![Dev Markaların Böyle Bir Şey de mi Üretiyorlarmış Dedirten Birbirinden İlginç Ürünleri](https://kilalu.blog/news/2024-07-30-07:22/Dev Markaların "Böyle Bir Şey de mi Üretiyorlarmış" Dedirten Birbirinden İlginç Ürünleri.jpg)
Mesela Xiaomi gibi markaların ürün yelpazesi çok geniş olduğu için "Aa, Xiaomi böyle bir şey de mi üretiyormuş!" diyemeyiz.
Ancak skalasının çok geniş olmadığını "sandığımız" bazı markalar, deyim yerindeyse adeta kaçamak yaparak kendileriyle çok alakası yokmuş gibi görünen ürünler de üretmişler veya üretiyorlar. Bakalım bu ilginç ürünler nelermiş?
2. Dünya Savaşı'ndan sonra tekstil alanında boşluk gören Toyota, dikiş makinesi işine girdi ve o günden bu güne dikiş makinesi üretmeye devam ediyor.
Üstelik Samsung'un Güney Kore'de bir giyim mağazası bile var.
Bu durumun nedeni, Güney Kore'nin mega şirketlerinin Batı'da bilindikleri imajlarından ibaret olmamalarıdır. Aslında çok daha geniş holdinglerdir ve işletme portföyleri çok fazla alana kök salmıştır.
Looney Tunes çizgi filmlerindeki ACME corp. gibidirler bir bakıma.
Üstelik hala da satmaya devam ediyor. Peugeot'nun ilk otomobili ise 69 yıl sonra üretilecekti. 1896'da ana şirketten ayrı olarak bir de otomobil şirketi kuruldu ve günümüzde asıl bilinen şirket bu oldu. Ana şirket ise günümüzde de öğütücü üretmeye devam ediyor.
Farklı şekillerde de olsa meşhur aslan figürü ikisinin logosunda da bulunuyor:
Bunlar dışında ise ne saatlerle ne de hesap makineleriyle bir ilişkisi olan farklı bir ürün de üretiyor: Klavyeli müzik aletleri.
Casio 1946'da kuruldu ancak ürettiği ilk ürün belki de en ilginç olanıydı: Yüzük şeklindeki sigara tutacağı.
Yubiwa piposu denilen bu ürün, kullanıcının dumanını pelete toplayıp kullanıcının elini serbest bırakarak sigarasını rahat içmesini sağlıyordu. Başarılı olan bu üründen gelen parayla Casio'nun kurucusu Tadao Kashio, bir fuarda elektrikli hesap makinesi görünce kendi hesap makinelerini üretti.
Casio daha sonra 1980'lerde elektronik klavyeli müzik aletleri üretti. Sonrasında ise hem dijital hem de analog kuvars saatlerin ilk üreticilerinden biri oldu.
Google Görseller'e "Yamaha" yazdığınızda karşınıza daha çok motosiklet ya da tekne motoru çıkar.
Oysa Yamaha 1887 yılında Torakusu Yamaha adlı müzisyen ve girişimci tarafından kuruldu. Yani temelini motorlarla değil müzik aletleriyle attı. Flüt, keman, saksafon, piyano, klarnet, bateri, gitar(özellikle bas gitar), org, davul gibi müzik aletlerini çok uzun yıllardır üretiyor.
Yine ulaşım aracı olduğu için çok şaşırtıcı bir ürün olduğu söylenemez ancak Skoda'nın bisiklet ürettiği çok bilinmiyor. İşin ilginç yanıysa yılda 1 milyon adetten fazla otomobil satışı yapan şirket, sektöre 1895 yılında bisiklet üretimiyle adım attı.
Skoda dışında Mercedes, Aston Martin, Opel, Peugeot gibi bazı otomobil markalarının da bisiklet üretimiyle bağı bulunuyor.
Aktivite takip ve sağlık ürünleri şirketi Wihtings'i 170 milyon dolara satın alan Nokia, bu tartılarla adeta yaşam koçluğu yapıyor. Bu ürüne tartı demek ona hakaret sayılabilir, ismi "vücut kompozisyon analizi" olarak geçiyor. Özelliklerini tek tek yazsak buraya sığmayabilir.
