunuz ile birlikte şehirler arası yolculuklara atılmak kulağa çok hoş gelmiyor mu? Ayrıca, direksiyon seti sahiplerinin Euro Truck Simulator 2’ye mutlaka bir şans vermesini tavsiye ediyoruz.
Simülasyon türünün gözdelerinden bir diğeri olan Farming Simulator serisi, gerçekçi bir tarım deneyimi arayanlar için muhteşem bir seçenek. Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru piyasaya sürülen Farming Simulator 22, serinin hiçbir zaman sunmadığı kadar çeşitlilik sunuyor. Eğer tarıma ilgi duyuyor ve çiftçiliğin nasıl bir deneyim sunduğunu merak ediyorsanız, yüzlerce saatlik rahatlatıcı bir deneyim sizleri bekliyor.
Macera türünde bir yapım olan Firewatch, oldukça ilgi çekici bir hikâyeye ve tatlı sohbetlere sahip bir oyun. Atmosferik yapısı ve içerisinde barındırdığı gizemler sebebiyle bolca bulmacaya da ev sahipliği yapan oyun, 1989’lu yıllarda kargaşa dolu hayatını terk edip, basit bir hayat yaşamak için yangın gözetleme işine giren Henry’yi konu alıyor. Wyoming’in birbirinden güzel manzaraları ve birbirinden eğlenceli telsiz sohbetleri eşliğinde oldukça gizemli bir maceraya çıkmaya hazır olun.
‘’Ev toplayacak olsam kendi evimi toplardım.’’ diyerek bize kızabilirsiniz; ama, House Flipper gerçekten çok rahatlatıcı bir deneyim vaat ediyor. Harap olmuş hâldeki bir evi alıp; yenileyip, temizleyip, dekore edip ve en sonunda da ortaya çıkardığınız şaheserin tadını çıkarmak gerçekten hoşunuza gidebilir. Hangi ev ikinci şansı hak etmez ki?
Oldukça ilgi çekici bir hikâyeye sahip olan Road 96, siyasi bir konuyu ele alıyor. Ülkeyi terk etmeye çalışan gençler olarak oynayacak, yapacağınız seçimler ile oyunun gidişatına yön verebileceksiniz. Road 96, etkileyici bir hikâye içerisinde kaybolmak isteyen oyuncular için epey güzel bir tercih olacaktır.
Tek bir kişi tarafından yıllarca süren uzun bir süreç içerisinde geliştirilmiş olan Stardew Valley, görünüşünün aksine sadece bir çiftlik oyunu değil, adeta bir yaşam simülatörü. Oldukça ilgi çekici bir atmosfere ve oynanış yapısına sahip olan yapım, yüzlerce saatlik bir deneyimi içerisinde barındırıyor. Büyükbabanızdan size kalan çiftliğin başına geçiyor ve yeni çiftlik hayatınıza atılıyorsunuz.
Gerçekçi bir avcılık deneyimi dediğimizde, şüphesiz ki aklımıza gelen ilk oyunlardan bir tanesi theHunter: Call of the Wild’dir. Eğer avcılığa ve iz sürmeye meraklıysanız, yanınızda yolculuğa çıkacak bir tane de arkadaşınız var ise; aradığınız deneyim kesinlikle theHunter’da diyebiliriz. Oyunu tek başınıza da oynayabiliyor olsanız da, tanıdık bir yüz ile birlikte avlanmak kesinlikle çok daha heyecanlı olacaktır.
Bazı insanlar, bulmaca çözmeyi etkili bir rahatlama yöntemi olarak görürler. Bazı insanlar da, özellikle yorgun olduklarında bu tarz eylemlerden uzak dururlar. The Pedestrian, zorluk konusunda aradığı kıvamı yakalamış olan bir bulmaca oyunu. Kendine özgü tarzı ve sunumuyla birlikte dikkatleri toplayan yapım, farklı bir bulmaca deneyimi arayışında olan oyuncular için müthiş bir tercih olabilir.
Uzun yıllardır kendi türü içerisinde rakipsiz bir şekilde ilerlemeye devam eden The Sims serisi, yaşam simülasyonu dediğimizde aklımıza gelen ilk oyunlardan bir tanesi olmayı başarıyor. Gerçek hayatın yorgunluğu ve stresinden kaçıp, kendi kurduğunuz sanal bir dünyaya çekilmek istiyorsanız; The Sims 4 kesinlikle aradığınız oyun diyebiliriz.
‘Rahatlatıcılık’ konusunda zirveye oynamayı başaran Unpacking, aslında evimizde bulunan kutuları yavaş yavaş boşalttığımız bir oyun. Kutular içerisindeki eşyaları evimize yerleştirerek ilerlediğimiz, bu süreç zarfında da kendi hikâyesini anlatmayı başaran yapım, sakin bir deneyim arayışındakilerin kesinlikle şans vermesi gereken bir oyun.
An itibariyle, listemizin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Genel itibariyle; basit, sade yapıda ve simülasyon türünde oyunlar ‘rahatlatıcı’ oyunlar olarak anılıyor olsa da, bu durum kişiden kişiye göre farklılık gösterebilir. Peki, sizler yorucu bir günün ardından stres atmak için hangi oyunları oynuyorsunuz?