B­u­ ­H­a­f­t­a­y­a­ ­D­a­m­g­a­s­ı­n­ı­ ­V­u­r­a­n­ ­E­n­ ­İ­y­i­ ­5­ ­U­z­a­y­ ­F­o­t­o­ğ­r­a­f­ı­

Gelişen teknolojinin de etkisiyle her geçen gün uzayın derinliklerinden yeni fotoğraflar elde edebiliyor, yeni bilgiler öğrenebiliyoruz. Bu haftanın uzay gündeminde ise Güneş sisteminin belki de en çok küçümsenen gezegeni olan, hatta bir atmosferi bile olmayan Merkür var.

Güneş sisteminin pek önemsenmeyen bu küçük gezegeni Merkür, aslında küçük kayalık yüzeyinin altında bir volkanizma geçmişine ve kraterlerinde su buzullarına sahip. Dilerseniz lafı fazla uzatmadan Merkür için oldukça yoğun geçen bu haftaya damgasını vuran en iyi fotoğraflara yakından bakalım.

Güneşimizin bu etkileyici görüntüsünün sol alt köşesine bakarsanız, küçük siyah bir nokta göreceksiniz. Bu nokta, 11 Kasım Pazartesi günü birkaç yıldır ilk kez Dünya ile Güneş arasından geçmeye başlayan, sistemimizin en küçük gezegeni Merkür’den başkası değil.

Fotoğrafa baktığınızda Merkür’ün ne kadar küçük olduğunu düşünebilirsiniz ancak Güneş’in yanında her şey küçük kalıyor.

NASA’nın MESSENGER misyonu kapsamındaki uzay aracı, Merkür’ün yörüngesindeyken Rembrant havzasının kenarının fotoğrafı da dahil olmak üzere, gezegenin fotoğraflarını benzeri görülmemiş detaylarda çekti. Rembrant, yüzeydeki en büyük havza ve görüntünün ortasından geçen dikiş izine benzer şey de bir plaka tektonik hattı.

Araştırmacılar, resmin üst kısmında gördüğümüz parlak şeyi Dominici krateri olarak adlandırdı. Yüzeye çarpan şey her neyse, ejecta materyalini gezegenin dışına göndererek volkanik kalıntıları ve altındaki daha parlak materyalleri ortaya çıkarıyor.

Fotoğrafta görünen havzanın tamamı volkan lavları ile dolu. Bu nedenle meteorlar, kir ve kayaları birbirine karıştıracak şekilde çarpar ve bilim insanlarının yüzeyin altında ne tür malzemeler olduğu konusunda bazı bilgiler edinmelerine yardımcı olabilirler.

Caloris havzasının bu görüntüsünde, turuncu renklerde eski lavları ve daha derin morlarda ise meteor çarpmalarıyla karışan malzemeleri görüyorsunuz. MESSENGER ekibindeki bilim insanları, bu fotoğrafı Güneş ve uzay aracının doğrudan tepede olduğu bir zamana göre planladılar.

Çekim yapmak için doğal bir ışık kaynağı kullanan araştırmacılar, Güneşin parlaklığı sayesinde kameranın net ve ayrıntılı bir görüntü ortaya koyabilmesini sağladı.

Bu görüntüde yer alan araç, MESSENGER uzay aracı. Merkür'ün yörüngesinde geçirdiği dört yıl boyunca MESSENGER, Merkür'deki eski volkanizma kanıtlarını keşfetmekle kalmadı, aynı zamanda kraterlerde su buzu da buldu.