Şirket ilk olarak 1918 yılında kuruldu. Sonra ayrılmalar ve birleşmeler derken dallanıp budaklandı. Hatta logoları bile farklılaştı. Bu büyüklüğe tersmiş gibi görünen ama aslında şirketin ne kadar dallanıp budaklandığının kanıtı olan bu kalemtıraşı görsele koymak istedik. Evet, bunu bile üretiyorlar.
1928'de kurulduğunda, pille çalışan radyoların tamirini yapan küçük bir şirketti. 1930'da ise araba sahiplerinin en sevdikleri programların keyfini çıkarmasına imkan tanıyan kompakt bir araba radyosu olarak çıkış yaptı. Bu sebeple marka ismi de bu amaca uygun olmalıydı.
Araba ile hareket halinde müzik dinlemeyi marka haline getirme için betimlenmesi gereken şeyler az çok belliydi. "Motor" ile otomobil betimlenirken, "ola" ünlü müzik pikapları "The Victorola" markasından esinlenildi ve 1930'da Motorola markası kullanılmaya başlandı. Çıkışı cep telefonu değilse bile işin içinde yine "sinyal" var. Aynı zamanda telsiz üreticisi de.
2011'de Motorola Solutions ve Motorola Mobility olmak üzere iki işletmeye ayrıldı. Motorola Mobility, Google tarafından 2011'de satın alındı. 2014'te ise Lenovo'ya satıldı.
Belki bir Ferrari koltuğunda saçlarınız dalgalanmayacak ama en azından bir fön makinesiyle biraz da olsa bu hissi deneyimleyebilirsiniz.
Golf arabasına...
Ama aslında minik bir traktör.
Ki pek çoğunuz zaten Lamborghini'nin aslında spor otomobillerle değil traktörlerle piyasaya girdiğini biliyordur, ancak bu traktörü epey ilginç.
SDF India adlı bir şirket, Hindistan'da satıyor bunları. Varlıklı çiftçilere, lüks tatil yörelerindeki kişilere pazarlanıyor. Üretimini ise aslında bir Alman şirketi olan Deutz-Fahr yapıyor. Bir ortaklık söz konusu.
Hatta paletli traktörleri de var:
Hollandalı yat firması Quintessence ile iş birliği sonucu ortaya çıkan, özellikle de minimal tasarımıyla dikkat çeken tekne, Bond filmlerinden fırlamış gibi görünüyor.
11,2 metre uzunluğunda. Gövdesi karbon fiber. 370 beygir gücüne sahip dizel versiyonu ile hızı 44 knot'a kadar çıkabiliyor. Fiyatı 1.64 milyon dolar. Daha yüksek versiyonda ise teknenin hızı 50 knot'a ulaşıyor ve 520 beygirlik iki motor bulunuyor. Bu versiyonun fiyatı ise 2.1 milyon dolar.
Doritos "her nedense" bir ara şampuan, yüz temizleme jeli gibi ürünler satmış ancak neyse ki bu kötü kararından artık vazgeçmiş. Sos sanıp cipse bandıranlar bile olabilir.
Cips Paketini Açınca Gelen O Keskin Ayak Kokusunun Sebebi Ne?
Duj jelinden ziyade hardal sosunu andırıyor. Sağdaki McFlurry ise McDonald's'ın dondurma ürünlerinin ismi, onun da bir duş jeli bulunuyor. Piyasada hala olup olmadığı ise muamma.
Lazanya sonrası nane aromalı bir şeylere olan talep artar ne de olsa... 1960'larda dondurulmuş gıda sektörüne adım atan Colgate, çok da yayılmadan hemen geri adım atmış. Bu eşsiz başarısızlığı ellerinden geldiğince gizlemeye çalışmışlar, bazı şirket yetkilileri böyle bir ürünün olmadığını iddia etmiş ancak görseldeki kutuda yazdığı gibi bir lazanya olmasa da gerçekten de dondurulmuş gıda işine adım attıklarına dair belgeler ortaya çıkmış.
Görseldeki lazanya kutusu aslında Colgate'e ait değil. Ünlü markaların başarısız olduğu ürünlerin sergilendiği bir müze için özel olarak tasarlanmış. Çünkü Colgate -müzedeki diğer şirketlerin aksine- ürünü gizlemek istemiş.